Sende sevdiğim şeylerden biri daima ailesine dönecek tür erkeklerden biri oluşun. | Open Subtitles | واحدة من الأشياء التي أحبها بك انك من نوع الرجال الذي يعود دائما الى عائلته |
Bilirsin, senin hakkında en çok sevdiğim şeylerden biri bu. bunu sakladğında, en iyi parçayı saklıyorsun. | Open Subtitles | إن ذلك شئ من تلك الأشياء التي أحبها جداً فيك عندما تخبئينها فإنك تخبئين أفضل جزء منك |
Bilime dair sevdiğim şeylerden biri de budur. | Open Subtitles | أحد الأشياء التي أحبها عن العلم |
sevdiğim bir şey de nasıl iç karartıcı olduğu. | Open Subtitles | إنها أكثر الأشياء التي أحبها فيها، مدى إثارتها للإحباط. |
Bu uzun ve yavaş bir süreç- sevdiğim bir özelliği de bunun kuşaklar boyu olması. | TED | فهذه عملية طويلة الأمد وبطيئة -- من الأشياء التي أحبها في هذا الأمرأنه يمكن توريثه جيلا بعد جيل. |
Senin en sevdiğim özelliklerinden biri "inançlı" olman.. | Open Subtitles | عقيدتك هي من أكثر الأشياء التي أحبها فيك |
Senin en sevdiğim özelliklerinden biri "inançlı" olman.. | Open Subtitles | عقيدتك هي من أكثر الأشياء التي أحبها فيك |
Onunla ilgili sevdiğim şeylerden biri de bu. | Open Subtitles | هذا من بين الأشياء التي أحبها فيه |
Senin hakkında sevdiğim şeylerden biri de bu. | Open Subtitles | وهذا أحد الأشياء التي أحبها فيك |
Biriktirmekten hoşlandığım için Doğal Tarih Müzesi'ni ve oradaki üç boyutlu model hayvanları sevdiğim bir sır değil. | TED | الآن، فإن هذا ليس سرا، لأنني أحب جمع الأشياء التي أحبها في متحف التاريخ الطبيعي ومجموعات الحيوانات في "متحف التاريخ الطبيعي" في ديوراما. |
En sevdiğim özelliklerinden biri bu. | Open Subtitles | ذلك أحد الأشياء التي أحبها فيك |
Senin sevdiğim özelliklerinden birisi. | Open Subtitles | وهذا هو واحد من الأشياء التي أحبها عنك. |