Taksi bir mayına çarptı. Dört kişi var. | Open Subtitles | وسيارة الاجره ارتطمت بلغم وهناك اربعة اشخاص يعدون علي اقدامهم |
Uçup duruyordu sonra birden şiddetle kuleye çarptı. | Open Subtitles | كانت تحلق فى هذا الاتجاه ثم ارتطمت بالبرج |
Ray'in kamyoneti yoldan çıkıp önce Colleen'e, sonra da bir ağaca çarpmış. | Open Subtitles | شاحنة راى انحرفت عن الطّريق و ضربت كولين ثمّ ارتطمت بشجرة |
Yaralanmış. Kan ve biraz saç var burada. Görünüşe göre kafasını duvara çarpmış. | Open Subtitles | كان جريحاً، ثمّة دم وشعر، يبدو أنّه رأسه ارتطمت بالجدار |
Bir ağaca çarptım ama kendimi iyi hissedince tekrar kaymak için tepeye tırmandım. | Open Subtitles | ارتطمت في شجرة، لكنّي شعرتُ بخير، لذا عُدت لأعلى التلّ، مستعد لأتزلج ثانية، |
Ona, küçük kardeşinin gözleri önünde çarptınız. | Open Subtitles | لقــد ارتطمت بـه أمـام أخيــه الصغيــر. |
Sonra bir gün artık çok yorulunca gece eve giderken uyayakalıp çöp kutusuna çarptın. | Open Subtitles | ركض الجميع كنت ذاهباً إلى المنزل ولكنني غط في النوم. وبعدها ارتطمت بالقمامة. |
Onu ittiğimi onun da düştüğünü hatırlıyorum. Kafasını da çarpmıştı. | Open Subtitles | يبدو أننى أتذكر أننى قد دفعتها أسقطتها و ارتطمت رأسها |
Yeryüzünün oluşum dönemlerinde bu şekilde binlerce kuyruklu yıldız dünyamıza çarptı. | Open Subtitles | ،في سنوات تكوين كوكب الأرض ارتطمت آلاف المذنبات به على هذه الشاكلة |
Bütün bunun ötesinde,ölümcül bir kazaydı çünkü çarpma şekli kollarıyla bir miktar absorbe etmek yerine... yandan kaskıyla çarptı. | Open Subtitles | ولكن فوق ذلك, كانت فاجعة، لآن السيارة ارتطمت بقطعة من جهاز التعليق استنفذت حظوظ سينا |
Hayır. Aslında kafama bir tenis topu çarptı. | Open Subtitles | لا، في الحقيقة ارتطمت بكرة تنس |
-Duvara çarptı. Bunu kendine o yaptı. | Open Subtitles | - لقد ارتطمت بالحائط لقد فعلت هذا لنفسها. |
New York'taki Dünya Ticaret Merkezine kulenin birine bir uçak çarptı. | Open Subtitles | ارتطمت طائرة بأحد مركز التجارة العالمي |
Bunu başka birisi yapmadıysa, kafasını buraya çarpmış olabilir. | Open Subtitles | ربما ارتطمت رأسها هنا او ان شخص اخر قام بذلك لها |
Kafasını kaldırıma fazla hızlıca çarpmış. | Open Subtitles | لقد ارتطمت رأسـه بحـافة الرصيف، |
Sadece radyoya uzanıyordum, ve elim yanlışlıkla çarpmış olmalı. | Open Subtitles | ...أردت أن أشغل الراديو و لا بد أن يدي ارتطمت بمقبض المصابيح |
Tüy gibi tavana çarptım. Alt-üst olmuş bir haldeyim. | Open Subtitles | لقد ارتطمت بالسقف كريشة |
- Ağaca çarptım. Hoşçakal. | Open Subtitles | ) - لقد ارتطمت بشجرة, حسنا, مع السلامه - |
Hayır, arabama çarptınız da. | Open Subtitles | لقد ارتطمت بسيارتي للتّو. |
çarptınız derken? | Open Subtitles | ارتطمت بسيارتك؟ |
Yere hangi pozisyonda çarptın Louie? | Open Subtitles | اذا,لوى,عندما سقطت ,كيف ارتطمت بالارض؟ |
Hafif bir sarsıntı yaşadı, bu yüzden gergindi çünkü uçağın nereye düştüğünü kestiremiyordu. | Open Subtitles | فتعرض لارتجاج بسيط, الأمر الذي جعله ينسى المكان الذي ارتطمت به الطائرة |
Faul esnasında kafasına top çarpınca Dodgers takımını mahkemeye vermiş. Para oradan geliyor. | Open Subtitles | لقد حصله على المال عن طريق مقاضاته لفريق كره البيسبول عندما ارتطمت الكره بوجههُ |