Şey, aşikâr olarak, yılın sonuna yaklaşıldıkça, güneş batmaya başlıyormuş. | Open Subtitles | باي حال، لابد في وقت من السنة سنرى اشعة الشمس. |
O yüzden güneş ışınlarının gözlerimizden çıkan ışınlarla bağlantılı olabileceğini önermiş. | Open Subtitles | لذا افترض انه ربما اشعة الشمس مرتبطة للأشعة الخارجة من عيننا |
Sarımsağa, gümüşe hatta gün ışığına dayanabilir, ve onda onların gücü var. | Open Subtitles | يمكن ان يقاوم الثوم والفضة حتى اشعة الشمس و يستمد قوته منهم |
" Karanlık meyhaneden dışarı adımımı attım güneşin acımasızca yaktığı sokağa ve Bent haykırdı, 'Çık dışarı, Kid Shelleen seni Tombstone'dan def edip cehenneme yollayacağım!"' | Open Subtitles | وخرجت من الحانة المظلمة الى الشارع ، حيث اشعة الشمس تلسع بلا رحمة :وبينيت يقف خارجا ، ويصيح اخرج الىّ يا كيد شيللين |
Burasının oralardan farkı, temiz hava, günışığı, kuş cıvıltıları olması. | Open Subtitles | ماهو الفرق الذي سيصبح هنا في الهواء الطلق وتحت اشعة الشمس الطيور تغرد على الاشجار انت تعلم ؟ |
Hadi biraz gün ışığı alalım millet. | Open Subtitles | لنحصل على بعض اشعة الشمس ياجماعة |
Yapayalnız dans ettiğini, Gün ışığında kendini yaktığını gördüm. | Open Subtitles | اشاهدك وانتي ترقصين لوحدك تحرقين نفسك تحت اشعة الشمس |
Ve rüzgarla soğutuyoruz. güneş ışığıyla ısıtıyoruz. | TED | ويمكننا ان نقوم بتبريدها بواسطة تيارات الهواء .. وتدفئتها بواسطة اشعة الشمس |
Karbon dioksit, azıcık güneş ışığı, ve elinizde iyi rafine edilmiş bir yağ oluyor. | TED | ثاني اكسيد الكربون مع القليل من اشعة الشمس ويصبح لديك دهناً نقياً |
- Sadece güneş ışığıdır. - O zaman neden hareket ettirdik onu? | Open Subtitles | هذه مجرد اشعة الشمس اذن, لماذا قمت بتحريكه ؟ |
"Karanlıkların içine zor zar sokulan baygın güneş ışığını görmek için şarkı söylerken hep yakarıya doğru bakarmış." | Open Subtitles | تبحث عن اشعة الشمس الباهتة التي استطاعت أن تعبر الى الاعماق |
Buz tabakalarının yansıttığı güneş ışınları artık karanlık sulara nüfuz ediyor ve suyu ısıtıyor. | Open Subtitles | اشعة الشمس كانت تعكس على الواح الجليد من قبل الا ان الآن دخولها الى قلب المياه الداكنه يؤدي الى تسخينها |
Gümüşe, sarımsağa hatta gün ışığına bile dayanabiliyor. | Open Subtitles | يمكن ان يقاوم الثوم والفضة حتى اشعة الشمس |
Eğer gün ışığına karşı hassas olmaya başlarsan... eğer kendini susamış bulursan mutlaka içmen gerekiyorsa, o zaman önerim o silahı alıp kendi üzerinde kullanmandır. | Open Subtitles | اذا بدأتى تصبحى حساسة الى اشعة الشمس واصبحتي ظمأنة بغض النظر عن الذي تريدين ان تشربيه |
Eğer gün ışığına karşı hassaslaşırsan... | Open Subtitles | اذا بدأتى تصبحى حساسة الى اشعة الشمس |
Pecos'a vardιn, güneşin altιnda imparatorluğunu kurdun. | Open Subtitles | احضرتها الى بيكوس ، ونحتّ امبراطوريتك تحت اشعة الشمس |
Her parça farklı. Bununla ilgili harika olan, bizim her bir parçayı kendi konumuna, güneşin açısına, hem de nasıl kıvrıldığına göre ayarlayabiliyor olmamızdır. | TED | و الأمر المذهل هنا هو إمكانية تقويم كل منها بطريقة تجعلها متناسبة بشكل خاص بالنسبة لمكانها، مقارنة بزاوية اشعة الشمس الساقطة عليها، والكيفية التي تتجعد بها. |
Bi ara, bir adam panjuru açtı ve günışığı uçağın içine doldu. | Open Subtitles | احد الركاب فتح نافذة الطائرة ودخلت اشعة الشمس داخل الطائرة |
Günaydın günışığı. Bu senin için. | Open Subtitles | صباح الخير, اشعة الشمس, انه لك |
Hadi biraz gün ışığı alalım millet. | Open Subtitles | لنحصل على بعض اشعة الشمس ياجماعة |
"Gün ışığında ve gölgede, Uzun bir yolda..." | Open Subtitles | تحت اشعة الشمس وفي الظل دائما في سفر |