ama öğrendiğim şeylerden birisi, görünüşe bakılırsa eğer yeni bir ürün ya da hizmet yerleşikten daha pahalı ya da ucuzsa, bu bir önem teşkil ediyor. | TED | ولكن يبدو أن أحد الأشياء التي تعلمتها كانت ذات أهمية لو كان هناك منتج أو خدمة أغلى أو حتى أرخص من السائدة حالياً، |
öğrendiğim şeylerden biri, insanlar, başarılı insanların dolandırıcı gibi hissetmediğini düşünüyor. | TED | لذا أحد الأشياء التي تعلمتها هو أن الناس يعتقدون أن الأشخاص الناجحين لا يشعرون بالاحتيال. |
Hayır, bak. Bu öğrendiğim şeylerden biri. | Open Subtitles | رقم اسمحوا لي أن أقول لكم، أنها هي واحدة من الأشياء التي تعلمتها. |
Ve fantezi hakkında öğrendiğim şeylerden biri yani benim için en azından çok iyi bir hayatta kalma yöntemi oluşudur. | Open Subtitles | وأحد الأشياء ...التي تعلمتها حول الخيال ...في حياتي الخاصة ... أنه يمكن أن يكون ...تقنية نجاة |
Babandan öğrendiğim şeylerden biri de değişimin her zaman gelişim demek olmadığıdır. | Open Subtitles | أحد الأشياء التي تعلمتها من والدكِ... . التغير ليس دائمًا تقدم |
Wharton'da öğrendiğim şeylerden biri de başarının anahtarı daha iyi fikirlere açık olmaktır. | Open Subtitles | (حسنا، واحدة من الأشياء التي تعلمتها في (وارتن هو أن النجاح يعتمد على البقاء منفتحا |