"اعتيادية" - ترجمة من عربي إلى تركي

• sıradan
• normal
• sıradışı
• sıra
• standart
• rutin
• düzenli
• olağan
• olağandışı

Karanlık maddesi var, sıradan maddesi var, fotonları ve nötrinoları var, ama bunlar evrenin sonraki kısımlarında önem arz etmiyorlar.
تحتوي على مادة سوداء، ومادة اعتيادية. تحتوي على فتونات وعلى نيترينوات، والتي لا تقوم بدور اساسي في الجزء اللاحق للكون.

sıra dışı malzemeler ve sıradan malzemelerin sıra dışı kullanımlarına da ilgi duyuyorum.
انا مهتمة جدا بالتعامل مع المواد غير الاعتيادية او مواد اعتيادية بطرق غير اعتيادية

Ancak şimdi sizi temin ederim, temizlik rutinim normal durumda.
أستطيع طمأنتم الآن أن عاداتي الصحية الروتينية اعتيادية رغم ذلك.

Ve Libby, Montana'da, Gayla Benefield adında oldukça sıradışı bir kadın var.
و في ليبي بولاية مونتانا، هنالك توجد امرأة غير اعتيادية تدعى غايلا بنفيلد.

Şu anda, herhangi bir standart referans kütüphanesinde bulabileceğiniz her şeyi içeriyor.
لديه حاليا إلمام كبير بأي شيء يمكن أن تجده في مكتبة اعتيادية وما إلى ذلك.

Dün saat 16'da rutin bir mesaj aldık.
لدينا رسائل اعتيادية منذ الساعة 1500 البارحة

Sizi temin ederim gerçeğim ve düzenli aralıklarla kızınızla cinsel ilişkiye giriyorum.
أؤكد لكِ أنني حقيقيّ تماماً وانا أجامع أبنتكِ بطريقة اعتيادية

Umarım Doe'muz bilezik kadar sıradan değildir.
حسناً، لنأمل أن مجهولتنا لم تكن اعتيادية بقدر السوار

Görünürde, sıradan bir cenaze evi gibi çalışıyoruz ve insan müşterilerimize harika bir hizmet sunuyoruz.
حسناً اثناء المراسم نحن نعمل كمؤسسة عزاء اعتيادية ونعرض خدمة ممتازة لزبائننا البشر

Tatlım, seninle sıradan bir akşam geçirmekten de gayet mutlu olurum.
عزيزي تعرف أنني سأكون بخير بأمسية لطيفة اعتيادية بالمنزل معك

Belki de yazacak bir şey bulamamamın sebebi siz şaklabanlarla sıradan bir hayat yaşıyor oluşumdur.
ربما السبب ان لدي عقبة الكاتب و هى انى اعيش بطريقة اعتيادية جدا معكم ايها المهرجون

Onu sıradan bir kız sanabilirsiniz.
كانت تعيش روح غير اعتيادية يمكنك أن تعتبرها فتاة

Uzun zamandır, göklerin bizim etrafımızda dönmediğini ve bizim oldukça sıradan bir galaksinin bir sarmal kolunda oldukça sıradan bir yıldızın etrafında dönen, oldukça sıradan bir gezegenin sakinleri olduğumuzu biliyoruz.
منذ زمن بعيد، علمنا أن السماوات لا تدور حولنا. وأننا سكان عالم اعتيادي، يدور حول نجمٍ اعتيادي، في مجرة لولبية اعتيادية.

aslında şu an meydana gelen tarihin çok daha normal bir vakası.
في الواقع، ما ينبثق الآن هو الحالة الأكثر اعتيادية في التاريخ.

İstediğiniz zaman motoru çıkarıp normal bir askılık olarak kullanabilirsiniz.
بإمكانك التخلص من المحرك وإستعمالها كمعلقة أربطة اعتيادية

Bunun neresi normal değil?
لهذا .. فان هذه الحالات تعتبر غير اعتيادية

sıradışı olaylar daha ilgi çekici, değil mi?
الأحداث الغير اعتيادية اكثر جذباً للاهتمام، لا؟

Bir arada çalışmak zorundalar, gerçekten ama gerçekten yabancı bir ortam, ve onlar için gerçekten yabancı bir ortam çünkü sıradışı.
ويتوجب عليهم العمل معا في بيئة خطرة جدًا جدًا، وهي فعلًا بيئة غريبة عليهم لأنها غير اعتيادية.

Yasalara aldırmazcasına iş yapıp acımasızca sıra dışı taktikler uygularlar.
استخفاف تام بالقانون وتكتيكات غير اعتيادية

Daha renkli bir yer olur, daha sıra dışı olur diye düşündüm.
ظننت أن هذا سيكون أكثر تلويناً وأقل اعتيادية

Çoğu standart ölçülerde.
على ما يبدو أنها أمور اعتيادية هذا ما استطيع قوله، سيدي

Güvenliği sağlamak üzere tutulduk, rutin güvenlik istihbarat görevlileri için.
تم التعاقد معنا للتزويد بخدمات أمنية اعتيادية. خدمات أمنية لضباط استخبارات.

Burasının daha renkli, daha düzenli bir iş olacağını düşünmüştüm sanırım.
ظننت أن هذا سيكون أكثر تلويناً وأقل اعتيادية

Şunu belirtmek isterim ki bu olağan bir mahkeme değil.
وأريد أن أؤكد أن هذه ليست محاكمة اعتيادية

Hayır, ciddiyim. Ne olağandışı banka kaydı ne de depozito var.
أقصد انه لا يوجد سجلات مصرفية غير اعتيادية لا ودائع