Ama zaman içinde sabırla Cain'in sesini ve şifresini kaydetmeyi başardık. | Open Subtitles | لكن مع الوقت والصبر استطعنا أن نسجل صوت كاين وجمعنا الأحرف |
Ancak artık evrimin tasmasını ele geçirmeyi başardık, değil mi? | Open Subtitles | لكننا بالطبع استطعنا الإفلات من لجام التطور الآن، أليس كذلك؟ |
eğer frekansını tespit edebilirsek, Kusari'yi hekleyip, devre dışı bırakabiliriz. | Open Subtitles | اذا استطعنا ايجاد ترددة، يمكننا .اختراق فيروس كاساري والغاء تفعيلة |
Bu bilgiyi biz bile ele geçirebiliyorsak, suikastçi de geçirebilir. | Open Subtitles | إن استطعنا إيجاد هذا بهذه السهولة فكذلك يستطع القاتل المأجور |
eğer bu gücü işleyebilirsek Demir Lejyon protokolüme uygulayabilir miyiz? | Open Subtitles | لو استطعنا تسخير هذه الطاقة، وتطبيقها على نظام فيلقي الحديدي؟ |
eğer güvenli hale getirmeyi başarırsak büyüyü bozuk kitabı alabiliriz. | Open Subtitles | إن استطعنا أختراق حمايته بإمكاننا كسر التعويذة و إستخراج المخطوطات |
eğer ki bu Gelel taşlarından bolca toplarsak, tüm dünya üzerinden savaşı silebilirim. | Open Subtitles | لو استطعنا تجميع الكثير من هذه الحجارة أستطيع دحر القتال من على الأرض |
Ve bu ölü. Böylece hiç şüphem yoktu ki, eğer bir şekilde hayatı taklit eden şeyler yapabilirsek, haydi bir adım öteye gidelim. | TED | لذا كنت أميل إلى الاعتقاد، أننا إذا استطعنا بشكل ما أن نجعل الأشياء تحاكى سلوك الأحياء، فلنذهب إلى مدى أبعد. |
Başarısızlığa çok yaklaşmıştık, fakat o noktayı 2008'de geçmeyi başardık. | TED | وكدنا نفشل فشلاً ذريعاً، إلا أننا استطعنا حل المسألة في عام 2008. |
Böylece dört milyon dolar tasarruf etmeyi başardık ve bu sebeple orman bugün yapım hâlinde. | TED | ومن خلال القيام بذلك، استطعنا أن نوفِّر أربعة ملايين دولار، ولهذا السبب فإنّ الغابة اليوم قيد الإنشاء. |
Bütün tuhaflıklara karşın bu kadar depresyonunun içinde rekoru egale edebilmeyi başardık. | TED | بعكس كل التوقعات، استطعنا أن نتقدم نحو تحقيق الرقم القياسي على الرغم من تلك المنخفضات. |
Bunun sebebi ise, daha geçen sene bahsettiğim üç özelliği etkileyen tekil genler bulmayı başardık. | TED | لأنه وخلال السنة السابقة فقط، استطعنا إيجاد جينات وحيدة بإمكانها التأثير على كل سمة من تلك السمات الثلاثة. |
eğer bunu başarabilirsek, Hollywood'u taklit edebilirsek, doğrusu 3B üretime çözüm bulabilirdik. | TED | لذلك لو استطعنا سحب هذا الشئ خارجا، بشكل يحاكي هوليوود، فأنه يمكننا في الحقيقه نباشر التصنيع ثلاثي الأبعاد. |
Çabalarımızı yoğunlaştırabilirsek, kaynakları seferber edebilirsek, siyasi iradeyi harekete geçirebilirsek değişim mümkün. | TED | فإذا استطعنا تركيز جهودنا، على تجميع المصادر اللازمة، وتحفيز الإرادة السياسية، ستصبح خطوة التغيير ممكنة. |
Bir gün biz de dış dünyayı keşfe çıkabilseydik harika olurdu değil mi? | Open Subtitles | سيكون من الرائع اذا ما استطعنا استكشاف العالم الخارجي ايضاً في يوم ما |
Jim'in Şanghay'daki yıllarında kazandığı ve kaybettiği şeyleri sayabilir miyiz? | Open Subtitles | لو استطعنا أن نفكر في أشياء جيم اضاعها خلال سنواته في شنغاهاي والأشياء التي كسبها |
eğer birlik olmayı başarırsak, barışın üçüncü taraf ağı olarak savaşın aslanını durdurabiliriz. | TED | ونحن ان استطعنا ان نتوحد كطرف ثالث كخيوط شبكة العنكبوت يمكننا ان نأسر أسد الحرب |
eğer onda işe yararsa Kyle'ın koruma duvarını da kırabiliriz. | Open Subtitles | اذا استطعنا العمل عليه نستطيع اختراق حماية كايل من خلاله |
ve bu eğer yapabilirsek, tam da değiştirmek istediğim bir tablo. | TED | و هذه هي الصورة التي أريد حقاً تغيرها إن استطعنا. |
Sıradan insanlar, kendilerine verilen bilgileri anlayabilirler, ancak sadece onlara bu bilgileri onların anlayacağı şekilde sunmak için çaba gösterirsek. | TED | وعامة الناس قادرون على ذلك اذا فقط استطعنا ان نقدم لهم المعلومات بصورة صحيحة بصورة يمكنهم التفاعل معها |
Yeni bir spor keşfetmiştik ve elimizden geldiğince sürekli oynuyorduk. Herhangi bir rekabetten kaçınmak için hiç gerçek bir maç yapmamıştık. | Open Subtitles | وكنا اكتشافنا رياضة جديدة نلعبها كلما استطعنا ومن أجل تجنب أي إحساس بالتنافس |
Onları sabaha kadar içeride tutabilirsek, diğerlerinin de bana bağlılığı kesinleşecek. | Open Subtitles | إذا استطعنا إبقاءهم جميعاً بالداخل حتّى الصّباح، سيتأكّد البقيّة من ولائي |
Ve aynı zamanda eğer başkalarını konuya dâhil etmeyi ve karşı görüşü göstermeyi başarabilirsek, onların fikirlerini de değiştirebiliriz. | TED | ويمكننا أيضًا تغيير آراء الآخرين، لو استطعنا جعلهم ينخرطون في المسألة ويرونها من الاتجاه المعاكس. |
O yüzden onun onu bulup acısını yok etmesini sağlayabilirsek o zaman Phoebe'yi geri alabiliriz. | Open Subtitles | لذا إن استطعنا إيجاده وجعلناه يزيل ألمها فربما قد تعود إلينا، فيبي |
bir yolunu bulabilirsek, herkesin ilgisini çekebiliriz ve kazanırız. | TED | إذا استطعنا القيام بذلك عندها سيولي الجميع إهتمامهم، وسنربح. |
- Tek yapabildiğimiz onlardan çaldığımızı geri vermek. | Open Subtitles | و كل الذي استطعنا فعلة في المقابل هو سرقتهم |