ويكيبيديا

    "استثنائية" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olağanüstü
        
    • sıradışı
        
    • özel
        
    • fevkalade
        
    • istisna
        
    • sıra dışı
        
    • istisnai
        
    • olağandışı
        
    • özelsin
        
    • inanılmaz
        
    • olağan
        
    • Özel bir
        
    • nadir
        
    Korkularımla yüzleşerek ve korkularımı aşacağım cesareti bularak hayatım olağanüstü bir hâl aldı. TED عندما واجهت مخاوفي ووجدت الشجاعة التي تدفعني للأمام، أقسم بأن حياتي أصبحت استثنائية.
    Büyümeye başlayınca, olağanüstü bir savaş gücüyle doğdu gelişti ve bu onu biraz vahşileştirdi, ben babası, ondaki dehşeti hissettim. Open Subtitles ولدت معه قوة استثنائية و لكن , كان هناك شئ غامض فى قوته و بمرور الوقت , بداءت ترعبنى شخصيا
    Bir başına burada yaşayabildiğine göre teyzeniz olağanüstü biri olmalı. Open Subtitles لا بد أن عمتكم استثنائية لتعيش هنا في الأعلى لوحدها.
    Ayrıca sıradışı yetenekler kullanıyorlar sıradışı durumlarla başedebilmek için günlük hayatta. TED أيضاً يستخدمون مهارات استثنائية للتعامل مع الحالات الإستثنائية في حياتهم اليومية
    Neyse, yani hiçlik ve olası en üst gerçeklik arasında çeşitli özel gerçekler var. TED على أي حال، بين العدم وأقصى واقع ممكن، عوالم استثنائية متنوعة.
    Çünkü sen fevkalade bir ebeveynsin ki bu da benim özgeçmişime koyabileceğim bir şey değil. Open Subtitles لأنك والدة استثنائية, و هذا شيء ليس من خصالي
    Ama şansıma, bu sefer bir istisna yaptım. Open Subtitles و لكن لحسن الحظ هذه المرة كانت استثنائية
    sıra dışı önlemler alınmayacak. Şahit ya da noter gerekmeyecek. Open Subtitles لا للإجراءات استثنائية مع وجود شهود وموثقة من كاتب العدل
    Bu virüs dünya üzerinde, zırhında yeteri kadar büyük çatlaklar olan gerçekten olağanüstü birşeyler yapmayı deneyebileceğimiz, az sayıdaki virüslerden birisi. TED حيث أن هذا الفايروس فيه الكثير من الثغرات بحيث يمكننا القيام بعملية استثنائية جدا
    Bu fotoğraflar olağanüstü çünkü geçişler çok hızlı. TED وهذه الصور استثنائية لأن التحول سريع للغاية.
    Korkuyu hissedip kaybetmekten korktuğumuzda olağanüstü şeyler yapma yeteneğine sahibiz. TED حين نحس بالخوف ونخاف من الخسارة نكون قادرين على أمور استثنائية.
    Önümüzdeki olağanüstü onyıllara doğru yaşıyoruz. TED فنحن نتجه للعيش في عقود استثنائية في المستقبل القريب.
    Dang humması, oldukça olağanüstü bir hızla arttı. TED وقد ازدادت الإصابة بحمى الضنك بسرعة استثنائية.
    Beyindeki her şey değişir ve bu olağanüstü örneklerden insan değişimi ortaya çıkar. TED كل ما في الدماغ يتغير، ومن هذا تتشكل أمثلة استثنائية لتغير الإنسان.
    Çok yetenekli olduklarında da yetilerinin ne kadar sıradışı olduğunu kavrayamazlar. TED وعندما يكونون أكفاء علي نحو ممتاز، لا يدركون مدي استثنائية قدراتهم.
    Ancak kilit kısım yutarak yok etmek yerine sıradışı bir arazi parçasını geri vermek. TED لكن الجزء الأساسي هو محاولة رد قطعة استثنائية من المناظر الطبيعية، بدلا من ابتلاعها.
    Ortada ayrıca kötü, genel gerçekler var. Hiçbir şekilde özel değiller, oldukça sıradanlar. TED هناك أيضًا فقط الحقائق العامة التافهة. تلك ليست استثنائية بأي حال، تلك مجموعة عشوائية.
    Nuremberg'de özel bir mahkemede yargılandı. Open Subtitles تم توجيه الاتهام له أمام محكمة استثنائية في نورمبرج
    Will Graham hakkında bilmeniz gereken başka bir şey ise; fevkalade bir görsel hafızası olduğu, insan hallerini oldukça iyi kavradığı ve fikrimi sorarsanız, bu odadaki en zeki kişi olduğu. Open Subtitles شيء آخر يجب أن تعرفوه عن ويل جراهام إنه يملك ذاكرة تصويرية استثنائية إنه بصيرة ثاقبة بشدة للظروف الإنسانية
    Bu yüzden değil, bu bir istisna. TED ليس كذلك. بل لإنها استثنائية.
    CA: Tüm hayatın boyunca sıra dışı sorular sordun. TED كريس: اذا طيلة حياتك كنت تسأل أسئلة استثنائية.
    İstisnai durumlar göz önünde bulundurularak disiplin cezasını gerektirecek bir neden bulunamadı. Open Subtitles لظروف استثنائية ، لجنة التحقيق لم تجد سببا لاتخاذ إجراءات تأديبية ضدك
    İlk örnek olağandışı bir sendrom olan "Capgras sendromu". TED المثال الأول هو متلازمة استثنائية تدعى متلازمة كابجراس
    Bunu sana söylemiştim. Çünkü sen çok özelsin. Open Subtitles أخبرتك بالفعل عن السبب لأنك استثنائية
    - Bence oğlunuz inanılmaz işler başaracak. Open Subtitles أعتقد أن ابنك سوف يقوم بأموراً استثنائية
    Bak, Jeanne, bu sıradan bir istiridye vahşi olağan üstü bir şekilde kuvvetli. Open Subtitles انظري, يا جان, إلى هذه الأسماك الصدفية العادية إنها بحرية طائشة بقوة استثنائية.
    Bazı nadir vakalarda hastaların programı 16 ayda tamamladığını gördüm. Open Subtitles في حالات استثنائية ، لقد رأيت المرضى كاملة البرنامج كما في اقل من 16 شهرا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد