O, benim on katım gücünde. Tükendiğimi itiraf etmekten çekinmiyorum. | Open Subtitles | انها تساوى 10 امثالى, لا اخجل من الأعتراف |
Yanlış kişiyi tutukladığınızı itiraf etmek zorunda kalırdınız. | Open Subtitles | سيكون عليك الأعتراف بأنك قبضت على الشخص الخطأ |
Ben de itiraf edebilirim. Mücevher hırsızıyım. | Open Subtitles | أنا فى الغالب سهلة الأعتراف ولكنى سارقة مجوهرات |
Eşiniz konuşmuyor o da kazanın feci birşey olduğunu Kabul etmiyor. | Open Subtitles | هي لا تريد التكلم وهو لا يريد الأعتراف أن التحطم مريع |
Ne var ki yenilgiyi kabullenmek için henüz erkendi. | Open Subtitles | لكن الوقت كان مازال مبكراً جداً على الأعتراف بالهزيمه |
günah çıkarma, kitaplardan veya filmlerden... çok daha iyiydi, çünkü günahlar gerçekti. | Open Subtitles | الأعتراف كان أفضل من أى كتاب ممكن أن نحصل عليه أو أى فيلم ممكن أن نراه لأن الذنوب كانت حقيقية |
İtiraf etmeliyim ki kız kardeşlerinizden asla kaçamayacağım sandım. | Open Subtitles | على الأعتراف بأننى ظننت أننى لن أفلت أبدا من شقيقتيك الصغيرتان |
Çocuğumda bir sorun olduğunu itiraf etmek istemiyorum belki. | Open Subtitles | ربما لا أريد الأعتراف بأن ثمة خطب ما في ابني |
Bakın, dediğim gibi, belki de itiraf etmek istemiyorumdur. | Open Subtitles | كما فلت، ربما لا أريد الأعتراف بأن هناك شيء خاطيء |
Evet Marge benimle en iyi gezini yaşıyorsun, itiraf etmelisin. | Open Subtitles | عليك الأعتراف لقد كنت في أفضل سلوك بهذه الرحلة |
İtiraf etmek istemiyorsun, ama ondan hoşlanıyor olması da mümkün. | Open Subtitles | بجدية أنا أعلم بأنك لا تريد الأعتراف بالأمر ولكن من الممكن أن تكون معجبة به |
Lütfen Bay Enderby'ye söyler misin, itiraf etmek istiyorum? | Open Subtitles | هل يمكنك ان تخبر السيد اندرباى اننى اريد الأعتراف ؟ |
Bunu itiraf etmen kendimi daha iyi hissetmemi sağladı. | Open Subtitles | ذلك يجعلني أشعر بالتحسن, أستطيع الأعتراف بهذا |
İtiraf etmek istemeyebilirsin ama biz birbirimizi iyi anlıyoruz. | Open Subtitles | قد لا تريدين الأعتراف بذلك لكننا نفهم بعضنا |
Ayrıca benim hakkında daha azını düşünmeni istemedim. Çünkü itiraf etmek istemezdim ama... | Open Subtitles | ايضاً لم أكن اريدك أن تفكر بسخافتي لأني لم ارد الأعتراف |
Ama bunu ben itiraf edemem. Çünkü tam bir pislik gibi görünürüm. | Open Subtitles | لكن لايمكنني الأعتراف بهذا لانه من المكن أن يجعلني كالآبله |
Samimi suçluluk ve pişmanlık duyan insanlar, itiraf etmeye daha yatkındırlar. | Open Subtitles | من يظهرون الندم الأصيل ، و الحزن الصلدق يشبهون كثيراً من هم قيد الأعتراف الديني. |
İtiraf etmeliyim ki o süt güğümünün içinde kaldığında bayağı heyecanlandım. | Open Subtitles | يجب عليّ الأعتراف لقد كُنتُ قلقاً جدّاً عندما كُنتِ في علبة الحليب تلك |
Kabul etmeliyim ki, Burası olmanı beklediğim en son yer. | Open Subtitles | علي الأعتراف بأن هذا آخر مكان توقعت أن تظهر به |
Üstesinden gelmenin yolu korkuyu kabullenmek benimsemek ve yolumuza devam etmektir. | Open Subtitles | لكن الطريقة للتغلب عليه هي الأعتراف به. تثبيتهً, ويبقى مستمراً. |
Yani "sorgulama" adi altinda geçerli olarak sürdürdügünüz günah çikarma yöntemi bir seylerin mesru kaniti mi? | Open Subtitles | اذا أنت تعتقد أن الأعتراف الناتج عن ماتسميه الإستجواب يعتبر دليل يعتمد عليه لأي شئ |
- İtiraf edemem. | Open Subtitles | لا يمكنني الأعتراف. |
Bu itirafı duyması gerekenin ben olduğumdan emin değilim, doktor. | Open Subtitles | لا أعلم أن كان عليّ سماع هذه الأعتراف, يا دكتور |
Şimdi, günah çıkarmak istediğin başka bir konu var mı? | Open Subtitles | الأن, هل هناك شيء تريد الأعتراف به؟ |