Sonra birkaç ambulans birden geldi ve ortalık karmakarışık oldu. | Open Subtitles | ثم ظهرت عدة سيارات اسعاف بنفس الوقت وكانت فوضى كاملة |
Öyleyse merkezde bulunan dört-çeker araçlar bakanları, daimi sekreterleri, bürokratları ve yardım projelerinde çalışan uluslararası yardım bürokratlarını taşıyorlar, bu arada yoksullar ambulans ve ilaç yokluğunda ölüyor. | TED | إذا العربات الرباعية الدفع لدى الوزير تقود الوزراء، والأمناء الدائمين، والبيروقراطيين وبيروقراطيين الاغاثة الدولية الذين يعملون في مشروعات المعونة في حين أن الفقراء يموتون دون اسعاف وادوية. |
ambulans olmadığından sadece Benjamin şüphelenmişti. | Open Subtitles | بينيامين فقط من اشتبه بانها لم تكن سيارة اسعاف |
Ve ertesi sabah bir ambulansa benzer bir araç geldi. | Open Subtitles | وخلال ساعات الصباح ما بدا كانة سيارة اسعاف قد وصلت |
Evet, bu bir kurtarma ambulansı gibi görüyor onun arkasında da yolu görebiliyorum. | Open Subtitles | يبدو ان هناك عربة اسعاف فى الطريق و هناك عربات اخرى خلفها |
Başka bir yerde bundan daha iyi bir ambulans servisi almayı düşünebilir misiniz? | Open Subtitles | فى خدمة اسعاف احسن من كده فى اى مكان تانى |
ambulans gönderseniz iyi olur. Charlie kötü yaralandı. | Open Subtitles | يجدر بكم ان ترسلوا سيارة اسعاف تشارلي جرح بشدة |
Öyleyse arayıp bir ambulans iste. | Open Subtitles | لما لا تتصلين بهم الآن,ليرسلوا سيارة اسعاف |
ambulans gerekmez. Arabamı arıyorum. Yandı, herhalde. | Open Subtitles | أنا لا أحتاج إلى اسعاف أنا أبحث عن سيارتى لابد و انها قد احترقت |
Bir ambulans çağır! Nefes al! | Open Subtitles | استدعي سيارة اسعاف استدعي سيارة اسعاف ، تنفس |
Sizi kliniğe ve doktora götürmek için bekleyen bir ambulans varmış. | Open Subtitles | هناك سياره اسعاف ستأخذك الى العياده حيث سيفحصك الطبيب |
Sizi kliniğe ve doktora götürmek için bekleyen bir ambulans varmış. | Open Subtitles | هناك سياره اسعاف سوف تأخذكم للعياده سوف يفحصكم الطبيب هناك |
Los Angeles polisine haber verin. Belli yerlere ekipler konsun ve ambulans hazır beklesin. | Open Subtitles | حواجز طرق فى التقاطعات وسيارة اسعاف مستعدة. |
Burası 73-David. 7. ve Hope caddelerinin köşesine çok acil bir ambulans istiyorum. | Open Subtitles | ديفيد 73 أحتاج وحدة اسعاف بأسرع ما يمكن عند تقاطع شارع 7 و شارع هوب |
Sadece bir ambulans ve ilk yardım ekibini sahnenin dışında tut. | Open Subtitles | هل هذا سيء إلى هذا الحد؟ فقط جهزلي سيارة اسعاف ومسعفين خارج المسرح |
Dans, romantizm, iş Ben sana ambulans göndermeye gittim ve seni burda dalgaların arasında jet-ski sürerken buldum harikasın tatlım | Open Subtitles | رقص،وعاطفة،وعمل لقد أرسلتك في عربة اسعاف ووجدتك تركبى الأمواج رائع ياعزيزتى |
Ama onu ambulansa koyarlarken gördük. | Open Subtitles | ولكننا نعرف أن سيارة اسعاف نقلته الى هنا. |
Sonra, sen ve ben, bizi senin kalacağın güvenli bir Dayanak tesisine götürecek olan bir ambulansa bineceğiz. | Open Subtitles | وسوف نغادر فى عربة اسعاف والتى سوف تاخذنا الى احدى منشئات فولكرم الامنة والتى سوف تقيم بها |
Kocası bir hava ambulansı ayarladı doktorlarına getirmesi için. | Open Subtitles | رتب زوجها طائرة اسعاف لها للعودة لطبيبها |
Hemen ambülans çağırın. Bir numara vuruldu. | Open Subtitles | اريد اسعاف رجاءً الرقم واحد اطلق عليه النار |
-Rastgele top atışına maruz kalıyoruz general. Çok hasar alıyoruz ve ilk yardım için bir yerimiz yok. | Open Subtitles | نحن تحت قصف مدفعي مستمر و نتلقي الضربات و ليس لدينا نقطة اسعاف |
Komşusu bugün erken saatlerde bir ambulansın onu aldığını söyledi. | Open Subtitles | قال جار له ان هناك سيارة اسعاف اتت هذا الصباح |
Görüyorsunuz ki Ulusal Sağlık Servisi inanıyor ki... bu en hızlı araç. | Open Subtitles | كما ترون, تعتقد وزارة الصحة انها تمتلك اسرع سيارة اسعاف |
Sıhhiye var mı? | Open Subtitles | نريد اسعاف ؟ |
Alçak,ambulansla kaçakcılık yapıyorsun.. | Open Subtitles | الأوغاد, كنت تهرب الذهب في سيارة اسعاف.. |