Her şey kırmızı. Müziğimiz var. Sen ve ben de buradayız. | Open Subtitles | كل شيء احمر , هناك موسيقى انت هنا , وأنا هنا |
kırmızı pelerinli, kuyruklu ve sivri kulaklı biri için tetikte olalım. | Open Subtitles | دعنا نبحث عن رجل يلبس رداء احمر مع ذيل وآذان مدبب.وعصى |
Büyük baskı. Katılıyorum. Boğa güreşine kırmızı giymek gibi olur. | Open Subtitles | اتفق مع ذلك انه مثل ارتداء فستان احمر لمصارعة الثيران |
Ama dış dünyada benden kızıl dişli, yırtıcı bir aslan olmamı bekler! | Open Subtitles | لكن بالخارج هناك بالعالم هي تتوقعني أن أكون أسد احمر الأسنان والمخالب |
kızıl Şahinlerden biri, bir dükkan sahibini çok kötü şekilde dövmüş. | Open Subtitles | يتحولون الى صقرٍ احمر و ويعملوه بخشونة لامتلاكه محل بيع و |
kırmızı kovboy çizmesi, bileklik. Belli bir ölüm sebebi yok. | Open Subtitles | خذاء رعاة بقر احمر ، الاسوارة لا سبب واضح للوفاة |
Neşeli bir kırmızı rengi, sence de öyle değil mi? | Open Subtitles | ,كما تعلم, إنه احمر سعيد ألا تعتقد ان هذا صحيح؟ |
Parlak kırmızı pantolon giyiyorsanız kötü bir ruh halinde olmanız neredeyse fizyolojik olarak imkansızdır. | TED | ربما هو من المستحيل ان تكون في نفسية سيئة .. ان كنت ترتدي بنطالاً احمر |
Bunu yapmak için yüksek ısıya dayanıklı kırmızı silikon kullandık. | TED | استخدمنا سيلكون احمر يتحمل الحرارة العالية لعمل ذلك |
Orada seni kaldırımın kenarında yaka uçları kırmızı olan, koyu siyah palto giymiş bir arabacının sürdüğü küçük bir araba bekliyor olacak. | Open Subtitles | حيث ستجد عربة صغيرة تنتظرك هناك يقودها زميل يرتدى جاكيت اسود ثقيل, بياقة بها احمر. |
Üzerinde kırmızı çizgiler olan kutularda ne var demiştiniz? | Open Subtitles | ماذا تقول انه يوجد في هذه الصناديق التي عليها خط احمر |
Rosto, Yorkshire pudingi, güzel bir kırmızı şarap... | Open Subtitles | روست بيف و يوركشاير بودينج وكذلك زجاجة نبيذ احمر صغيره |
Tepeye yakın bir yerde okulu göreceksiniz, tam arkasında da, kırmızı posta kutulu bir ev. | Open Subtitles | وعند قمة التل سوف تجدين المدرسه وورائها منزلا صغير بصندوقا بريد احمر |
Sancak taraflarında bir yeşil, İskele taraflarında da bir kırmızı fener. | Open Subtitles | و يشع منها اخضر للاتجاه الى اليمين و احمر للرحيل |
Dinle, kırmızı ışıkta geçme, olur mu? | Open Subtitles | إسمعْ، ما تشغلش اي ضوء احمر وكي؟ شكراً جزيلاً. |
Bu sarı çiçekten nasıl olur da böyle parlak bir kırmızı çıkar? | Open Subtitles | كيف يمكن هذه الوردة الصفراء ان تصنع احمر ناعصعا |
Gerçek olmayan kızıl saçları, var ve adı Hugo ama karaya çıkana kadar parayı ona vermeyin. | Open Subtitles | لديه شعر احمر مستعار, واسمه هوجو ولكن, لا تعطوه هذه الأموال الا بعد ان ترسوا على اليابسة |
Tanrıdan beni kızıl saçlı yaratmasını dilerdim Bay Wilson. | Open Subtitles | كنت اتمنى على الله ان يكون شعرى احمر يا سيد ولسون. |
Çünkü ne zaman o kızıl kafalı, rüya erkekle biraraya gelse dizlerinin üzerine çöküp küçük or.spular gibi ağlamaya başlıyor. | Open Subtitles | لانه متى احمر يتشكل معه حلم الغواية يبدأ بنشيج مثل كلبة صغيرة مع اىركبة وتغوض |
Sana neden "Red" diyorlar peki. | Open Subtitles | لماذا يطلقون عليك احمر ؟ |
Huysuz kocakarı da bu işten payını alsın. Maymuna ruj sürmek kaça? | Open Subtitles | ستتحمس المحاربه العجوز لهذا. كم من اجل وضع احمر الشفاه على القرود؟ |
Ve bu gece yatak odasında yalnızken, yüzü kıpkırmızı oldu. | Open Subtitles | هو احمر خجلاً هذا المساء عندما كنا في غرفة النوم وحدنا |
..fermentasyonla parlak kırmızıya dönüşüp yapış yapış olurlar. | Open Subtitles | انها تتحول الى لون احمر ناصح و تكون لاصقة. |
Bir numara, diskalifiye edildi. İki saniyede yüzün kızardı. Şimdi oyuna gerçekten devam edelim. | Open Subtitles | رقم 1 خسر لقد اصبح وجهك احمر فقط في ثانيتينالان , نكمل اللعب و بجد |
Diğer şişe ise Gül'dü, pembenin bir tonu. Ama şişenin içinde kalmış olan birkaç damla oje parlak Kırmızıydı. | Open Subtitles | كانت الزجاجة تحتوى على بقايا اللون الوردى, ولكن فى القاع يوجد لون احمر |
Bu kızılsa turuncu ne renk oluyor acaba? | Open Subtitles | اذا كان هذا احمر فانا اريد ان اعرف ما هو اللون ابرتقالى؟ |
1200 üniformalı asker için, ziyafet veriliyor, yanında yeni kan kırmızısı benim tasarımım olan üniformalarıyla. | Open Subtitles | مأدبة ل1،200 شخص عرض عسكري بزي جديد، و أوشحه ساتان بلون احمر من تصميمي |
- Yüzünüz mü kızarıyor, Bay Flanders? - Hayır, kızarmıyor. | Open Subtitles | -هل احمر وجهك خجلاً يا سيد (فلاندرز)؟ |
Sana kırmızı-beyaz saf ipek kravat ve bir kutu kahverengi pralin şeker aldım. Ve kahverengi keçe terlik. | Open Subtitles | احضرت لك ربطة عنق احمر وأبيض من حرير خالص وعلبة من حلوى لوز السكر البني .. |
Şu an yanımda yok ama bu en sevdiği fotoğrafı, yani benim en sevdiğim... Kızılderililerin fotoğrafını çeken bir beyazın fotoğrafını çeken bir kızılderili. | TED | صورته المفضله الصوره المفضله لدي, ولكن ليست متوفره الان هندي احمر يلتقط صوره لأشخاص بيض يلتقطون صور لهنود حمر |