Biz hiçbir şey bilmiyoruz, tek bir şey bile söylemediler bize. | Open Subtitles | لا نعلم اي شيء انهم يستمرون في عدم اعطاءنا اي تفسيرات |
Tanrım! Ernessa, bize asla o çılgın ilaçları vermemeliydi. | Open Subtitles | يا ألهي ما كان على أرنيسا اعطاءنا هذه المخدرات المجنونة |
O zaman bu şehirde yaşayan ve Reduxid kullanan tüm hastaların isimlerini bize verebilirsin. | Open Subtitles | و من ثم يمكنك اعطاءنا قائمة بجميع المرضى الذين يتناولون الريدوكسيد حالياً و يعيشون في المدينة |
bize ihtiyazımız olan isimleri ve bilgileri verebilirdi değil mi? | Open Subtitles | اعطاءنا الاسماء والمعلومات التي نحتاجها؟ |
bize hesap numaralarını ve miktarları verebilir. | Open Subtitles | يمكنها اعطاءنا أرقام الحسابات كميات منها |
Bu kadar parayı bize kim verir? | Open Subtitles | أي نوع من الأشخاص قد يود اعطاءنا هذا الكم من المال؟ |
Berlin, pislik içinde olan yollardan bir tünel kazmaya çalışıyormuş ama bize patates çorbası bile veremezler. | Open Subtitles | بريلن ممكن ان تقدم ل "بيب" الكثير لكن لا تستطيع اعطاءنا حتي حساء البطاطا. |
bize medya ilgisi sağlayacak paralı insanlar arıyoruz. | Open Subtitles | -نحن نبحث عن اشخاص معهم مال , يستطيعون اعطاءنا الدعم |
Hans bize geçen sefer destek sağlamadı. | Open Subtitles | هانس رفض اعطاءنا الدعم آخر مرة. |
Ajan Cooper'ın bize tüm sağlayabileceği daha fazla yanlış B.A.U analizidir. | Open Subtitles | كل ما يمكن للعميل (كوبر) اعطاءنا هو المزيد عن طريقة تحليل وحدة تحليل السلوك |
- Son birkaç gün içinde genel muhalefetin bir parçası sayılmamıza rağmen sundukları politikalara dair bize en ufak bir söz hakkı verilmedi. | Open Subtitles | بدون اعطاءنا أي نفوذ |
bize tarih dersi verme. | Open Subtitles | توقف عن اعطاءنا درس التاريخ |