Doğum sonrası depresyon ve doğum sonrası psikoz: | TED | اكتئاب ما بعد الولادة وذهان ما بعد الولادة. |
Bu bilgi doğum sonrası depresyon ve psikoz ile mücadele eden kadın hastalıkları ve doğum uzmanları, aile doktorları ve hastalar ile paylaşılamaz mı? | TED | أليس من الواجب أن توضع هذه المعلومات في أيدي أطباء أمراض النساء والتوليد وأطباء العائلة والمرضى الذين يعانون من اكتئاب وذهان ما بعد الولادة؟ |
O günden beri depresyon nöbetleri geçiriyor ve kendisine zarar veriyor. | Open Subtitles | ومن حينها وهو يتعرض لنوبات اكتئاب وإيذاء للنفس |
Mutlu olsalardı depresif olmazlardı. Dünyaya açılıp yaşamak isterleredi. depresyona girecekleri bir dünyaya. | Open Subtitles | وذلك حتى لا يذهبوا للحياة ويعيشوا وقد يكون ذلك اكتئاب |
Pazartesi gecesi dünyanın önde gelen uzmanı ergenlik depresyonu hakkında konuşmak için geliyor. Salı gecesi, okulda siddet ve zorbalık. | TED | يأتي ويتحدث الينا عن اكتئاب المراهقة ومساء الثلاثاء عن العنف في المدرسة الترهيب |
Frank Russakoff bir insanda gördüğüm belki en kötü depresyona sahipti. | TED | لقد عانى فرانك روساكوف من ربما أسوأ اكتئاب قد رأيته في حياتي. |
Hasta tiroit dengesizliğinden kaynaklanan depresyon geçiriyordu. | Open Subtitles | كان المريض يعاني من اكتئاب بسبب اختلال توازن الغدة الدرقية |
Herkes doğum sonrası depresyon olduğunu söyledi başta ben de öyle düşündüm. | Open Subtitles | الجميع ظنّ انه كان اكتئاب ما بعد الولادة وفي البداية, ظننت هذا ايضاً |
depresyon ve- | Open Subtitles | يمكن ان يكون صعبا و مخادع للغاية يكون هناك اكتئاب و |
Gençler ve depresyon konusunda uzman birine gidiyor. | Open Subtitles | إنها يزور أحد المتخصصين في علاج اكتئاب المراهقين |
Notlardan anlaşılan akut depresyon geçiriyorsun ve bunu gayet güzel gizliyorsun. | Open Subtitles | في هذه الملحوظات، أدلّة كثيرة تبيّن أنّك كنت تعاني من اكتئاب حادّ وأنّك تقوم بعمل بارع في تغطيته |
İşinden çıkarılmıştı, ki bu onu biraz kaygılandırmıştı, ...ama bana göre klinik bir depresyon vakası yoktu. | Open Subtitles | مما سبب له اكتئاب طفيف لكن من وجهة نظري لم يكن يعاني من الاإكتئاب |
Kilo kaybı, yorgunluk, depresyon, duygusal değişkenlik sık rastlanır. | Open Subtitles | فقد وزن, خمول, اكتئاب التغيرات العاطفية ليست غير شائعة |
depresif ve üzüntü veren şeylerle başa çıkmaya çalışırken bir şey yokmuş gibi davranmak basittir. | Open Subtitles | عندما نتعامل مع اكتئاب عميق وأمور حزينة، من السهل التظاهر أن كل شيء بخير |
Roman, şiddetli depresif bir bölüme girerken, kahramanı Esther'i takip ediyor, ama aynı zamanda züppe moda partilerinin kötü ve kurnaz tasvirlerini ve sıkıcı erkeklerle randevularının tasvirlerini içeriyor. | TED | تسرد الرواية قصة البطلة إستر، وهي تنزلق إلى نوبة اكتئاب حادة، ولكنها تتضمن أيضاً مشاهد ظريفة وخبيثة وتصور بدهاء حفلات الأزياء ومواعيد غرامية مع رجال مملين. |
Ergenlik gibi, anneliğe geçiş de bir hastalık değildir, ama tıbbi sözlükte sözü geçmediğinden ve doktorlar insanları bu konuda eğitmediklerinden çok daha ciddi bir durumla karıştırılıyor: doğum sonrası depresyonu. | TED | والتأمم ليس مرضًا مثله مثل المراهقة، لكن بما أنه ليس في قاموس الكلمات الطبية، فالأطباء لا يعلمون الناس عنه، ويتم الخلط بينه وبين حالة أكثر خطورة تسمى اكتئاب ما بعد الولادة. |
Çalışanları depresyona sokuyorum, ama analistim bay Melnick durumu iyi anlıyor meğer | Open Subtitles | وجودي يسبب للموظفين اكتئاب ناقشت الأمر مع محلل نفسي الدكتور ميلنك. |
bunalım belirtisi veya değişken davranışlar yokmuş. | Open Subtitles | لا دلائل على وجود اكتئاب أو اضطراب في السلوك |
Bu güzelse, bunalıma girdiğinde neler olur kim bilir? | Open Subtitles | اذا كان هذا بهيجا ماذا سيحدث عندما يصيبه اكتئاب عميق |
Vücut değişimi bunalımı, beklenmeyen değişiklikler, bir ilişkiye takıp gece aramalar. | Open Subtitles | اكتئاب جسدي تغير مفاجئ بالمزاج مكالمات هاتفية متأخرة بخصوص علاقة |
İlginç bir şekilde, sadece depresyonda, intihar etmiş ya da anksiyetesi olan esnaflar yoktu. | TED | ومن المثير للاهتمام، تنظيمنا لأحداثٍ لغير الحرفيين الذين تأثروا بمشاكل الصحة العقلية أو اكتئاب أو قلق أو انتحار. |
Bu insanların nasıl bu kadar iyi hayatları oldu, büyük depresyondan geçmeyi becermelerine rağmen? | TED | كيف لهؤلاء الناس الذين يعيشون حياة أفضل حتى مع اكتئاب أشد أن يتخطوا الأمر؟ |
Bu sıkıntılı dönem geçicidir. | Open Subtitles | هذا اكتئاب مؤقت |