Biz de istihbarat topladık ve savunmanızdaki zayıf noktaları bulduk. | Open Subtitles | لذلك جمعنا معلومات استخباراتية وعثرنا على مواطن الضعف في دفاعاتكم |
İran'ın nükleer anlaşmada hile yaptığına dair dostlarımızdan istihbarat aldık. | Open Subtitles | لدينا معلومة استخباراتية من شركائنا أن الإيرانيين يخونون الاتفاق النووي |
Amerikan istihbarat organizasyonda askeri strateji bürosunda görevli. | Open Subtitles | هو عضو في منظمة استخباراتية تسمي او اس اس |
Dosya doğru ise, sahip olduğunuz istihbaratı paylaşmakta başarısız olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | إن صحّ ما جاء في الملف ، فهو يوحي بأنك تمتلك معلومات استخباراتية لم تبح بها لأي أحد |
Belki konferans sırasında otelde bir şey olmuştur. Ya da biriyle karşılaştı, istihbaratı satmaya veya sızdırmaya karar verdi. | Open Subtitles | أو ربما قابلت شخص ما و قررت أن تسرب أو تبيع معلومات استخباراتية |
CIA'nin sabotaj yaptığından şüphelenilse de asla kanıtlanamadı. | Open Subtitles | أُشتبه في كونها عملية استخباراتية أمريكية تخريبية ولكن ذلك لم يثبت |
Madalyaya layık görülmüş... büyük uzmanlığa sahip bir polis olan Müfettiş Dixon... güvenilir bilgilere ve yetkin dedektif çalışmasına dayanarak... | Open Subtitles | المحقق "ديكسون"... ضابط شرطة مرموق ذو خبرة كبيرة... اعتمد على معلومات استخباراتية مؤكدة... |
Aaliyah CIA'in hiç giremediği terörist organizasyonlar hakkında Summers' a istihbarat veriyordu. | Open Subtitles | عن منظمات استخباراتية لم تستطع السي آي ايه ان تخترقها |
Trojen Atı'nın sadece bir istihbarat operasyonu olması bekleniyordu. | Open Subtitles | حصان طروادة كان من المفترض أن يكون مُجرد عملية استخباراتية. |
Burada bir köstebek olduğu konusunda istihbarat aldım. | Open Subtitles | لدينا معلومات استخباراتية عن تواجد جاسوس هنا. |
Evet. 6 hedefi nasıl hallettiğimizle ilgili doğrulanabilir elektronik istihbarat. | Open Subtitles | نعم, ملفات استخباراتية يمكن التحقق منها الكترونياً عن كيف استطعنا اصطياد الاهداف الستة |
Birimimiz, Almanya'nın İslam toplumunun içinde istihbarat kaynakları oluşturmak için kuruldu. | Open Subtitles | وحدتنا وضعت لإيجاد مصادر استخباراتية داخل المجتمع الألماني المسلم |
Operasyon alanını gösteren bir istihbarat aldık. | Open Subtitles | هناك معلومات استخباراتية تفيد منطقة العمليات. |
Operasyon alanını gösteren bir istihbarat aldık. | Open Subtitles | هناك معلومات استخباراتية تفيد منطقة العمليات. |
Kızımın hassas istihbarat bilgilerini ifşa etmek üzere olduğunu iddia edenler var. | Open Subtitles | الكشف عن معلومات استخباراتية حساسة حسناً ، خرجت من امامه |
İstihbarat elde edebileceğin biri değilim biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تُدرك أنا ليس لي قيمة استخباراتية لك من أيّ نوع |
Kısacası peşinde olduğunuz adamın kiraladığı bombacı birkaç saatlik mesafedeyse aldığınız istihbaratı beklemeye alamazsınız. | Open Subtitles | لذا إذا حصلت على معلومات استخباراتية بأن الرجل الذي تطارده أجر صانع قنابل الذي يعيش على بضع ساعات من الطريق السريع لا يمكنك تحمل أن تتكئ على المعلومة |
Rus İstihbaratı'nın orduya hizmet sağlayan bir oluşuma yaptığı operasyonu ortaya çıkarmasıyla Pulitzer ödülüne aday olmuştu. | Open Subtitles | وقد رُشح لجائزة "بوليتزر" بعدما كشف عن عملية استخباراتية روسية بشركة أنظمة الدفاع |
Rus İstihbaratı'nın orduya hizmet sağlayan bir oluşuma yaptığı operasyonu ortaya çıkarmasıyla Pulitzer ödülüne aday olmuştu. | Open Subtitles | وقد رُشح لجائزة "بوليتزر" بعدما كشف عن عملية استخباراتية روسية بشركة أنظمة الدفاع |
Yatakta yatıyorsun ters giden bir CIA operasyonunun kazazedesi olarak kısacası bir tutuklu olarak ama hâlâ düşmanın benim. | Open Subtitles | ،ها أنتِ ذا ضحيّة عملية استخباراتية ،ذهبت في مجرى سيّء جداً ،تقريباً سجينة |
Madalyaya layık görülmüş... büyük uzmanlığa sahip bir polis olan Müfettiş Dixon... güvenilir bilgilere ve yetkin dedektif çalışmasına dayanarak... | Open Subtitles | المحقق "ديكسون"... ضابط شرطة مرموق ذو خبرة كبيرة... اعتمد على معلومات استخباراتية مؤكدة... |