ويكيبيديا

    "اضطررت أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zorunda kaldım
        
    • gerekti
        
    • zorundaydım
        
    • gerekiyordu
        
    • zorunda kalmıştım
        
    • gerekse
        
    • zorunda kaldin
        
    Ona orasının ülke olmadığını söylemek zorunda kaldım. Wyoming'in yerini bilmiyor. Open Subtitles اضطررت أن أخبره أنها ليست دولة "إنه لا يعلم أين "وايومنج
    Onu aşağıya atmak zorunda kaldım. — Bir melek gibi uçuyordu. Open Subtitles اضطررت أن أرميه خارجاً لقد طار مثل الملائكة
    Son seferinde acile gitmek zorunda kaldım. Open Subtitles أنا لست متأكدة من هذا لقد اضطررت أن أذهب للإسعاف بعد الليلة الماضية
    Evden erken çıkmam gerekti ama bir araba daha ayırttım. Open Subtitles هذا أنا. اضطررت أن أغادر باكراً، لكنني حجزت سيارة أخرى،
    İstemiyorum. geçen sefer acile gitmem gerekti. Open Subtitles أنا لست متأكدة من هذا لقد اضطررت أن أذهب للإسعاف بعد الليلة الماضية
    Çantanızdaki makasla törpüyü almak zorundaydım. Open Subtitles اضطررت أن أخذ مبرد الأظافر والمقص من حقيبتك
    Sonuna kadar gitmen gerekiyordu. Anlıyorum. Open Subtitles اضطررت أن تكمل الطريق لآخره أنا أفهم ذلك
    Vay canına, en son gözlerim bağlandığında garip maskeli baloda piyano çalmak zorunda kalmıştım. Open Subtitles يا إلهي ، آخر مرة كنت معصوب العينين فيها كانت عندما اضطررت أن أعزف البيانو في حفلة تنكرية غريبة
    O adamlara gizlilik yemini ettirmek zorunda kaldım. Open Subtitles اضطررت أن آخذ قسم من هؤلاء الناس بالسرية
    O adamlara gizlilik yemini ettirmek zorunda kaldım. Open Subtitles اضطررت أن آخذ قسم من هؤلاء الناس بالسرية
    Diğer FBI ajanlarıyla kuyrukta beklemek zorunda kaldım. Open Subtitles اضطررت أن أقف بالصف مع باقي العملاء الفيدراليين
    Kayboldum ve sonunda polisten rica etmek sormak zorunda kaldım. Open Subtitles اضطررت أن أسأل شرطي عن الطريق. لقد ضللت الطريق.
    Üzgünüm, seni bir süreliğine kapatmak zorunda kaldım ama biraz afallamıştım ve çok şaşırmıştım. Open Subtitles معذرة لأني اضطررت أن أغلقك لفترة طويلة لكنني كنت فقط مصعوقاً ومندهشاً قليلاً
    Kendim için yaptığım son derece lezzetli bir omleti atmak zorunda kaldım. Open Subtitles لقد اضطررت أن أصنع عجة البيض بنفسي ربما صار فيها قذائف
    Yeni laptop aldığımda, rock'n'roll şarkı sözlerimi atmam gerekti. Open Subtitles عندما أحضرت جهاز الكمبيوتر الجديد اضطررت أن أتخلص من ملفات كلمات الروك اند رول
    Ama son zamanlarda eve daha çok para göndermem gerekti. Open Subtitles لكني اضطررت أن أرسل المزيد من المال للبيت مؤخراً
    Kimse beni eve davet etme nezaketini göstermediği için siz çıkana kadar beklemem gerekti. Open Subtitles بما أن لا أحد يتحلى بأذب الضيافة لدعوتي للدخول، اضطررت أن أنتظر خروجك
    "Bir gün ayarlayalım," demek zorundaydım, çünkü sen onları evimize davet ettin. Open Subtitles كلا, اضطررت أن أقول: "فلنتفق على موعد" لأنك قمت بدعوتهم إلى منزلنا
    Bunu yapmak zorundaydım. Başka şansım yoktu. Open Subtitles أنا اضطررت أن أفعل هذا لايمكننيالمجازفة.
    Onu revire getirtmem gerekiyordu. Open Subtitles اضطررت أن أجلبها إلى العيادة هنا
    Banyoya saklanmak zorunda kalmıştım. Open Subtitles اضطررت أن أختبأ في الحمام
    Bütün Gestapo'yu seferber etmem gerekse bile bunu bulacağım. Open Subtitles و لكنني سأتوصل لحقيقة ذلك حتى لو اضطررت أن أضع الجستابو كله في حالة تعبئة
    Aman Tanrim! Muhtemelen elden nakit ödemek zorunda kaldin. Open Subtitles ربما اضطررت أن تدفعي لهم نقداً بيديك...

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد