Hepimiz bu ormanda kötülük yapıldığını biliyoruz. | Open Subtitles | و جميعنا نعلم بأنه تمّ ارتكاب عمل سيء في هذه الأحراج |
Eğer sen de orada olsaydın ormanda yaşamak sorun olmayabilirdi. Kardeş ile her şey daha iyi. | Open Subtitles | لكان العيش في الأحراج طيّبًا لو كنت معي، كلّ شيء أطيب برفقة أخ. |
ormana gidip, bir şeyler yaparız. | Open Subtitles | حيث نتوجه إلى الأحراج و نقوم ببعض الأمور |
Belki de bardan bir şişe kapıp ormana doğru gitmiştir. | Open Subtitles | لعلّ دايمُن مُحقّ، ربّما أخذ زجاجة خمر وتوارى بها في الأحراج |
Ormanın içinden mezarlığın güneyine doğru 10 dakikalık yürüme mesafesinde. | Open Subtitles | مقربة 10 دقائق سيرًا عبر الأحراج من هنا جنوب المقابر. |
Donanımımı Ormanın içine taşırım sonra koruculara yürüyüşteyken bacağımı kırdığımı söylerim. | Open Subtitles | ،سأخرج معدَّاتي إلى الأحراج .وأخبر الجوالين أني مسافر تائه كسير الساق |
Bakan Yoon, önceden Ziraat, Orman ve Balıkçılık Bakanı olduğu için. | Open Subtitles | حيث أن الرئيس يون كان رئيساّ للزراعة ومصائد الأسماك و الأحراج |
Yani düşünebiliyor musun, bütün bir gece utanç verici resimler veya rahatsız edici iletiler için endişelenmeden geçecek. | Open Subtitles | أعني , هل يمكنك تخيل ليلة كاملة بدون القلق من الأحراج بسبب الصور المباشرة او مقالاتها المزعجة؟ |
Hava aydınlanacak birazdan. ormanda güzel bi yürüyüş gibi olacak. | Open Subtitles | سيشرق الضوء قريبًا، سيكون السير في الأحراج جميلًا. |
Seni bırakmayacaklar. Bir şey yapmazsan bu ormanda öleceksin. | Open Subtitles | لن يطلقا سراحك، وما لم تتصرَّف .فإنك ستلقي حتفك بهذه الأحراج |
Kafanda siyah bir torba varken ormanda pek bir şey göremiyorsun. | Open Subtitles | تعجز عن رؤية ما يكفي من الأحراج .ما دامت رأسك مغطَّاة بكيس أسودَ |
Bir ara ormanda işler karıştı. | Open Subtitles | ،الأمور تقريبًا كما وصفها الرجل .تفاقمت الأمور قليلًا في الأحراج |
Bu ormanda takılıp kalmak için uzun bir süre. | Open Subtitles | -يا للعجب , هذه فترة طويلة تعلق بها في الأحراج , أليس كذلك ؟ |
Buradan çıkmaz zorundayız. Ve ormana gitmeliyiz. | Open Subtitles | يتحتّم نرحل من هذا البيت، يتعيّن أن نذهب عبر الأحراج. |
Sonra ormana sürükleyip, gömmeye çalıştın. | Open Subtitles | -ثمّ جررتها إلى الأحراج ، و حاولت أنّ تدفنها . |
- ormana gitme. Jill! | Open Subtitles | -لا تركضي إلى الأحراج يا (جيل )! |
Ancak sık Ormanın içerisinden gözlenmekte... raptorların akrabaları tarafından. | Open Subtitles | لكنه , كان مراقبا من داخل الأحراج الكثيفة من احد أقارب الرابتور |
Şimdi de Ormanın içinde bir tali yoldayım. | Open Subtitles | كانيُفترضأنّأذهبإلىأبي، لكن الطريق 5 مسدود. آن أضطررت أنّ أسلك طريق بين الأحراج إلى الجحيم. |
Ormanın sınırını bulmaya çalıştım ama NZT'nin etkisinde değildim. | Open Subtitles | ،حاولت إيجاد نهاية الأحراج لكني لم أكن تحت تأثير القرص |
Balta Girmemiş Orman Alanları genellikle Allegheny Eyalet Parkı civarında olur. | Open Subtitles | أقاليم الأحراج والجحور تتشكَّل في .الغالب من حدائق جبال الأليغاني بالولاية |
Ancak ağaçlandırmayı ana bir iş kolu veya endüstri hâline getirmek için, Orman yapma sürecini standart hâle getirmemiz gerekiyordu. | TED | إلا أن عملية التشجير وفقاً لعقلية الأعمال أو الصناعات الحديثة تتطلب تحديداً لمعايير عملية إنشاء الأحراج. |
Üstelik bu sadece utanç verici değil aynı zamanda ciddi sonuçları da olabilir. | Open Subtitles | وهذا لا يـُـسبب الأحراج فقط قد يحـَـمل معها عواقب وخيمة |