Hiçbir şeyi havaya uçurmuyorsunuz. Çünkü en iyi arkadaşım bu gemide. | Open Subtitles | انكم لن تفجروا أى شئ، لان اعز اصدقائى على هذا السفينة |
en iyi arkadaşımla poker oynamak istediğim için kusura bakma! | Open Subtitles | انا اسف لاني أردت ان العب البوكر مع اعز اصدقائي |
Peter'ın en iyi dostu olduğunu biliyorum ve bana ısınamadığını da biliyorum. | Open Subtitles | اعرف انك اعز اصدقاء بيتر واعرف انك بالتحديد لم تكن متحمسا تجاهي |
en yakın arkadaşım Bobby de dört ayda değişince ikna oldum. Ben de dört aydır Stepford'dayım. Neler döndüğünü bilmiyorum. | Open Subtitles | و بوبى اعز اصحابى اتغيرت فى اربع شهور انا بقالى اربع شهور فى استبفورد. |
Peter'ın en iyi dostu olduğunu biliyorum ve bana ısınamadığını da biliyorum. | Open Subtitles | اعرف انك اعز اصدقاء بيتر واعرف انك بالتحديد لم تكن متحمسا تجاهي |
Büyükbabamın iş arkadaşları da oradaydı, en iyi dostları Greenie ve Block. | Open Subtitles | حيث يجب ان تقابل أطفال جدى الآخرينِ، اعز أصدقائه كرينى و بلوك. |
en iyi arkadaşının düğününü bu şekilde mi geçirmek istemiştin? | Open Subtitles | هل هكذا اردت ان تستمتعي بزواج اعز صديقة لكِ ؟ |
Bunu kabul edersem en iyi arkadaşımı bir kenara itmiş gibi olurum. | Open Subtitles | و اذا استغليت ذلك سيكون و كأني أدفع اعز صديقة لى جانباَ |
J.J.'in geldiğini gördüğüm an "J.J. Watt, en iyi arkadaşım ol." gibiydim. | Open Subtitles | حالما رأيت جي جي قادما قلت جي جي وات كن اعز اصدقائي |
Bunu neden yapıyorsun? O benim en iyi arkadaşım! | Open Subtitles | أيتها الفتاة، لما فعلتَ ذلك أنه اعز اصدقائي |
en iyi arkadaşımdı. Birkaç gün önce Detroit'ta beni ziyaret etti. | Open Subtitles | لقد كان اعز أصدقائي ، لقد زارني في "ديترويت" قبل يومين |
Ve sen, bile , en iyi arkadasina kapiyi gösterip yatagina gideceksin. | Open Subtitles | و سوف تدفع اعز اصدقائك خارج الباب و تذهب للفراش |
Pekala 15 yaşındayken. en iyi arkadaşım Ruth ile. | Open Subtitles | انا كنت فى الخامسة عشر وهى كانت اعز اصدقائى |
O yoldan çekilmişken, en iyi arkadaşlık pozisyonu açık. | Open Subtitles | و بما انه خرج من طريق اعز اصدقائى فالباب مفتوح |
Asla. Ama eğer iyi iş yaparsan, o zaman en iyi arkadaşım olabilirsin. | Open Subtitles | لكن اذا قمتي بعمل جيد ستكوني اعز اصدقائي |
en iyi arkadaşıma bakan inanılmaz gözler. | Open Subtitles | كان كثير النظر للنساء نظر الى اعز اصدقائى |
İkiniz dünyadaki en iyi dostumsunuz ve onu kardeşim gibi seviyorum ama bunu hak etti. | Open Subtitles | ساخبرك شيئا اخر انتما الاثنان اعز اصدقائي في العالم كله انا احبه كأخ ،لكنه يستحق ذلك |
Sizin en yakın arkadaşınızın cinayet davasına yardımcı olmanızı istemiyor mu yani? | Open Subtitles | تود لا يريد منك المساعدة في التحقيق بمقتل اعز صديقاتك |
en yakın arkadaşını sırtından bıçaklıyor. Karısıyla sarhoş oluyor. | Open Subtitles | شخص يطعن اعز اصدقائه بالظهر, يشرب مع زوجته |
Yemek masamızı en yakın arkadaşına... delirmiş gibi fırlattın. | Open Subtitles | اقصد, اعلم انك عندما تنطلق في غرفة الطعام على اعز اصدقائك كالمجنون |
Sadık köpeğim yaşlanıp zayıf düştü, artık avlanamaz oldu O benim canım aşkım. | Open Subtitles | وكلبي المخلص اصبح هرما من الزمن ولم يعد قادرا على الصيد وكان اعز ما املك |
Ben de en iyi iki dostunu kaybetmek istemez demiştim. | Open Subtitles | وانا اخبرتهم انك ستفعلين, بدلا من ان تخسرين اثنين من اعز اصدقائك. |