TED deki kalplerimize yakın bir yerden, bir fikri paylaşmada videonun baskıdan daha güçlü olduğunu gösteren bir örnek daha var. | TED | وهذا مثال آخر أقرب لمؤتمر تيد أي عندما يكون الفيديو اقوى بكثير من القصاصات الورقية في نشر الافكار وحث الناس عليها |
Yanımızda getirdiğimiz maymunlar, tahminimizden çok daha güçlü ve çok daha zeki. | Open Subtitles | القرود التي احضرناها معنا كانت اقوى منا واكثر ذكاءا اكثر مما تخيلنا |
Bu kısraktan bile daha güçlü... doğalı bir yıl bile olmadı. | Open Subtitles | أنظر هذا اقوى من الأنثى, ولم يمضي حتى على ولادته شهرا |
Bu fiziksel benliklerimizi genişletmemize, daha hızlı gitmemize, şeylere daha sert vurmamıza yardım etmiştir, ve bunda her zaman bir sınır vardı. | TED | فقد ساعد ذلك الاستخدام النفس البشرية بصورة فيزيائية على السير أسرع .. وضرب الاشياء بصورة اقوى .. وكان لذلك حدود حتماً |
Arkanı dönüp gitmeyi öğrenirsen benden daha güçlü biri olacaksın. | Open Subtitles | اذا امكنك ان تتعلم كيفيفة الابتعاد سوف تكون اقوى منى |
Anlaşmamız bu şekilde daha güçlü olacaktır... ve kolayca çalıştırılır. | Open Subtitles | الشي الذي سنتعامل معه سوف يكون اقوى وتنفيذه بنفس السهولة |
Kadim büyücüler çok bilge insanlardı. Bir sebebi olmadan çok güçlü büyüler yapmazlardı. | Open Subtitles | السحرة القدماء كانو رجال الحكمة العظيمة هم لم يشعوذو اقوى العزائم دون سبب |
Japonya, en az on uçak gemisi ve sofistike savas uçaklariyla dünyanin ikinci en güçlü filosu olan donanmasini kurmustu. | Open Subtitles | بنت اليابان قواتها البحريه لتصبح ثانى اقوى الاساطيل فى العالم بما لا يقل عن 10 حاملات طائرات ومقاتلات شديده التطور |
Sağ ayağım aksadığı için çürük değilim, ama sol kesinlikle daha güçlü. | Open Subtitles | لست أمزح , فـ ساقي اليُمنى ضعيفة و لكن ساقي اليسرى اقوى |
Kültürümüze ve tarihimize dair her şeyi biliyorum ve ruhlarla senin hiç kuramayacağın kadar güçlü bir bağım var. | Open Subtitles | أنا أعرف كل شيء عن ثقافتنا والتاريخ، و و لدى اتصال مع الارواح اقوى منك فى اى وقت كان |
Yeni tür Humanich'lerin bizden daha hızlı ve güçlü olmasını istiyoruz. | Open Subtitles | نود هذه السلالة الجديدة من الهيومانكس ان تكون اقوى من البشر |
Daha güçlü olacağını söyledin. Bu şekilde Se Gi'yi nasıl yeneceksin? | Open Subtitles | لقد قلت أنك ستكون اقوى لايمكنك هزيمة سي جي بهذا الشكل |
Aylar süren kaçıştan sonra, Amerika'daki en güçlü gangster sonunda yakalanmıştı. | Open Subtitles | ابعد يديك عني بعد أشهر من الهرب اقوى مجرم في امريكا |
Fakat o Shieldlands'in güçlü bir lidere ihtiyacı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لكن لديه الحس بانه يرى ان شيلدلاند يحتاج ماكاً اقوى |
Tabi ki bir gün, esrarlı gelecekte, dansçıları etkili konuşma araçları haline dönüştürerek, PowerPoint'ten bile daha güçlü bir ikna teknolojisi icat edilebilir. | TED | بالطبع يوماً ما، في المستقبل البعيد، تقنيه الاقناع حتى اقوى من عروض الباوربوينت سوف تخترع، مما سيجعل الراقصين غير ضروريين لها كأدوات للبلاغة. |
- Bilmiyorum. Aynı binadaki iki sert çocuk sanırım. | Open Subtitles | انا لا أعرف اثنين من اقوى الاولاد على المنصة، اظن |
Biraz daha sert bir şeyler bulman gerekecek Müdür Bey. | Open Subtitles | قد تحتاج ان تجد شيئا اقوى قليلا ايها المامور |
- daha güçlüyüm, hızlıyım... | Open Subtitles | انا اقوى ، انا اسرع هاى ، انا لم اقول انك غير مستعد |
Bu çocuklar hiçbir şey olabilir, ama bunlar çok güçlüdür. | Open Subtitles | هولاء الاطفال لا يملكون شيئا لكنهم اقوى شيء في العالم |
Paketleyip teslim edeceğiz kardeş. Neden senin kalbin benimkinden daha kuvvetli? | Open Subtitles | سوف نغلفه و نمسك به بإيدينا لماذا قلبك اقوى من قلبى؟ |
Dönecek hiçbir yerin yok. Tom, sen bundan daha güçlüsün. | Open Subtitles | ليس لديك مكان لتعود اليه توم انت اقوى من هذا |
Evet ama o... benden çok daha güçlüydü. | Open Subtitles | لقد كان اقوى منى لا ينبغى ان يعامل احد بهذا الشكل ؟ |