| Sanırım savaşarak tartışma modeli bu tip diğer tartışma çözümlerini de engelliyor. | TED | و أعتقد أن الجدال بصيغة الحرب يعطل هذه الأنواع الأخرى من الحلول. |
| Kamışım, odanın diğer tarafına uzanıp senin meyveli sütünden içmeye başlıyor. | Open Subtitles | والآن تصل ماصّتي للجهة الأخرى من الغرفة وتبدأ بشرب مخفوق حليبك |
| Sizi masanın diğer tarafına odaklanmanız için tuttuk, bizimkine değil. | Open Subtitles | إستئجرناكم لكي تركزوا على الضفة الأخرى من الطاولة ليس نحن. |
| Ve diğer kişilerde öte yana ayrılacak. Bankanın öbür tarafına geçin. | Open Subtitles | والآخرون جميعهم بالمجموعة الأخرى، ادفعوهم للجهة الأخرى من المصرف |
| Yaşlılara karşı davranıştaki çeşitliliğin sebeplerinden bir Diğeri de toplumun kültürel değerleri. | TED | المجموعة الأخرى من الأسباب لتفاوت التعامل مع المسنين هي القيم الثقافية للمجتمع. |
| Sana destek vermek için aradım çünkü diğer parçayı 2 milyon yükselterek geldin. | Open Subtitles | أردت محادثتك فحسب لأهنئك على ربحك الاثني مليوناً على القطعة الأخرى من البضاعة |
| diğer dört sözleşmeden görebileceğiniz gibi karşılaştırmalı iş yerleri ile karşılaştırmalı maaşlar... | Open Subtitles | كما ترين من العقود الأربعة الأخرى من أماكن عمل وأجور شبيهة بشركتكم |
| Fareler, diğer memeli türlerinin herhangi birinden daha fazla olfaksiyon (koku duyusu) genine sahiptir. | TED | الفئران لديها المزيد الجينات المخصصة للشم من أي الأنواع الأخرى من الثدييات. |
| Beynin diğer yanında, sağ iç on kıvrım ise kötü haberlere tepki veriyordu. | TED | في الجهة الأخرى من الدماغ، كان التلفيف الجبهي السفلي الأيمن يستجيب للأخبارالسيئة. |
| Elinin içine sıkıştırmaya çalışacağım. Benim için diğer elini üstüne koy, koyar mısın? | TED | سأحاول وضعها في يدك ارفع يدك الأخرى من فضلك |
| Aslına bakarsanız cerrahlar tarafından kullanıldı, çevrede neye temas edildiğine bakılmaksızın değişik açılardan diğer aletlerin nasıl işlediğini görmeyi amaçlıyorlardı. | TED | ويستخدمه الجراحون لرؤية ما يفعلونه بالأدوات الأخرى من زوايا مختلفة، بدون الانتباه كثيرًا لما يتم لمسه. |
| Ve risk sermayesi insanları bunu biliyor ve aslında diğer kayıplarını başarılı olan ile kapatabiliyorlar. | TED | أصحاب الرأسمال الاستثماري الخاص يعلمون هذا، وهم قادرون على تمويل الخسائر الأخرى من خلال ذلك النجاح الوحيد. |
| Spektrumun diğer sonuna bakalım: şehirlerimiz ve mega kentlerimiz. | TED | إذاً دعنا ننظر إلى الناحية الأخرى من الموضوع: مدننا و مدننا الكبيرة. |
| Ancak şekil takıntılı kültürde, çocuklarımızı kişiliklerindeki diğer niteliklere rağmen, görünüşlerine daha fazla kafa yormaları ve zaman harcamaları için yetiştiriyoruz | TED | ولكن بثقافة مههوسة بالشكل، نحن نربيهم على قضاء الوقت والجهد بالإهتمام بمظهرهم على حساب الجوانب الأخرى من هويتهم |
| Bu sırada, diğer önemli organlar merkez tüpten ayrılır ve esas pozisyonlarına doğru büyürler. | TED | في الوقت نفسه، تخرج الأجهزة الرئيسية الأخرى من الأنبوب المركزي وتنمو نحو مواقعها النهائية. |
| Cinsel taciz, diğer tüm haksızlıklarla birlikte medyada her zaman yer alıyordu. | TED | الاعتداء الجنسي، جنباً إلى جنب مع الأنواع الأخرى من الظلم، تكتب التقارير عنها في الإعلام كل الوقت. |
| ancak muhafazakar medyanın diğer katmanları zamanla nasıl bir yol izleyecek? | TED | ولكن كيف ستتعامل الأشكال الأخرى من الإعلام المحافظ مع ذلك أثناء مضينا قدما؟ |
| Nüfusun diğer %51'i ne söylüyor duymak istiyorum. | TED | أريد أن أسمع ماذا لدى الـ51 بالمئة الأخرى من الناس ليقولونه |
| İkinsine gelince, yarın sabah sizi sınırın öte tarafına kendim götürebilirim. | Open Subtitles | الطريقة الثانية , هي أن آخذكم معي ألى الجهة الأخرى من الحدود |
| Çalışanın dediğine göre şehrin öte yanına gönderilmiş. | Open Subtitles | العامل هناك حوّل المال لمحلّ آخر بالناحية الأخرى من المدينة، |
| Hayır, sadece bir. Diğeri ortağım için. | Open Subtitles | كلا، واحدة فحسب، الحقيبة الأخرى من أجل شريكي. |
| Sevgilisini yavru köpek gibi ülkenin öbür ucuna kadar takip eden kızlardan. | Open Subtitles | تلك الفتاة التي تلحق صديقها الحميم للجهة الأخرى من البلاد مثل الجرو. |
| Eyalet parkının karşısındaki eski terk edilmiş değirmenin mahzeninde uyanmışlar. | Open Subtitles | المصنع المهجور القديم فى الجهة الأخرى من حديقة المدينة |