Evet, topallayan bir adam gelip... bir ay önce taşlar hakkında sorular sormuştu. | Open Subtitles | نعم، كان هناك رجل يعرج جاء إلى هنا منذ شهر وسأل عن الأحجار |
Evet, topallayan bir adam gelip... bir ay önce taşlar hakkında sorular sormuştu. | Open Subtitles | نعم، كان هناك رجل يعرج جاء إلى هنا منذ شهر وسأل عن الأحجار |
Ona suda taş sektirmeyi öğreten, iyi, kibar bir baba. | Open Subtitles | أب محترم .. يعلمه حتى طريقة رمي الأحجار في الماء |
Hiçbir yere koşmuyorum, ve bana taş atmayı da bırak! Onu dinle! | Open Subtitles | لن أركض إلى أي مكان , و توقف عن رمي الأحجار علي |
Bahse girerim, en az şuradaki taşların toplamı kadar ağırdı | Open Subtitles | اراهن بأنّ وزنه كان في حجم تلك الباقة من الأحجار |
taşlara yağ sürmek için yaşlıları kullanıyorlar Prensim. | Open Subtitles | إنهم يستخدمون العجائز منهم لتشحيم الأحجار سيدي الأمير |
Bu taşlar her parçanın mistik titreşimleri ile bir uyum içindeler. | Open Subtitles | هذه الأحجار الكريمة هي انسجاما مع الاهتزازات الصوفي من كل جزء. |
Köprünün altındaki çamurlu araziye dikilen taşlar istiridyelerin yetişmesini hızlandırıyor. | Open Subtitles | الأحجار تقف في الأراضي الطينية تحت الجسر لتشجيع المحار للنمو |
taşlar ağırdı, yani kurbanımız erkek muhtemelen iyi bir fiziksel formda olabilir. | Open Subtitles | هذه الأحجار ثقيلة لذا غالبا القاتل ذكر غالبا في لياقة بدنية رائعة |
Bu beyaz taşlar için servet ödeyecek bir elf lordu tanıyorum. | Open Subtitles | تعرف على رب قزم دفع الكثير من المال لهذه الأحجار الكريمة. |
Benim için vitrindeki taşlar çocuk oyuncağı. | Open Subtitles | بالنسبة لى , الأحجار المعروضة فى النافذة لا تساوى شيئاً |
ABD'de, piyasadaki her elmas Amerikan Değerli taş Derecelendirme Enstitüsü'ne kayıtlıdır. | Open Subtitles | كل مرّة أثناء عملي بالولايات المتّحدة، نذهب إلى معهد الأحجار الكريمة |
Şimdi, dinleyeciler arasındaki paleoantropolojistleri ya da fiziksel antropolojistleri kızdırmariskine rağmen, aslında bu iki taş alet grupları arasında çok fazla bir fark yok. | TED | الآن، سأخاطر بإهانة عالم أصول البشر أو عالم حيوية الإنسان من الحاضرين، بصفة أساسية لا فرق يلاحظ بين مجموعتي الأحجار. |
Köleler de taş ve tuğla taşır. Atlarım geleceğin Firavununu taşıyor. | Open Subtitles | العبيد يجرون الأحجار و قطع الصخور، جيادى تجر الفرعون المقبل |
Köleler de taş ve tuğla taşır. Atlarım, geleceğin firavununu taşıyor. | Open Subtitles | العبيد يجرون الأحجار و قطع الصخور، جيادى تجر الفرعون المقبل |
O sırada, arabanın üstüne taş yağmaya devam ediyordu. | Open Subtitles | استمرت الأحجار بالإصطدام بالسيارة طوال الوقت |
taşların arasında etkili olan kısalan bir radyo dalgası şablonu. | Open Subtitles | إنه قصور متسلسل في نمط موجات الراديو معاكسة بين الأحجار |
