Son iki yıldır, durumlar tamamen değişti, politik durum değişti. | Open Subtitles | الامور اختلفت في السنتين الاخيرتين الظروف السياسية تغيرت |
Liseden bu yana çok şey değişti. | Open Subtitles | الأمور اختلفت قليلاً منذ المدرسة الثانوية |
Bir süreliğine kendine güvenini kaybetti. Ama artık değişti. | Open Subtitles | لقد فقدت ثقتها بنفسها لوهله من الوقت و لكنها اختلفت الان |
Acaba ona Farklı bir şekilde değer biçebilseydik gerçekten işler hâle gelir miydi? | TED | وماذا لو اختلفت طريقة تقييمنا للأشياء، لتعطي الثمرة المرجوة؟ |
Benim çocukluğumdan bu yana okullar değişmiş. | Open Subtitles | فقط أظن ان الأمور اختلفت كثيراً عن السابق |
11 Eylül'den beri olay değişti. İç Güvenlik'i, hologramları falan. | Open Subtitles | اللعبة اختلفت منذ الحادي عشر من سبتمبر الامن القومي ، اجهزة التفحص كل ذلك العفن |
Artık 22 yaşında değiliz, herşey değişti. | Open Subtitles | لم نعد بسن الـ 22 عاماً بعد، الأمور اختلفت. |
Ama oğlunuz cinayetle yargılanınca işler değişti, değil mi? | Open Subtitles | لكن الامور اختلفت عندما اتهم ابنك بجريمة قتل اليس كذلك ؟ |
Standartlar o kadar çok değişti ki South Beach'deki eski mahallem, akıtma sisteminde sorun olan caddelerin bakım zamanı geldiğinde, onu genişletip kaldırımımızın yarısını almak zorunda kalıyorlardı, çünkü standartlar daha genişti. | TED | اختلفت المقاييس لدرجة أن جاري القديم في الشاطئ الجنوبي، حينما أرادوا إصلاح الطرق التي لا تجف بسرعة بعد الأمطار، زادوا من عرض الطريق ليشمل نصف المساحة المخصصة للمشي، لأن المواصفات تنص على شوارع أعرض. |
- Elbette değişti, akılsız. | Open Subtitles | ولكنها اختلفت بالفعل يا حبيبتى, |
Ama, Abner doğduktan sonra, işler değişti. | Open Subtitles | ولكن بعد أن حظيت ب آبنر الأمور اختلفت |
Bakış açısı değişti ama o aynıydı. | Open Subtitles | انه نفس الشخص ولكن نظرته اختلفت |
- Hayır, değilim. İşler değişti. | Open Subtitles | كلاّ، لستُ كذلك، فقد اختلفت الأمور. |
Her şey değişti. | Open Subtitles | فقد اختلفت الأمور |
İşler artık değişti. | Open Subtitles | لقد اختلفت الأمور الآن |
Aramızdakiler değişti. | Open Subtitles | والأمور اختلفت بيننا |
İşler biraz değişti. | Open Subtitles | الأمور اختلفت عن السابق |
İşler değişti artık. | Open Subtitles | الأمور اختلفت الآن. |
Eğer astroloji doğru ise, kaderlerimizin bu kadar Farklı olması nasıl mümkün olabilir? | Open Subtitles | لو أن علم التنجيم صحيح فلماذا اختلفت مصائرنا ؟ |
Farklı tepkiler gösterirlerse kalanları nasıl tedavi edeceğimizi öğreniriz. | Open Subtitles | إن اختلفت ردة فعل كل منهما سنتمكن من إنقاذ البقية |
Senin cesaretine sahip olup kendime güvenebilseydim, belki de olaylar Farklı gelişirdi. | Open Subtitles | , لو أن لديّ روحكِ , لو أنني وثقت بنفسي ربما لكانت الأمور اختلفت هنا |
Birinci ve ikinci kurbanlar arasında tattikleri değişmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | تكتيكاته تبدو اختلفت بين الضحيتين الاولى و الثانية |