Burada oturup, seninle bu konuyu tartışmayacağım. | Open Subtitles | سوف لا اجلس هنا و اتجادل معكم |
tartışmayacağım... | Open Subtitles | لا اريد ان اتجادل |
Seninle tartışmak zorunda mıyım, polislerle kafa mı tokuşturayım... | Open Subtitles | على ان اتجادل معك و أتناطح مع رجال الشرطة |
Sakın abine söyleme. Onunla tartışmak istemiyorum. | Open Subtitles | فقط لا تخبري اخاك انا لا أريد ان اتجادل معه |
Bir bilsem, ama bildiğim bir şey var ki seninle... tartışıp bok kokunu duymak için burada beklemiyorum. | Open Subtitles | العنني لو عرفت ولكني واثقا تماما انني لن ابقي هنا اشم فضلاتك وانا اتجادل معك |
Netanyahu'yu eleştiren başka bir Yahudiyle tartışıyordum ve tüm Filistinli insanların yüzüne gülen yüzlü etiketler yapıştırmayı istedim. | Open Subtitles | كنت اتجادل مع يهودي آخر ينتقد نتنياهو ويريد ان يضع ملصقات وجوه سعيده |
Ben farklıyım, Marshall, bunu seninle tartışacak değilim. | Open Subtitles | انا مختلف عنك يا مارشال ولا اريد ان اتجادل معاك |
Senle bu konuyu tartışmayacağım... | Open Subtitles | حسنا لن اتجادل معكِ |
- Anne... Anne, seninle tartışmayacağım. | Open Subtitles | ماما ، انا لن اتجادل معكي |
- Seninle bu konuda tartışmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن اتجادل معك بخصوص هذا |
Bunu tartışmayacağım senle. | Open Subtitles | لن اتجادل معكَ بهذا الشأن |
Seninle tartışmayacağım. Git hadi! | Open Subtitles | لن اتجادل معك، اذهبي |
Ben gitmiyorum. Bak, seninle tartışmak istemiyorum ama bu bir mesuliyet sorunu. Kalmam gerekli. | Open Subtitles | لا اريد ان اتجادل مغك ولكن هذا مسؤولية علي البقاء فلا احد يمكنه مساعدة بوب غيري |
Seninle tartışmak istemiyorum Vladimir. | Open Subtitles | لا أريد ان اتجادل معك فلاديمير |
Ama elbette bu semantik detayları bu delikanlılarla tartışmak istemiyordum, bu nedenle uzun ve rahatsız bir suskunluktan sonra dedim ki, "Evet, evet, hissediyorum. Kendimi çok sevilmiş hissediyorum." | TED | ولكن لم أكن أريد أن اتجادل لغويا مع هؤلاء الأولاد، ثم بعد وقفة طويلة وغير مريحة للغاية ، قلت "نعم ، نعم ، أنا أشعر بحبه جدا." |
tartışmak istemiyorum. | Open Subtitles | لم اكن اريد ان اتجادل معك |
Benimle tartışıp, sonucunda dediğinin olmasını istiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ فقط تريدينني أن اتجادل معكِ |
Bobby, tüm gece senin adına tartışıyordum! | Open Subtitles | بوبي ، لقد كنت اتجادل ! بالنيابة عنك طوال الليل |
Her neyse, annemle mesajla tartışıyordum. | Open Subtitles | كنت اتجادل بالرسائل مع امي |
Bu saçmalığı daha fazla tartışacak değilim. | Open Subtitles | انا لن اتجادل بخصوص امور سخيفة |