Bu güzel bir açıklama çünkü soldan başlayarak -- taşları görüyoruz -- hemen taşların ardından, sadece yaşayabilen bitkileri görüyorz. | TED | انه وصف جميل يبدأ من الجهة اليسرى من الأحجار ومباشرة بعد الاحجار .. نجد النباتات والتي هي بداية الحياة |
taşlara yağ sürmek için yaşlıları kullanıyorlar, prensim. | Open Subtitles | إنهم يستخدمون العجائز منهم لتشحيم الأحجار سيدي الأمير |
Bu taşlardan sadece bir tanesi bile oynasa... bu Koca Piramit yerle bir olur. | Open Subtitles | لو أن أحد هذه الأحجار خارج ببوصة واحدة عن الصف لأنهار كل هذا الهرم العظيم |
Tamam, ben Rolling Stones hakkında ne düşünüyorsam çocuklarım da aynı şeyi Nine lnch Nails için düşünecekler... bu yüzden anneme eziyet etmemeliyim. | Open Subtitles | حسناً، مثل الطريقة التي أشعر بها تجاه الأحجار المتدحرجة كنفس الطريقة التي سيشعر بها أطفالي حول المسامير تسعة بوصة لذا يجب عليّ ألاّ أزعج أمّي ثانياً، أليس كذلك ؟ |
Büyük fırtına koptuğunda ve bütün ormanları yerle bir ettiğinde bütün kayalar yuvarlandığında ve bütün yapraklar döküldüğünde... | Open Subtitles | عندما تأتى العاصفة الكبيرة وتسقط الأشجار الكبيرة وتسقط الأحجار كلها |
Müşterek dostumuza bu evin taşlarını dikkatlice saydığımızı ve hâlâ hangilerinin bize ait olduğunu bildiğimizi söyleyin. | Open Subtitles | .. أخبري صديقتنا المشتركة .. أننا أحصينا الأحجار بحرص في هذا المنزل وأننا نعلم أيهم التي لا زالت ملكنا |
Okyanusta bir taşı taşırken sorun yaşayan ve taşı düşüren denizcilerle ilgili bir hikaye var. | TED | هناك قصة حول هؤلاء البحارة الذين كانوا ينقلون أحد الأحجار عبر المحيط حين تعرضوا لمشكلة ما فوقع الحجر في الماء. |
Kazmayanlar, çıkan kayaları temizleyecek ve çalışanlara su getirecek. | Open Subtitles | من لا يحفر عليه بأخذ الأحجار التى نخرجها بعيدا و يحضر الماء لمن يعمل, حسنا؟ |
Ama o sistemden istiyorsanız getirdiğiniz elmaslar ön ödemeye bile yetmez. | Open Subtitles | لكنكِ لو كنتي مهتمة بعمل مثل ذلك فهذه الأحجار لن تُغطي حتى الدفعة الأولى |
Ancak arada bir buna benzer garip kaya yığınlarına denk geliyorsunuz. | Open Subtitles | لكن بين الحين والآخر تتخبّط في تل غريب من الأحجار كهذا. |
Bundan, hat sisteminin ne kadar büyük olduğunu çıkarabiliriz bu yüzden her taşın nereye gömülmüş olabileceğini de bulabiliriz. | Open Subtitles | وبهذه الطريقة، يمكنك الاستدلال على حجم هذه الشبكة بدقة وأين دُفِنَت بقية الأحجار |
Ne tahılları öğüten, Mısır'ın Tuğlaları için saman yapan öküzlere ağızlık takmalısın, ne de buğdayı sapından ayırmak için rüzgarda sürekli buğday savuran ağzına kadar dolu Nil teknelerinden durmamacasına sahile buğday taşıyan kölelerin emeklerini karşılıksız bırakmalısın. | Open Subtitles | ظلت الثيران تطأ حبوب الذره تصنع القش لحاملى الأحجار فى مصر لا تستثنى الأذرع التى تغربل الحبوب فى الرياح |