| Bu piç dünyaya geleli bir hafta oluyor ve çoktan zenci dendi bile. | Open Subtitles | هل تستطيع مرة في العالم ايها الأحمق ان لا تقول زنجي اسبوعاً واحد؟ |
| Kusura bakma stres dolu bir hafta oldu ve iyi uyuyamadım. | Open Subtitles | انا آسفة ، لقد كانَ اسبوعاً شاقاً وانا لم انم جيداً |
| Koca bir haftayı yenilikler, gelişmeler ve ilerlemeler hakkında konuşarak geçirdik, ama bu yenilik, gelişme ve ilerlemeler neden gerekli biliyor musunuz? | TED | نحن نقضي اسبوعاً كاملاً نتحدث عن الاختراعات والتقدمات والاكتشافات ولكن اتعلمون لم نحتاج كل تلك الانجازات والاكتشافات |
| Diğer sahibini de ikna etmem için bir haftaya daha ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتــُـاج اسبوعاً آخر من أجل أقناع المالك الآخر |
| Merhaba, sadece teşekkür etmek istemiştim. Karı Doğum'un harika haftası! | Open Subtitles | أهلاً أردت فقط أن أشكرك كان اسبوعاً رائعاً |
| Normal bir haftaydı. | Open Subtitles | لقد كان اسبوعاً عاديا ذهبتْ للعمل وذهبتُ للعمل |
| Dört yıldır bir gün bile tatil yapmadım, o yüzden ya bir haftalık tatile çıkarım, ...ya da sekiz haftalık ücretli tatile çıkarım. | Open Subtitles | لم أسترح يوماً منذ 4 سنين, لذا اما ان أخذ اسبوعاً الان, - أو لن يدفعو لي ل 8 اسابيع عطلة. |
| Bir araştırma teknesinde denizin üzerinde bir hafta geçirdim. | TED | لقد قضيت اسبوعاً في رحلة استكشافية في المحيط |
| Bir fikir ele alın, sizi rahatsız eden herhangi birini bir hafta seçin ve milyarlarca hayatı değiştirin, dedik. | TED | قلنا, خذوا فكرة واحدة, أي شي يزعجكم, اختاروا اسبوعاً واحداً, و غيروا بليون حياة. |
| Dağlardan giderek Grand'in doğusunda kalacağız. Yolculuğu bir hafta kısaltırız. | Open Subtitles | إذا استمرينا سيراً نحو الشرق عبر هذه .الجبال، سوف ينقص اسبوعاً من رحلتنا |
| Bana kizma. bir hafta daha zaman isteyecegim. | Open Subtitles | لا تغضبي مني يجب أن أطلب منك اسبوعاً اضافياَ |
| bir hafta oldu, Omaha'dan gelen ve profesyonel bir yönetici olan Hank bütün bir haftayı bir telekız ve striptizci olan Vanessa'yla geçirdi. | Open Subtitles | لقد انقضى الاسبوع وهانك مدير الموظفين من اوماها أمضى .. اسبوعاً كاملاً مع فنيسا |
| İnişli çıkışlı bir hafta geçiren Nobel fatihi İsveç kral ve kraliçesi ile gerçekleştirdiği kutlamaları oğlunun kaçırılması sebebiyle kısa kesip eve dönmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | كان اسبوعاً رائع ورديئ للفائز بجائزة نوبل الذي كان لا بدّ أن يختصر إحتفالاته مع الملك وملكة السويد ليعود هنا ويواجه الإختطاف الجائر لإبنه الوحيد |
| 14 haftayı biraz geçmişsin, yedi değil. | Open Subtitles | انت تجاوزت قليلاُ 14 اسبوعاً ليس 7 اسابيع |
| Tekrar beraberiz, bir haftayı hak ediyoruz. | Open Subtitles | بعد كل ما مررنا به نستحق اسبوعاً |
| -Kırk haftaya yakın mısınız? | Open Subtitles | - لقد مرَ على حملك 40 اسبوعاً تقريباً |
| Bu bana hiç sükûnet haftası gibi gelmiyor. | Open Subtitles | لا أستطيع السماح له. هذا لايبدو أنّه اسبوعاً للاسترخاء في نظري. |
| Evet, deli gibi bir haftaydı. | Open Subtitles | أجل, لقد كان اسبوعاً مجنوناً. |
| 13 haftalık. | Open Subtitles | . ثلاثة عشر اسبوعاً |
| Son 10 yılın yerel dosyaları incelemem bir haftamı aldı. | Open Subtitles | استغرق الامر منى اسبوعاً للبحث من خلال الملفات |
| Muhtemelen 12 ya da 14 hafta sonra burada olur. | Open Subtitles | ويمكن على الأرجح أن يستغرق 12 اسبوعاً إلى 14 اسبوع. |