Babam ve ben şafak zamanı tarlada ağaçlardan taze havuçları toplarız. | Open Subtitles | نزلنا أنا و أبي إلى الحقل، لنلتقط الجزر الطازج من الأشجار |
Ama unutmayın ki, bu ağaçlar gerçekte balinalardan daha büyüktür ve bu da demektir ki, bunları yerde yanlarından geçerken anlamak imkânsızdır. | TED | ولكن عليك ان تتذكر ان هذه الأشجار أكبر من الحيتان، وهذا يعني انها من المستحيل ان نفهمهم بينما نمشي على الأرض بجوارهم. |
Çünkü, bir elit tabaka ve onun kolaylaştırıcıları... ...endüstriyel ölçekte ağaç kesiminin... ...desteklenmesinden uzun yıllardır milyonlarca dolar... ...kazanmaktadırlar. | TED | أيضا، لأن نخبة والمسهلين لها وقد تم صنع بملايين الدولارات من دعم قطع الأشجار على نطاق صناعي لسنوات عديدة. |
Çok geçmeden, ağaçların bir düzlük üzerinde gittikçe genişleyerek uzandığını görüyorsunuz. | TED | وكذلك الأشجار تميل إلى التوسع إلى مساحات تشبه المنصات في القمة. |
Sonbaharda yapraklarını dökmüş bir ağacın üzüntüsünü anlayabilmek için, baharda yeniden çiçekler açtıran yaşam döngüsünü iyi kavramak gerekir. | TED | فهم سبب حزن الأشجار التي تفقد أوراقها في الخريف هو محاولة لفهم دورة الحياة التي تعطينا أزهارا في الربيع. |
ağaçları birer artiste dönüştürerek bu hareketi keşfetmeye karar verdim. | TED | وقررت استكشاف هذه الحركة من خلال تحويل الأشجار إلى فنانين. |
Temiz kalpli Güneyli bilgeliği buralarda ağaçta falan yetişiyor olmalı. | Open Subtitles | تنمو الحكمة الجنوبية على الأشجار قريباً من هنا، أليس كذلك؟ |
Parklar zaten bunun için. Ama bana hiç ağaçlardan bahsetmedi. | Open Subtitles | هذه هي الغاية من المنتزهات لكنه لم يخبرني بأمر الأشجار |
Eğer onu tanıyan biri varsa ağaçlardan bile yaşlı biri olmalı. | Open Subtitles | حسناً ، إذا علم أحد أن يعتبر شخص أقدم من الأشجار |
Ama aralık çok uzun olduğunda ya da geniş nehir yataklarında ağaçlardan inerek sıra dışı bir şey yaparlar. | Open Subtitles | لكن حيثما تكون الفجوة واسعة جداً أو هناك مسافاتٌ جرداء من ضفة النهر، يهجرون الأشجار ويفعلون فعلةً تثير العجب |
Evet, ağaçlar ormanların temelidir fakat bir orman, gördüğünüzden çok daha fazlasıdır ve bugün, ormanlara bakış açınızı değiştirmek istiyorum. | TED | نعم، إن الأشجار هي أساس الغابات، ولكن الغابة هي أكثر بكثير مما نراه، وأريدُ اليوم تغيير طريقة تفكيركم حول الغابات. |
ağaçlar, şahsen bana, çocuklarımı çok daha farklı bir şekilde sevmeyi öğretti. | TED | وفيما يخصني شخصيا فقد علمتني الأشجار طريقة جديدة كليا في حب أطفالي. |
ağaç seyreltme, aralama ve yanıcı ölü örtüyü yok etmede planlı yangınları kullanabiliriz. | TED | نستطيع أن نستخدم الإحراق الخاضع للسيطرة كي نضعف الأشجار عمداً ونشعل الوقود الميت |
30 ağaç kesicisi Washington State'de tıraşlama kesimi işinde çalışıyor. | Open Subtitles | ثلاثون عاملا فى قطع الأشجار يعملون بعقد مع ولاية واشنطن |
Mikorizal ağlar ile mantarlar kaynakları ve ağaçların arasındaki sinyal veren molekülleri geçebilirler. | TED | وعبر هذه الشبكات، تستطيع الفطريات أن تمرّر موارد الغذاء وجزيئات الإشارة بين الأشجار |
- Şu ağaçların orada birşey var. - Bir sincap. Konuştuklarımız onu uyandırdı. | Open Subtitles | ـ هناك شيء ما في تلك الأشجار ـ إنه سنجاب ، حديثنا أيقظه |
Hiçliğin ortasındaki bir grup ağacın içinde o koruda böyle sürünmüş. | Open Subtitles | وزحف في الوحل بين مجموعة من الأشجار في منتصف مكان مجهول |
Ve bazen yaşamında, ağaçları çok düzgün yapmalısın yoksa kovulursun, hmm? | Open Subtitles | و أحياناً فى الحياة عليك أن تصمع الأشجار بإتقان أو تفصل؟ |
Böyle bir vadide... bir ağaçta, bin farklı canlı türü yaşayabilir. | Open Subtitles | ،في وادٍ كهذا قد يتواجد زهاء 1000 نوعٍ مختلفٍ من الأشجار |
ağaca bakması için birini çağırdım ve ağacı kurtarmak bu kadara mâl olacakmış. | Open Subtitles | حسناً، إذن لديّ الرجل من مكان الأشجار الذي أتى وهذا ماسوف يكلّف لإنقاذها |
Bu kadar büyük bir ağaçtan çok fazla kereste çıkıyor olmalı. | Open Subtitles | أنتم يجب أن تحصلوا على الكثير من الخشب من الأشجار الكبيرة |
Benim için, orman, içinde yürüyemeceğiniz kadar yoğun bir şekilde ağaçlarla dolu bir yerdir. | TED | بالنسبة لي، الغابة، هي مكان كثيف الأشجار بحيث يصعب عليك السير فيه. |
Şimdi, kızlar, ilk oğlan şirin bir geri takla atınca hemen ağaçlara atlamayın. | Open Subtitles | والآن يا بنات، لا تقفزن إلى الأشجار مع أول قرد ذو شقلبة لطيفة |
ormana girdikten sonra, ağaçlara doğru sürün atınızı ve dosdoğru ilerleyin. | Open Subtitles | وحالما تدخلون الغابة اتجهوا للأمام مباشرة من خلال الأشجار وواصلوا التقدم للأمام فقط |
Bir ormanda, ana ağaç yüzlerce ağaçla bağlantı kurmuş olabilir. | TED | في الغابة الواحدة، يمكنُ للشجرة الأم أن تتصل بمئات من الأشجار الأخرى. |
Kızlara bakmak için çalıların arasında saklanan bir rahip mi? | Open Subtitles | رجل الإله مختبئا خلف الأشجار يتلصص على الفتيات؟ |
Ayrıca her boyuttaki ağaca yerleştiler, ve tabii ki, karaya da yerleştiler. | TED | وطيور ذات أحجام مختلفة تقطن الأشجار وبالطبع فهم يقطنون على اليابسة أيضا |