İnternette hakkınızda bazı şeyler okudum ve size bir teklifim var. | Open Subtitles | روبن غيلمورتن لقد قرأت عنك على الإنترنت و لدي اقتراح لك |
İşe yarayabilecek bir teklifim var: | Open Subtitles | حسنا, لدىّ اقتراح واحد يمكن ان يكون ذات قيمة, |
öneri kutumuz var. Onu bir şey öneren son adamın kafasından yaptın. | Open Subtitles | لدينا صندوق اقتراحات ، صنعته من رأس آخر شخص كان لديه اقتراح |
Şimdi, bu gerçek bir teklif ve gerçekten bu yatırımı sunan şirketler var, ama beni ilgilendiren tarafı çok farklı. | TED | الآن، هذا اقتراح جدِّي، وهناك العديد من الشركات التي تقدم مثل هذا الإستثمار، ولكن ما يثير اهتمامي بالأمر مختلف تمامًا. |
Şanslıyım ki, devlet için bir önerim vardı. | Open Subtitles | لكن كيف يفترض أن تدفع لها عندما لاتريده؟ لحسن الحظ، كان لديّ اقتراح للحكومة |
Eşcinsel karşıtı duyarlılık ulusal bir ivme kazanıyordu, özellikle de Kaliforniya'nın 6 nolu Yasa teklifi'nde. | TED | إذ بدأت المشاعر المعادية للمثليين تكتسب قومية كبرى، وخاصة في شكل اقتراح كاليفورنيا السادس. |
Söylediklerimi geri alıyorum. İyi bir öneriydi ve senden özür diliyorum. | Open Subtitles | إننى أسترجع ما قلته ، لقد كان اقتراح جيد و إننى أعتذر |
Eğer herhangi birinizin bu krizi atlatmak için mantıklı bir önerisi varsa dinlemeye hazırım. | Open Subtitles | إذا أي منكم لدية اقتراح جدي يساعدنا في حل هذه الأزمة أنا أرغب في سماعه. |
Sana bir teklifim var. Bu işe beraber girelim. | Open Subtitles | لدي اقتراح من أجلك لنبدأ مسيرة عملنا معاً |
Senin için bir teklifim var tamam mı? - Söz veremem. | Open Subtitles | اذا , لدى اقتراح من اجلك لا اريد سماع هذا لقد سرقهتم من أمى |
Hürrem ile ilgili, sizi de ilgilendirecek bir teklifim var. | Open Subtitles | لدي اقتراح يتعلق بها، وأنا واثقة أنكم ستهتمون لأمره |
Ama Ward, bu çifte tanılı bir hasta için çok riskli bir öneri. | Open Subtitles | لكن هذا اقتراح فيه مخاطرة يا وارد في حالة مريض نفسي ومدمن مخدرات |
David Waltham'dan yeni bir öneri, kendisi jeofizikçi. | TED | هي اقتراح حديث قدمه دافيد والثوم، عالم جيوفيزيائي. |
Bu, 2008 yılında öneri 8'in geçmesinden sonra tamamem bir ters dönüştü. | TED | كان الأمر بمثابة تيار عكسي منذ تلك الليلة في ٢٠٠٨ حينما قبل اقتراح ٨. |
Buster'da ona bakmak hatasına düşünce... ondan bir teklif aldı. | Open Subtitles | باستر مع ذلك فشل فى ملاحظتها و ارسلت له اقتراح |
Bana evlenme teklif ettiği ve geçirdiğimiz onca zaman zaten başkasıyla evliymiş. | Open Subtitles | طوال الوقت كان اقتراح بالنسبة لي، كان متزوجا بالفعل إلى امرأة أخرى. |
Çılgın bir önerim var, bu sahneden ayrılalım ve biraz gerçek yiyecek arayalım. | Open Subtitles | اقتراح جنوني يا رفاق، لنترك هذا الشاطئ، ونبحث عن طعام حقيقي |
İyi bir teklifi değerlendiremeyecek kadar aptal bir adamla kaybedecek vaktim yok. | Open Subtitles | وأنا لا أملك وقت أضيعه مع رجل غبي، لدرجة أنه لا يفكر في اقتراح جيد. |
Şimdi bu, Rutherford'dan gelen sıradışı bir öneriydi ve yapılmasında mantıklı bir sebep olmayan bir öneriydi. | Open Subtitles | إنه اقتراح غير عادي من رذرفورد و ليس لديه سبب منطقي ليقترحه |
Peki, elimizden tekrar kaymaması... için önerisi olan var mı? | Open Subtitles | من منكم لديه اقتراح يقدّمه لي لئلا يهرب مجدداً؟ |
Sadece bir gün oldu. Yeni anlaşmam için önerin mi var yoksa? | Open Subtitles | لم يمرّ سوى يوم ، هل قمتِ بإحضار اقتراح لخطوتي القادمة ؟ |
Arada uyuşturucu getiriyor işte. Bilmiyorum, ben sadece fikir üretiyorum. | Open Subtitles | يصدف أنّه تاجر مخدرات لا أعلم، أنا أقدّم اقتراح فحسب |
İnternette kapsülünüz hakkında bir haber okudum ve bir öneride bulunmak için geldim. | Open Subtitles | قرأت عن كبسولتك الزمنية على الإنترنت وأنا هنا لأعرض عليكِ اقتراح |
Bu programda, bu sistemi daha etkili ve güvenli hale getirmek için temel değişiklikler tavsiye edebilelim diye her insanın beyninin nasıl çalıştığını gözlemledik. | TED | وبهذا البرنامج نحدد كيف يعمل عقل كل فرد لنستطيع اقتراح تعديلات أساسية لجعل هذا النظام أكثر فاعلية وأكثر أمانًا. |
Merhaba millet, yeni favori yazarımız için kadeh kaldırmak istiyorum. | Open Subtitles | جميعاً , أريد .. اقتراح نخب بصحة مؤلفتنا الجديده المحبوبة |
Ne yapmam gerektiği hakkında daha iyi bir fikrin var mı? | Open Subtitles | ألديكِ اقتراح أفضل عمّا يفترض بي أن أفعله؟ |
Bir teklifte bulunacağım ama halka açık şekilde ilişkilendirilme lüksüm olmayan bir teklif. | Open Subtitles | لدي اقتراح لاقدمه, لكن من النوع الذي لا يمكنني تحمل ان يكون للعلنية |
1867'nin Şubat ayında devlet Roebling'in önerisini kabul etti. | TED | في شهر شباط من عام 1867، وافقت الحكومة على اقتراح روبيلينغ |