...ama bir sebepten dolayı vücudunun içinde, bağışıklık sisteminden cevap yok. | Open Subtitles | لكن لبعض الأسباب داخل جسدها لا توجد أي استجابة مناعية البتة |
Hayatmn ciddi bir tehlikede olduguna inanmak icin her türlü sebebim var. Ç | Open Subtitles | الآن لدي كل الأسباب لكي اعتقد انّ حياتي في خطر. |
Hayır, bence Kellog'u öldürmek için birçok iyi sebebin var. | Open Subtitles | كلا ، أعتقدُ أنّهُ لديكِ العديد من الأسباب لقتل كيلوغ. |
Laboratuarında kendini sorunlar için suçlayan bir bilim kadını, her zaman bir şeyler ters gittiğinde nedenleri belgelemeye başladı. | TED | إحدى العالمات التي استمرت بلوم نفسها على المشاكل في مختبرها بدأت بتوثيق الأسباب في كل مرةٍ حدث شيءٌ خاطىء. |
Belki kişisel nedenlerle mesleki açıdan biraz dikkatten kaçan... bir kişi için birçok ilerleme olanağı. | Open Subtitles | فرص رائعة لشخص ربما لبعض الأسباب الشخصية قد اهتزت ثقته الداخلية |
İnsan zihninin boş bir levha olduğundan şüphe etmek için pek çok neden var ve bu nedenlerin bazıları sadece sağduyudan gelir. | TED | هناك عدد من الأسباب تدعو للشك فى أن العقل البشرى هو لوح خالي، وبعض منها يأتى من الفطرة الطبيعية. |
Bir kez bile bir kez o sebepleri benimle paylaşma zahmetine girmedin. | Open Subtitles | أنت ولا مرة واحدة ولا مرة ازعجت نفسك في مشاركتي بتلك الأسباب |
Biyoloji için çok, çok iyi ayrıca büyük esneklik için sebeplerden biri. | TED | وهو جيد جداً لعلم الأحياء أيضاً انها أحد الأسباب التي تعود لها مرونتها الكبيرة |
Ve bazı nedenlerden ötürü, bitene kadar 1,300 tur atıyor. | Open Subtitles | ولسبب من الأسباب فإنه يدور 1300 مرة قبل أن يفعل |
Eskiden sürekli takardım ama sonra bir sebepten takmayı bırakmıştım. | Open Subtitles | كنت معتاداً على إرتدائها طول الوقت، بعدئدٍ توقفت لبعض الأسباب. |
Ve Hunter bir sürü sebepten ötürü seni fena benzetirdi. | Open Subtitles | و هانتر لو كان حيّا سيقوم بضربك لكثير من الأسباب |
İklim değişikliğinin birçok sebepten bastırıldığını biliyoruz. | TED | نحن نعلم أن تغير المناخ مسكوت عنه لعدة أنواع من الأسباب. |
Demek istediğim, artık yaşamak için her sebebim var. | Open Subtitles | كلُ ما عنيتُ قولهُ كان لديَ كُل الأسباب لأعيش الآن، كُل الأسباب |
Hayır, bir sürü sebebim var, ve bana dahasını da veriyorsun. | Open Subtitles | لا، عندي الكثير من الأسباب وأنت تستمرّ بإعطائي أكثر. |
Yani bu çocuğa yardım etmek için her ne sebebin var, ya da, Sana neyi ya da kimi hatırlatıyor bilemem ama... seni iyleştimeyeceği, Onları geri getirmeyeceği kesin. | Open Subtitles | و لذلك أياً ما كانت الأسباب التي تدفعك لمساعدة هذا الفتى لأنه يذكرك بشخص ما لن تجعلك تتحسن و لن تعيدهم للحياه |
Bilim insanlarının küçük ölçekli çalışma yapmaları için hala iyi nedenleri vardır. | TED | لكن لا يزال هناك العديد من الأسباب الوجيهة ليجري العلماء دراسات صغيرة. |
Evet, Leo, Phoebe söyledi tüm nedenlerle gerekir. | Open Subtitles | نعم، حَسناً، الأسد، نَحتاجُ إلى لكُلّ الأسباب التي فويب قالتْ. |
Pekala, prenses olmaman için gerekli nedenlerin bir listesini yaptım. | Open Subtitles | لقد أعددت لك قائمة بكل الأسباب التي تمنعك من أن تكوني أميرة |
Tüm bu kısıtlamalar ilgili sorunun yalnızca belirtileri, sebepleri değil. | TED | كل هذه القيود تعالج أعراض المشكلة فقط، وليس الأسباب. |
Bu büyük, katıksız bir banliyö can çekişmesiydi ve kendi kendiyle dalga geçilmesine katkıda bulunan sebeplerden biriydi. | TED | وهذا هو عذاب غير مبرر للضواحي، وأحد الأسباب أنه يفسح المجال للسخرية. |
Onunla yatmak zorunda değilim, sadece politik nedenlerden dolayı yanında olacağım. | Open Subtitles | .. ليس عليّ أن أنام معه فقط أبقى معه لهذه الأسباب |
Benimle evlenmek istememek için birçok nedenin vardı. | Open Subtitles | لديك الكثير من الأسباب لعدم رغبتك في الزواج مني. |
Baksana, eski hayatıma dönmem için her türlü nedenim var. | Open Subtitles | أنظر , لديّ كل الأسباب كي أعود إلى حياتي السابقة |
...onu ayağa kaldıran insandaki o gücü neden reddediyorsunuz beyninin düşünme gücünü? | Open Subtitles | التى تسمو به عن بقية مخلوقات الأرض قدرة عقله على تسبيب الأسباب |
Ama bazı şeyler değişiyor, bunun nedenlerinden biri dijital yerliler, ya da gen-Y'ler. | TED | لكن الاشياء تتغير، وأحد الأسباب هو السكان الرقميين أوالجيل واي. |
İyi bir ailenin kızıyla tanıştım ama bir sebeple babası bana tahammül edemiyor. | Open Subtitles | لقد قابلت فتاة من عائلة محترمة ولكن لسبب من الأسباب والدها لا يطيقني |
Uyuşturucudan arındığımda, bu pisliğe başlama nedenlerim ciddi anlamda gün yüzüne çıkmaya başladı. | Open Subtitles | عندما توقفتُ عن التعاطي، بدأت كلّ الأسباب المزرية التي استخدمتها بالمقام الأوّل بالظهور |