"ابيض" - ترجمة من عربي إلى تركي

• beyaz
• beyazdı
• Beyazlar
• beyazım
• beyazsın
• White
• beyazı
• Beyazların

Silahlı bir beyaz adam. Aynı bok 425 yıl önce halkıma aynen yapılmıştı.
رجل ابيض بيدية بندقية , نفس الهراء الذى يحدث لقومى منذ 425 سنة

beyaz yüzlü siyah başlıklı maymun Rus salatası ve turşuyla birlikte.
إنه قرد اسود ذو وجه ابيض بلباس روسي ومخلل على الجانب

Tüm büyük suçların arkasında beyaz zengin bir adam vardır.
كل جريمه كبيره يكون ورائها رجل ابيض غني ينتظر حصته

Yaptıkların o kadar acı veriyor ki her zaman siyah beyaz görmeye başladın.
ما فعلته من المؤلم تذكره أنت ترى ابيض واسود طوال الوقت كاليه دفاعيه

Bazı insanlar ölüme yaklaştıklarında beyaz ışık gördüklerini söylerler. Sen gördün mğ?
بعض الاشخاص يقولون عندما تموت تشاهد شعاع ابيض , ماذا رايت ؟

18 yaşında, beyaz bir erkek, adı Nicholas Powell dedim.
قلت عمره 18 عام شاب ابيض , اسمه نيكولاس باول

beyaz, orta yaşlı, evli ve çocuklu bir adamı arıyoruz.
نحن نبحث عن أب في منتصف العمر ابيض و متزوج

Aradığımız kişi 45-55 yaşları arasında, orta yapılı, beyaz bir erkek.
الشخص لونه ابيض ذكر عمره بين 45 الى 55 بنيته متوسطة

Ve sonunda, Letsatsi, yani Lemombo Vadisi'nin beyaz aslanı sürüdeki yerini buldu.
وأخيرا ليتساتسي أسد ابيض من اجل قرية ليمبومبو وجد مكانه في القطيع

Şüphelimizin halüsinasyon gören paranoid şizofreni hastası beyaz bir erkek olduğunu düşünüyoruz.
نحن نعتقد ان الجانى ذكر ابيض مريض بالفصام مذعور يعانى من هلوسات

20-35 yaşları arasında fiziksel açıdan fit bir beyaz erkek arıyoruz.
نحن نبحث عن رجل ابيض لائق جسديا بين العشرينات لبداية الثلاثينات

Aslına bakarsan liseden bu yana beyaz bir sevgilim bile olmadı.
اني حرفياً لم يكن لدي عشيق ابيض منذ ان كنتث بالمدرسة.

İlanı bir hafta önce 20-35 yaşları arasında beyaz bir erkek vermiş.
هذا الاعلان وضعه رجل ابيض الاسبوع الفائت في عشرينات او اوائل الثلاثينات

kapatıyoruz. Ve fosfor mavi ışığı beyaz, sıcak ve tatlı bir şekle döndürüyor.
بواسطة قبعة الفوسفور. حيث ان الفوسفور ينشط باللون الازرق ويجعل اللون الازرق ضوءا ابيض .. لطيف ودافئ.

Güney Afrika'da güvenin en yoksun olduğu ilişki beyaz bir polis ile siyah toplum arasındadır.
في جنوب أفريقيا, ان اكثر العلاقات المتزعزعة هي الثقة بين شرطي ابيض و المجتمع الاسود

Ses: Mary'nin bir kuzusu var, kürkü kar gibi beyaz, Mary nereye gitse, kuzu peşinden gider.
صوت: ماري تملك خروف صغير، صوفه ابيض كالثلج، واينما ذهبت ماري، يتبعها الخروف.

Mary'nin bir kuzusu var, kürkü kar gibi beyaz, Mary nereye gitse, kuzu peşinden gider.
ماري تملك خروف صغير، صوفه ابيض كالثلج، واينما ذهبت ماري، يتبعها الخروف.

Henry'nin küçük bir kuzusu vardı, tüyleri kar kadar beyazdı ve Dudley nereye giderse Henry de peşinden giderdi.
هنري كان لديه حمل صغير صوفه كان ابيض كالثلج وفي كل مكان دادلي ذهب اليه

İyi adamlar, bu adamın ordusundaki Beyazlar bir saldırıya karşı arkamızı kolluyorlar ve sen, kahrolası makarnacı İtalyan bir çocuktan bahsediyorsun?
انه رجل صالح, رجل ابيض في الجيش يمنع ذلك الهجوم, ستحدثيني عن ولد لعين صالح؟

Çünkü ben bir beyazım, değil mi? Seni bunalttım mı?
الديك مشكلة معي لأني ابيض يا زوس

Sen beyazsın.
انت ابيض تستطيع فعل اى شئ

Aman, White Pine Bay'de.
في خليج الصنوبر الابيض او خليج ابيض الصنوبر

Zenci olsaydım bir beyazı siktiğimde kendimi gay hissetmezdim.
انا اقول انني لو كنت رجل اسود شاذ لن افكر بمضاجعة رجل ابيض

Adamım, nasıl oluyor da siz Beyazların bu kadar sert kıçları oluyor? Yanmış bir surat ve bu beyaz adam yürüyüşüyle buradan nasıl çıkacaksın?
كيف ستمشى بالخارج هنا بوجه داكن و مشيه رجلا ابيض ؟