Denkins'in midillisini, senin penisini koparmak için eğittimi söyleyeceklerini düşündüm. | Open Subtitles | افترضت انهم قالو لك انني ادرب مهر دينكنز ليعض قضيبك |
Öldüğünü sandım. - Hey, minik kopyan nasıl? | Open Subtitles | افترضت انك لقيت حدفك ما اخبار النسخه الصغيرة منك؟ |
Gerçi bu konuyu hiç konuşmadığımızı biliyorum, ama yıkayıcılarınla seks yaptığını tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أعلم أننا لم نتكلم قطّ في هذا الموضوع لكن لطالما افترضت أنك مارست الجنس مع محمماتك.هذا ما كنت أفعله |
Birileri orayı korumak ya da kurtarmak adına birşeyler yapıyordur, ben de bunun için gönüllü olurum diye düşünmüştüm ama kimsenin bir şey yapmadığını fark ettim. | TED | وقد افترضت أن أحدهم يعمل على حمايته والمحافظة عليه وأستطيع التطوع، لكنني أدركت أنه لا أحد كان يفعل شيئا. |
Ben de bir çok dilde olduğu gibi, hareketi, anlatımın bir parçası varsaydım. | Open Subtitles | . افترضت أنه كما في العديد من اللغات الإشارة هي جزء من التعبير |
dedim. Gördüğünüz gibi, bunun geçmişteki uzun bir savaşta orijinalinin tahrip olmasından dolayı konan modern bir çatı olduğunu varsaymıştım. | TED | ترى، أنا افترضت أن هذا هو سقف حديث التي كان قد وضع بسبب أن الأصلي كان مدمراً في بعض الحروب الطويلة الماضية |
Bana hamile olduğunu söyledi... ama kötü bir espri yaptığını farz ettim. | Open Subtitles | أخبرتني أنها حبلى لكني افترضت أن ذلك ناجم عن حس الدعابة لديها |
Daima kabullenmeye ihtiyaç duymadığımı sanıyordum. | TED | افترضت دائمًا أنني حصينة ضد الحاجة للقبول. |
Yani onda olmadığını söyleyince ben de düşündüm ki belki de sende- | Open Subtitles | حَسناً، على الأقل، قال أنها ليست معه لذا افترضت أنه ربما.. معك.. |
- Evinizde bitmemiş bir marangoz işi olduğunu düşündüm de. | Open Subtitles | حسنا,انا افترضت انه لديكما أعمال خشبية غير منتهية في منزلكما |
Bir baba olarak böyle bi'şeyin yok olmasını istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | انا افترضت كونك اب سوف تريد ان تدفن شيء مثل ذلك |
Birbirinize sarıldığınızı görünce dost olduğunuzu sandım. | Open Subtitles | افترضت أنكما صديقان، عنما رأيتكما متعانقين في الثلج |
Evime girmesine izin verebileceğim biri olduğunu sandım. | Open Subtitles | ذلك لأنني افترضت أنك شخص أود دخوله إلى منزلي |
Oh. yaa, ben sadece öyle olduğunu sandım.Yani senin üç çocuğun var. | Open Subtitles | حسن ، أنا حقا افترضت ، أقصد أن لديك ثلاثة أطفال |
Eski bir külüstürün önünde durduğun bir fotoğrafını gördüm ve senin olduğunu tahmin ettim. | Open Subtitles | لقد رأيتُ صورة لكَ أمام أحد العربات العتيقة و افترضت فقط أنها لكِ |
Yalnızca bir takım üniforma ve bot vereceklerini düşünmüştüm. | TED | افترضت أني سأحصل فقط علي الزي وزوج من الأحذية لا أكثر. |
Onun ortalama sayıda kişi ile ortalama hava kirliliğine sahip bir evde yaşadığını varsaydım. | TED | افترضت انها تعيش في منزل متوسط .مع مستويات متوسطة من ملوثات الهواء |
Tüm hesaplamalarımda etrafında ayrı bir disk bulunan bir gezegen olduğunu varsaymıştım. | TED | في كل حساباتي، افترضت وجود كوكب بقرص منفصل حوله. |
Ölmek üzere bile olsam, seni hapisten çıkaracağımı farz ettin. | Open Subtitles | حتى مع أنني أحتضر افترضت فحسب أنني سأكون متواجدا لأنقذك |
Dağıtım merkezindeki patlamalarda tüm kutuların yok olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لقد افترضت أن كل العبوات قد تم تدميرها في مركز التوزيع |
Odadaki bütün savcıların beyaz olacağını sanmıştım. | TED | افترضت أن جميع المدّعين في الغرفة سيكونون من البيض. |
Fakat sen, 5 yaşındaki çocukların hijyen konusunda öğretmenlerinden daha dikkatli olduklarını düşündün? | Open Subtitles | لا أحد، لكنك افترضت أن الأطفال ذوو الخمسة أعوام أكثر اهتماماً بنظافة الطيور من أستاذتهم؟ |
Bu kişinin sevgilinle ilişkisi olduğunu, arıların ölmesinden endişelenen çıplak bir hırsız olmadığını varsayıyorum. | Open Subtitles | افترضت أنها على علاقة بحبيبك، وليست لصة عارية تهتم بمسألة موت النحل. |
Önce onun, Laura Upward'ın gençlik resmi olduğunu düşündü. | Open Subtitles | وقد افترضت انها صورة لورا ايورد عندما كانت شابة. |
Üniformayı Letty için aldığını farzettim sadece anne. | Open Subtitles | لقد افترضت يا أمي انك اشتريتها من اجل ليتي. |
Bir kız ortaya çıkıyor ve sen onunla takıldığını mı varsayıyorsun? | Open Subtitles | اذن جاءت فتاة الى هنا وانت افترضت انك نمت معها من قبل |
Bir deli tarafından yazıldıklarını varsayıyordum ama öyle değildi! | Open Subtitles | افترضت أن مَن كتبها رجل مجنون، لكن لا |