Görünen o ki o binadaki başka bir laboratuardan bir şey çalınmış. | Open Subtitles | اتّضح أنّ هناك شيء آخر سُرق من مُختبر آخر في ذلك المبنى. |
Görünen o ki o binadaki bir laboratuardan çalınan başka bir şey var. | Open Subtitles | اتّضح أنّ هُناك شيء آخر قد سُرق من مُختبر آخر في ذلك المبنى. |
Meğer o lanet erkek arkadaşınmış. O sistematik olarak aile ağacındaki her üyeyi öldürüyormuş. | Open Subtitles | اتّضح أنّ اللعنة هي خليلك الذي يقتل كلّ فرد من شجرة عائلته بانتظام. |
Peki, ölen kız Meğer Vertigo'yu bir iş arkadaşından almış. | Open Subtitles | اتّضح أنّ الفتاة التي ماتت أخذت دوار" من زميل لها بالعمل" |
Ortaya çıktı ki bir adamın boktan sandviçi başka bir adamın creme brulee'siymiş. | Open Subtitles | اتّضح أنّ الشطيرة المزرية بالنسبة إلى رجل هي ألذّ تحلية بنظر آخر |
Açıkça Ortaya çıktı ki, Newton'ın kütleçekimi yasası aslında tüm soruları cevaplamıyor. | Open Subtitles | اتّضح أنّ قوانين (نيوتن) البسيطة لـ"الجاذبيّة" لا تُجيب عن كلّ الأسئلة. |
Avrupa'da evli olmanın altı farklı yolu olduğu ortaya çıktı. | TED | اتّضح أنّ هناك 6 طرق مختلفة للزّواج في أوروبا. |
Görünen o ki biri kanalizasyon ızgarasını kaldırtmış. Sonra da çıkış noktasındakini kaynak yaptırmış. | Open Subtitles | اتّضح أنّ شخصاً فتح كُوّة الصرف، ومن ثمّ لحمها في طريق خروجه. |
Görünen o ki, son 3 ayda Faircroft velilerinin çoğu soyguna uğramış. | Open Subtitles | اتّضح أنّ العديد من عائلات الأكاديميّة |
Görünen o ki annem ölmemiş. | Open Subtitles | اتّضح أنّ أمّي لمْ تمت. |
Görünen o ki bu restoran ne olduğunun farkında olmalarına rağmen Bay Fenton içkilerinden veriyormuş- | Open Subtitles | اتّضح أنّ هذا المطعم... لم ينفكّواْ يقدّمواْ مشروبات السّيد (فينتون) حتّى بعد مدّةٍ من معرفتهم... |
Görünen o ki bu restoran ne olduğunun farkında olmalarına rağmen Bay Fenton içkilerinden veriyormuş- | Open Subtitles | اتّضح أنّ هذا المطعم... لم ينفكّواْ يقدّمواْ مشروبات السّيد (فينتون) حتّى بعد مدّةٍ من معرفتهم... |
Peki, ölen kız Meğer Vertigo'yu bir iş arkadaşından almış. | Open Subtitles | اتّضح أنّ الفتاة التي ماتت أخذت "دوار" من زميل لها بالعمل. |
Meğer Elena'nın arkadaşları haklıymış. Dünya gerçekten de onun etrafında dönüyor. | Open Subtitles | اتّضح أنّ أصدقاء (إيلينا) مُحقّون، العالم فعلًا يدور حولها. |
Meğer Maggie 1960'da Mystic Falls'ta ölmüş. | Open Subtitles | اتّضح أنّ (ماجي) ماتت عام 1960 في (ميستك فولز). |
Ortaya çıktı ki küçük sarışın da oradaymış. Angie McAlister. Kıza abayı yakmıştı. | Open Subtitles | اتّضح أنّ هُناك تلك الشقراء الصغيرة، (آنجي مكأليستر)، كان مفتوناً بها. |
Ortaya çıktı ki Schuster Billy Piper'ı temsil etmiş. | Open Subtitles | اتّضح أنّ (شوستر) مثّل (بيلي بايبر). |
Plastik fabrikasının, modern deniz korsanlarının paravanı olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | اتّضح أنّ مصنع البلاستيك كان واجهة لقراصنة بحر حقيقيّين |
Anne ve babanın ikisinde de çok büyük iç yaralanmalar olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | كانا يتحدّثانِ ويضحكانِ في غرفةِ الطوارئ ثمّ اتّضح أنّ الوالدين كلاهما يعانيانِ من إصاباتٍ داخليّةٍ خطيرة |
Mesaj gönderen telefonun bir ATF ajanına ait olduğu ortaya çıktı bir de. | Open Subtitles | اتّضح أنّ الهاتف الذي أرسلت منه الرسالة ينتمي لعميل بمكتب مُكافحة الكحول والتبغ، والأسلحة الناريّة. |