Bir parça kağıdı birkaç kere katlayıp, ondan kuş ve gemi gibi şeyler yapabiliyormuşuz. | Open Subtitles | انها ستتحول الى اشياء مثل الطيور و السفن |
Hayatım boyunca sakladığım şeyler var aşk ve anlayış gibi şeyler. | Open Subtitles | لدي امور كنت احتفظ بها طيلة حياتي .. اشياء مثل الحب والتفهّم و .. |
Ve vicdan, üzüntü gibi şeyler sadece bizim uydurmamızdı. | Open Subtitles | , ,و اشياء مثل الضمير,المبادىء . ماهى إلا بدع |
Evet, dünyanın dört bir tarafına gidip, bunun hakkında konuştum ve bu hikâyeyi her çeşit organizasyonda ve şirkette anlattım, insanlar neredeyse hemen bağlantıyı gördüler. Gelip şöyle şeyler söylediler, "O süper sürü, işte o benim şirketim." | TED | الآن، بما اني ذهبت حول العالم اتكلم عن هذا الموضوع و هذه القصة في كل انواع المنظمات و الشركات رأى الناس العلاقة تقريباً في نفس اللحظة و جاءوا و قالوا لي اشياء مثل "هذه المجموعة السوبر، هذه شركتي" |
Eğer hızlı bir şekilde kurutursanız, fil ve dümen ya da bu tarz şeyler yapabilirsiniz, ve karım bundan hoşlanmadı çünkü küfleniyorlardı, yamayı bırakmak zorundaydım. | TED | إذا جففتها بسرعة يمكنك عمل اشياء مثل فيل أو ثور أو اي شيء آخر، و لكن زوجتي لم يرق لها الامر لأنها تتعفن، لذلك توقفت عن ذلك. |
Dolaba kilitlenme nedenimin bilim kampı gibi şeyler olduğunu anlamıyor musunuz? | Open Subtitles | ألا تعتقد ان اشياء مثل مخيم العلوم هي السبب لوضعي في خزانات المدارس؟ |
İşverenler çalışanda ne ararlar, olumsuzu nasıl olumluya çevirirsiniz gibi şeyler. | Open Subtitles | اشياء مثل عمّا يتطلع اليه اصحاب العمل كيفية تحويل الايجابيات الي سلبيات |
Genellikle, gizli odaları boğa kafalı canavarlar gibi şeyler korur! | Open Subtitles | عادة, اشياء مثل الوحوش برؤوس ثيران تحمي غرفا سرية. |
Bunu gibi şeyler son zamana kadar belediyeye gönderilmiyor.. | Open Subtitles | كانت دراسة خاصة اشياء مثل هذه لا يتم اعطائها للمدينة |
Özgürlük ve bagımsızlık gibi şeyler mi? | Open Subtitles | اشياء مثل الاستقلال او الحرية؟ |
Onu güldürmek ve iyi bir baba olmak gibi şeyler. | Open Subtitles | اشياء مثل ان اجعلها تضحك واكون ابا جيدا |
Onu güldürmek ve iyi bir baba olmak gibi şeyler. | Open Subtitles | اشياء مثل ان اجعلها تضحك واكون ابا جيدا |
Anne, baba, ev gibi şeyler. | Open Subtitles | اشياء مثل ، بابا .. ماما .. بيت |
Bar soymak ve silahsız bir adamı öldürmek gibi şeyler. | Open Subtitles | اشياء مثل سرقة حانة, وقتل رجل غير مسلح. |
Tüm hastalarınız burada Arcadia'da ölmüş ve sonra yeniden göründüklerinde rasgele göründüler bunun gibi şeyler hariç, bana göre hiç rasgele değil. | Open Subtitles | "جميع مرضاك توفوا هنا في "اركيديا وعندما ظهروا مجددا بدا ذلك عشوائا إلا أن اشياء مثل هذه |
İnsan sermayesini düşündüğümüzde kolayca ölçebileceğimiz şeyleri düşünürüz - notlar, SAT, dereceler gibi şeyler, eğitimdeki yıl sayısı. | TED | عندما نفكر في الاساس الانساني نفكر في الاشياء التي يمكن قياسها بسهولة-- اشياء مثل الدرجات والتقديرات, عدد السنوات في المدرسة. |
Paraya karşı olan tavrın. Hep şöyle şeyler diyorsun. | Open Subtitles | انت دوما تقول اشياء مثل "هكذا يحصلون على النقود منك" |
Tam bir antika. Enerjisinin geri kalanını da şöyle şeyler söylemek için harcar... "Şimdi yargılanma zamanı bebek". | Open Subtitles | انه تحفة فنية وبقية قوته يستخدمها فى قول اشياء مثل"انه وقت الحساب"ّ |
Şu tarz şeyler söylerdi: | Open Subtitles | وكان يقول اشياء مثل |
Örneğin, bazı telefon numaralarından ve araba plakalarında bunun gibi şeyleri bulabilirsiniz. | TED | عل سببيل المثال يمكن ان تجدها من بعض ارقام الهواتف و لوحات السيارات و اشياء مثل هذه |
Ne zamandan beri Böyle şeyleri yapabilir oldun sen? | Open Subtitles | متى بدئت في المقدرة على فعل اشياء مثل هذه ؟ |
'Duygusal Olarak Amip gibi olan erkekleri seven Kadınlar' türünde şeyler. | Open Subtitles | اشياء مثل المرأه التى تحب الرجال وعاطفيه |