| Onun gibi birine çok, çok nazik davranman gerektiğini söylemiştim. | Open Subtitles | لقد اخبرتكِ أن تتعاملي مع رجل مثله بكل رقة حذرة |
| Her neyse, işe yaramıştı. Çünkü önceden söylemiştim sana. | Open Subtitles | على أية حال، نجح الأمر نجح لأنني اخبرتكِ من البداية |
| Eleman tutacak para olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | أعتقد بأني اخبرتكِ لايوجد مال من اجل تعيين موظفيين |
| Yapmam gerektiğini söylediğim konu. Görüşürüz. | Open Subtitles | ذالك الشيء اللذي اخبرتكِ عنه يجب ان افعله |
| Söyledim ya, geri döneceğim. Geri döneceğim, uh, beş dakika içinde. | Open Subtitles | اخبرتكِ سأعود حالاً سوف أعود بعد 5 دقائق |
| Ceset saklamada üstüme olmadığını sana daha önceden de söylemiştim. | Open Subtitles | لقد اخبرتكِ من قبل أنا من السهل التعرف عليّ كشخص مساعد في إخفاء جثة |
| Sana öldüğü gece söylemiştim cadılık hakkında bilmediğim çok şey var. | Open Subtitles | اخبرتكِ في الليلة التي ماتت فيها ان هناكَ الكثير مما لا اعرفه عن السحر |
| Onu topluluğa ilk getirdiğinde sana söylemiştim. | Open Subtitles | اخبرتكِ هذا الأمر في أول مرةٍ جلبتهِ إلى الدائرة |
| Hayır. Hatırla, kahramanlar için bile olsa, ölüm, parçalanma ya da 100 yıl süren komalar olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | لا، تذكّري، اخبرتكِ أنّه حتّى للأبطال هُناك مَوت، فُراق، وغَيبوبات تَمتدّ لمئة عام. |
| Sana bunun pazarlığa tabi olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | لقد اخبرتكِ ان هذا الأمر غير قابل للمناقشة |
| Sana bunun pazarlığa tabi olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | لقد اخبرتكِ ان هذا الأمر غير قابل للمناقشة |
| Seattle'ı sel bastığında, sana beni hava yoluyla tahliye ettiklerini söylemiştim. | Open Subtitles | ،والفضيان ضرب مدينة سياتل لقد اخبرتكِ بانهم نقلوني جواً |
| Sana karışık, küçük davaları istemediğimizi söylemiştim. | Open Subtitles | لقد اخبرتكِ اننا لا نملك الوقت للقضايا الجدليه الصغيره |
| Sana bisiklete binmemesi gerektiğini söylemiştim. | Open Subtitles | اخبرتكِ بأنه لا ينبغي ! عليه قيادة الدراجة |
| Sana ön taraf park etmemeni söylemiştim. | Open Subtitles | اخبرتكِ ان لا توقفي سيارتكِ في المقدمة. |
| sana daha önce beni terkedersen öleceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | اخبرتكِ من قبل سأموت لو تركتيننى |
| Sana yoluma çıkmamanı söylemiştim. | Open Subtitles | اخبرتكِ ان تبقي بعيدةً عن طريقي |
| Üzgünüm ama söylediğim gibi, bu ailevi bir durum. | Open Subtitles | أنا آسفة لكننى اخبرتكِ انها حالة عائلية طارئة |
| Şu mesele. Yapmam gerektiğini söylediğim konu. | Open Subtitles | ذالك الشيء اللذي اخبرتكِ عنه يجب ان افعله |
| Sana söylediğim gibi, tatlım, bir internet işi. | Open Subtitles | لنه مثل ما اخبرتكِ عزيزتي انه عمل انترنت |
| Söyledim ya sana, bana bağlı bir şey değildi. | Open Subtitles | اسمعي، لقد اخبرتكِ أخبرتكِ ان الأمر ليس عائدًا لي |