Seninle iyi arkadaş olacağız, seni görmek isteyen arkadaşlarım var. | Open Subtitles | أنا وأنت سنصبح أصدقاء وأنا لدي الكثير من الأصدقاء الذين سيرغبون في رؤيتك |
Kolaylaştıracak bazı arkadaşlarım var. | Open Subtitles | لديَّ بعض الأصدقاء الذين بإستطاعتهم مساعدتك بتيسير الأمور |
- Tüm arkadaşlarım burada | Open Subtitles | لدي جميع الأصدقاء الذين أحتاجهم في هذه المرحلة من حياتي، سيدي |
Başından beri orada olan dostları Tıpkı | Open Subtitles | الأصدقاء الذين كانوا هناك طوال الوقت ، مثل |
Bana bahşettiğin ailem ve arkadaşlar için sana şükürler olsun. | Open Subtitles | شكراً لك على عائلتي و كل الأصدقاء الذين منحتني إياهم. |
Hey, yarın şehir dışından bazı arkadaşlarım gelecek. | Open Subtitles | لدي بعض الأصدقاء الذين سيأتون لزيارتي من خارج المدينة غدا. |
Anlarsın, kaybettiğim arkadaşlarım için neden bir şey yapmadığını merak ediyorum. | Open Subtitles | أتعلم، انا أتسائل، لم لم تفعل شيئاً بخصوص هؤلاء الأصدقاء الذين فقدتهم |
Tatil evlerinde uyuşturucu saklayan bazı arkadaşlarım var. | Open Subtitles | لديّ بعض الأصدقاء الذين يقومون بتخبئة المخدرات في البيوت الخاوية. |
Evet, arkadaşlarım. Hepsi sıkıcı diyor bana. Sen bensiz git istersen. | Open Subtitles | أجل، بعض الأصدقاء الذين يظنون أني ممل ربما يجب أن تذهبي بدوني |
Bak, um, Seninle tanışmak için ölen arkadaşlarım var. | Open Subtitles | أسمع، لدي بعض الأصدقاء الذين متلفهين جدًا لمقابلتك. |
Seni görmekten hoşlanacak bazı arkadaşlarım var. | Open Subtitles | عندي بعض الأصدقاء الذين يودون رؤيتك. |
Partilerimde ağırladığım arkadaşlarım onlara hizmet ettim. | Open Subtitles | حيث أن الأصدقاء الذين كنتُ أدعوهم لتناول العشاء في منزليّ، كانوا يدخلون المتجر و أنا كنتُ أتعامل معهم، هل تدركين كيف يبدو ذلك؟ |
Tanıdığım bütün arkadaşlarım | Open Subtitles | كل الأصدقاء الذين قد عرفتهم |
Tanıdığım bütün arkadaşlarım | Open Subtitles | كل الأصدقاء الذين قد عرفتهم |
Tanıdığım bütün arkadaşlarım | Open Subtitles | كل الأصدقاء الذين قد عرفتهم |
Tanıdığım bütün arkadaşlarım | Open Subtitles | كل الأصدقاء الذين قد عرفتهم |
Başından beri orada olan dostları Bu doğru | Open Subtitles | الأصدقاء الذين كانوا هناك طوال الوقت ، هذا صحيح |
Kaybettiğim dostları, öldürdüğüm adamları düşünmememe yardım ediyor. | Open Subtitles | تساعدني على التوقف عن التفكير حيال الأصدقاء الذين خسرتهم, والرجال الذين قتلتهم |
Özel jetleri olan dostları vardı. | Open Subtitles | لديه بعض الأصدقاء الذين يمتلكون طائرات خاصة |
Birlikte yatıp sonra bunun hakkında konuşmayan arkadaşlar da bunun için vardır. | Open Subtitles | هذا ما يفعله الأصدقاء الذين ينامون سوية ثم لا يتحدثون عن الأمر |
Niye sevdiğim arkadaşlarımı bırakıp yeni arkadaşlar bulayım? | Open Subtitles | لمَ علي أن أبتعد عن الأصدقاء الذين أحبهم و أبحث عن اصدقاء جدد؟ مهلاً، مهلاً. |
İngiltere'deki evimizde, ben ve ailem biz hep aynı sokakta, aynı evde yaşadık, ve tüm komşularımız, arkadaşlar, hepsi, benim sağlık problemimi biliyorlardı. | Open Subtitles | عدنا أنا و عائلتي لإنكلترا لذات البيت و ذات الشارع كل الجيران و الأصدقاء, الذين يعرفون بمشاكلي الصحية. |