Anlaşmamız Bizim silahları taşımamız, sizin keleşleri bize satmanız üzerineydi. | Open Subtitles | اتفاقنا كان أن ننقل كل المسدسات اليدوية وتبيعنا الأٍسلحة الرشاشة |
Senin ne yaptığını sorgulamaya hakkım yok. Anlaşmamız böyleydi. | Open Subtitles | لا حق لي في الاستعلام عن تصرفاتك هذا كان اتفاقنا |
anlaşmamızı unutmayın. Soru sormak ve ısrar etmek yok. | Open Subtitles | فقط تذكر اتفاقنا, لا اسئلة ,ولا محاولة لتغيير افكارى |
- Anlaşma ofisindeki tüm kasetleri almam içindi. | Open Subtitles | ــ كان اتفاقنا بأن تحصلي على كل الأشرطة في مكتبه. |
Anlaşmamıza göre, birimiz kız ayarlarsa, üsse kendi dönecekti. | Open Subtitles | في اتفاقنا إذا أحدنا أصبح محظوظا عليه أن يعتمد على نفسه في العودة |
Ne bu, ne de Han'ı ödül avcısına teslim etmek Anlaşmamızda yoktu! | Open Subtitles | هذا لم يكن اتفاقنا و كذلك أعطاء هان لصائد الجوائز هذا |
Anlaşmamız böyleydi, her bir çeyreklik için on sent. | Open Subtitles | هذا ما كان عليه اتفاقنا دولار مقابل كلّ الأرباع |
Dış dünyaya Anlaşmamız hakkında ne kadar az şey söylerseniz o kadar mutlu olursunuz. | Open Subtitles | اقل ما سوف تقولونه للعالم الخارجي عن اتفاقنا اكثر سعاده عما كان سيحصل |
Dostane olan boşanma Anlaşmamız gibi yarı yarıya olacak. | Open Subtitles | وحصلت على سعر مناسب جداً ، سنتقاسمه بالنصف حسب اتفاقنا أثناء الطلاق |
İlk Anlaşmamız o fiyataydı. Çiçeklerle balonlar ne olacak? | Open Subtitles | هذا كان اتفاقنا المبدئي ماذا عن الزهور والبالونات؟ |
Sonuçta bir Anlaşmamız var ve bu akşamüstü kafede olanlardan ötürü kusura bakmayın. | Open Subtitles | فلدينا اتفاقنا و أنا متأسفة لما حصل في المقهى بعد ظهر اليوم |
İlk Anlaşmamız o fiyataydı. Çiçeklerle balonlar ne olacak? | Open Subtitles | هذا كان اتفاقنا المبدئي ماذا عن الزهور والبالونات؟ |
Yazılı anlaşmamızı en ince detayına kadar sundum. | Open Subtitles | و لقد صغنا اتفاقنا المكتوب مدون فيه كل التفاصيل |
Onun kum torbası olmamı bekliyorsan, anlaşmamızı unut gitsin. | Open Subtitles | إن كنت تتوقع أن أكون أداة لتدريبه فانسَ اتفاقنا |
anlaşmamızı unutma. kazanırsa, benimsin. | Open Subtitles | لا تنسى اتفاقنا إذا أصبحت ملكة الحفل فأنت لى |
Bildiğiniz gibi piyasaların iyi durumda olmadığı durumlarda aramızdaki Anlaşma, sıra dışı önlemler almamı mümkün kılıyor. | Open Subtitles | كما تعرفوا اتفاقنا يسمح لي بأن أتخذ اجراءات استثنائية حينما لا تعمل الاسواق بطريقة ملائمة |
At için Anlaşmamıza uygun şekilde gereken korumayı sağlamıştım. | Open Subtitles | وفّرت حماية معقولة للحصان بموجب اتفاقنا الضمني. |
Bir şey, "Anlaşmamızda bir rahip öldürmek yoktu." | Open Subtitles | إنهم يقولون شيء مثل: قتل القسيس ليس جزء من اتفاقنا |
Eğer bunun üstesinden gelebilirsen o zaman Anlaşmamızın şartlarını konuşabiliriz. | Open Subtitles | واذا نجحت في هذا نستطع ان نتحدث بخصوص شروط اتفاقنا |
Bizim küçük anlaşmamızdan kesinlikle haberi olmayacak. Ayrıca aptalın teki. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس عن اتفاقنا الصغير بالا ضافة الى أنه غبي |
Protestanlarla yaptığımız Anlaşmayı korumalı ve gizli politikamızı sürdürmeliyiz. | Open Subtitles | لكى يكمل اتفاقنا مع المحتجين و ليكمل سيايته المختبئة |
Dinle, onunla sadece bir gece çıkman, iyi zaman geçirtmen, ve sonra da hayatından defolup gitmen için seninle anlaşmıştık. | Open Subtitles | انصت .. كان اتفاقنا ان تخرج معها لليلة واحدة فقط تعطيها المتعة .. |
anlaşmanın şartlarını sorgulayacak bir pozisyonda değilsiniz. | Open Subtitles | أنت لست بوضع يسمح لك بطرح أسئلة عن بنود اتفاقنا. |
Hayır. Sonsuza kadar Anlaştık. Anlaşmamız buydu. | Open Subtitles | الاستقرار لطيلة حياتنا، كان هذا اتفاقنا |
Bu uçağa binersem ve anlaşmaya uymazsan, uçaktan iner inmez hayatımın sonuna kadar hapsi boylarım. | Open Subtitles | إن ركبت على متن هذهِ الطائرة ولا تحترم اتفاقنا المبرم عندما نهبط، فسيزج بيّ في السجن مدى الحياة |
Böyle anlaşmamıştık Alison. | Open Subtitles | ..إنه فقط ..لم يكن هذا اتفاقنا يا اليسون |
Mitchell ve diğer adamlar nasıl anlaştığımızı bilmiyorlar. | Open Subtitles | ميتشيل والرجال الاخرين لايجرون اتفاقنا مثلما افعل انا |
Anlaştığımız gibi, aracı havaalanından alacaksın. | Open Subtitles | كما كان اتفاقنا سوف تأخذ المركبة من المطار |