Bu bisikleti al, patlak yeri tamir edip geri getir, kendininkini alırsın. | Open Subtitles | خذ هذه الدراجة و اصلح ما فسد ثم أعيدها و خذ دراجتك |
Bir an sinirlendim. Ben tamir ederim. Bir yolunu bulacağım. | Open Subtitles | لقد غضبت ، انا سوف اصلح ذلك سوف اجد حلاً |
- Yardım ister misiniz? - Sen farını tamir et ve beni rahat bırak. | Open Subtitles | هل استطيع المساعدة فقط اصلح الضوء الخاص بك؟ |
Sen o salak şapkayla ortaya çıkana kadar. Şu aptal şapkayı düzelt ve git. | Open Subtitles | اصلح هذه القبعة السخيفة واذهب ستتأخر عن القارب |
Ayrıca ben terapiste gitmeye devam edeceğim ve tek başıma bile yapmam gerekse evliliğimizi düzelteceğim. | Open Subtitles | وانا سوف اواصل الذهاب اليها وسوف اصلح زواجنا حتى ول تطلب الامر مني ان افعله لوحدي |
Keşke bunu düzeltmek için yapabileceğim bir şey olsaydı. | Open Subtitles | انا فقط اتمنى ان افعل اى شئ لكى اصلح هذا |
Seçmelerimle ilgili durumu düzeltmem lazım. | Open Subtitles | يجب ان اصلح الموقف المتعلق بتجربة الآداء الخاصة بي |
Çok isterdim ama vantilatör kayışını tamir etmem lazım, yoksa buradan bir yere gidemeyiz. | Open Subtitles | أود ذلك سوي انني يجب ان اصلح سير المروحه وإلا لن يمكننا ان نرحل من هنا ابدا |
Roketatarı tamir etmek için, tüfek lazım. | Open Subtitles | الزناد أحتاج إلى الزناد لكي اصلح الآر بي جي |
Çocukken, sürekli bir şeyleri kırardım. Babam beni tamir etmem için zorlardı. | Open Subtitles | عندما كنت صغير كان ابي دائما يجعلني اصلح الاشياء. |
Bir şeyleri tamir ettirmek için sürekli beni döverdi. | Open Subtitles | أعني، حتى انه كان بضربني حتى اصلح الاشياء. |
Kitty, sen bakarmısın? Ben çekmeceyi tamir ediyorum. | Open Subtitles | كيتي هل يمكن ان تجيبي على الهاتف اني اصلح الدرج |
Duymadım, çünkü kurutucuyu tamir ediyordum. | Open Subtitles | أجل لكنني لم أسمعه لأنني كنت اصلح الغسالة |
O yüzden kolları çabucak düzelt de, bir maymuna göre değil de oğluma göre olsunlar. | Open Subtitles | لذلك اصلح الأكمام بسرعة حتى تناسب ابني و ليس قرداً |
Evet, her an buraya gelebilir o yüzden doğru dur, yakanı düzelt ve ne yaparsan yap kendin olma! | Open Subtitles | ,حسناً اذاً انها ستخرج من هناك فى اى دقيقة ...لذا قف مستقيماً ,اصلح ياقتك ...واياً كان لا تكن نفسك |
Den bunu düzelteceğim ve tekrar döncem ben sana. | Open Subtitles | سوف اصلح العطل وارجع لكم مرة اخرى |
Bak, bildigim tek sey onlarin dünyasi alt üst oldu ve bunu düzeltmek de benim isim. | Open Subtitles | اسمعي كل ما اعرفه انه عالمهما قد انقلب رأسا على عقب وان عملي هو ان اصلح الوضع |
Durumu düzeltmem söylendi. Aşırı doz gibi göstermem. | Open Subtitles | قـيل لي بـأن اصلح هـذا الأمر وأجـعله يبدو كـأنها جـرعـة زائـدة |
Çay, kahve, boruların tamiri, papağana ilacının verilmesi. | Open Subtitles | شاي, قهوه, اصلح السباكة أعطي الببغاء دوائه |
Hayır. Ben yine senin suçunu telafi etmeyeceğim. | Open Subtitles | لا، اسمع، انا لن اصلح اخطائك مجدداً، اتفقنا؟ |
Bırak da düzelteyim şimdi. | Open Subtitles | لما لا تتركينى اصلح هذا حسنا، ساقوم باصلاح ذلك |
Yorumları dikkate alıyor ve sorunları düzeltmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | دائما اراجع تعليقات الزبائن وحاول ان اصلح اي عطب موجود |
Kendi eşyalarımı onarıyorum. Kendi yiyeceğimi yetiştiriyorum. | Open Subtitles | اصلح اغراضى و ازرع طعامى الخاص |
Hayır. Bir hatayı düzeltiyorum. | Open Subtitles | كلا, انا اصلح واحد |
Bu işi düzeltmeliyim. | Open Subtitles | لابد ان اصلح ذلك. |