ويكيبيديا

    "ادلة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kanıt
        
    • ipucu
        
    • delil
        
    • kanıtlar
        
    • kanıtı
        
    • delilleri
        
    • deliller
        
    • lehine
        
    • ipuçları
        
    • kanıtları
        
    • kanıtlara
        
    • kant
        
    • kantlar
        
    Onu ve adamlarını 6 aydır izliyoruz ama bir türlü kanıt yakalayamadık. Open Subtitles راقبناه هو واتباعه لمدة 6 اشهر لكن لم يكن لدينا ادلة قوية
    - Onun bunu yapmadığına dair güçlü kanıt var ki, tuzağa düşürülmüş. Open Subtitles هناك ادلة قاطعه انه لم يفعل ذلك و انه تم الايقاع به
    35 yıldır bu araştırmanın yapıldığına dair ipucu arıyorum. Sonunda bunun bir "şehir efsanesi" olduğuna kanaat getirdim. TED كنت ابحث من 35 عاماً على ادلة على اية حادثة من هذا النوع و قد توصلت الى ان واحدة من الاساطير الحضرية
    Tabii McFarland gecenin bir yarısı hücresinden ışınlanıp kendi aleyhine delil bırakmak için buraya gelmediyse, şüphe yok. Open Subtitles بالطبع السيد ماكفرلاند كان يمكنه الزحف ليخرج من السجن الليلة الماضية فقط ليزيد قوة ادلة الاتهام ضدة.
    İlerleyen zamanlarda davaya katkı sağlayacak nasıI kanıtlar bulacağınızı asla bilemezsiniz. Open Subtitles لن تعرف ابدا اي ادلة شرعية ستجد للمساعدة في قضيتنا لاحقا
    "Bir zamanlar baskının birer kanıtı olduğunu düşündüğüm... Open Subtitles الاحظ عدد المرات التي فكرت بها كانت ادلة على الرغبة
    Bizler, temel gerçekliklerle ilgili kanıt toplamayı bildiğimiz sürece, kendi gezegenimizle ilgili şeyleri de üstleniyor olacağız. TED على قدر ما تسمح به معارفنا، ادلة اكتشاف الحقائق الاساسية لكل العلوم متوفرة هنا في كوكبنا.
    İşte orada. Pekâlâ, evde kanıt aramalıyız ama birimiz Nigel'ın dikkatini dağıtmalı. Open Subtitles هاهو،يجب ان نفتش المنزل لنجد ادلة لكن على احدنا ان يشتت انتباه نايجل
    Cruz bütün bunlar ikinci dereceden kanıt, biliyorsun. Open Subtitles الامر برمته ادلة ظرفية و انت تعرف ذلك لقد جلبنا اناس باقل بكثير من هذه الادلة
    Zaten CIA'den, Kıbrıs kaydının gerçek olduğuna dair su götürmez kanıt var. Open Subtitles لدينا ادلة دامغه من لانغلي بأن تسجيل قبرص أصلي
    Olay yerinde bir parça toplumsal tepki oluşturabilecek bir kanıt var. Open Subtitles حسنا، هناك ادلة فى مسرح الجريمة قد تسبب غضب الجمهور
    Ben de sana yeterince ipucu verirsem diski benim için bulacağını düşündüm. Open Subtitles فكرت اذا تركت لك ادلة كافية فأنك سوف تجد الديسك لى
    Hazineyi bahçeye, onu bulmamıza yardım edecek bir ipucu ya da bir not bile bırakmadan gömdüğüne inanamıyorum. Open Subtitles لا اصدق انك خبأت الكنز في المزرعة بدون ترك اية ادلة او ملاحظة,او اي شي لمساعدتنا على ايجاده
    Onu suçlamak için, asla yeteli delil bulamadık ama işini ve komutasını kaybetti. Open Subtitles لم يكن لدينا ادلة كافية للإيقاع به ولكنه فقد وظيفته، ورتبته
    Kemikte delil olabilecek zerrecikler var ancak ne olduklarını bilmeme imkan yok. Open Subtitles يوجد ادلة على وجود جزيئات على العظام و لكنه يستحيل بالنسبة لي أن أعرف ماهيتها
    Bay Poirot sana karşı öyle sağlam kanıtlar bulur ki darağacında "doğru değil" deme fırsatı bulamadan sallandırırlar seni. Open Subtitles ان يتهمك بالقتل مع وجود ادلة قوية وسيشنقونك حتى قبل ان تقول يااااه
    Jüriler, DNA kanıtı ve ikizlerden nefret eder. Open Subtitles هيئات المحلفين تكره ادلة الحمض النووي والتوائم
    Askeri mahkeme için yeterli delilleri yoktu, fakat onu Greenland'a gönderdiler. Open Subtitles لم يكن لديهم ادلة كافية من اجل محاكمة عسكرية ولكنهم ارسلوه لجرينلاند
    Bu talebiniz New Jersey... eyalet mahkemesine sunulmamış yeni deliller içermektedir. Open Subtitles لكن المدعي العام محق الالتماس يحتوي على ادلة جديدة لم تقد من قبل في محكمة نيوجيرسي
    Onunla konuşmaya çalıştım ama bana mahkeme lehine şahitlik ettiğini söyleyip seni, anneni ve beni Tanık Koruma Programı'na aldılar. Open Subtitles حاولت التحدث له ولكن كل ما حصلت عليه من معلومات انه قد سلم ادلة الولاية و انت و والدتك ، وانا
    Ayrıca lanetin nasıl kalkacağına dair ipuçları içeren belgeler de buldum. Open Subtitles لقد عثرت أيضا على وثائق مع ادلة عن طريق إلغاء اللعنة
    Bir mirasın olmadığını biliyorsun, kızımın bir çocuğu oldu ve biliyorsun, kendi çıkarın için onun doğumuna ve anne babasına dair bütün kanıtları yok ettin. Open Subtitles ليسلديكأى ميرات, لانككماتعلمإنأبنتيأنجبت طفلاً . وقمتأنتلمصلحتكالخاصه, بمحو كل ادلة نسبه و أصله.
    Teorin doğruysa, suçlama yapmadan önce kesin kanıtlara ihtiyacım var. Open Subtitles اذا كان اعتقادك صحيح اريد ادلة قبل الاشارة بأصابع الاتهام
    Onun görünümünü cinayetle iliskilendiren bir kant yok. Open Subtitles لم تقدم اية ادلة لتظهر علاقة بين مظهرها والجريمة.
    Savclgn kantlar saklamadgndan emin olmak istedim. Open Subtitles فقط أردت ان َ اتَأْكد ان الإدّعاءِ ليس ممتنعا عن تقديم ادلة ما .

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد