Bu bizim toplumumuzda beklenen bir şey değil ve hatta çok erkekçe gözükmez. | TED | ببساطة، الأمر غير متوقع من قبل مجتمعنا، حتى أنه يثير الامتعاض كونه ليس رجولياً. |
Abartılacak bir şey değil. - Bilmem gerektiğini düşünmüş. | Open Subtitles | كما تعلمين , الأمر غير هام ظن فقط أنه عليّ أن أعرف |
Aynı şey değil. | Open Subtitles | الأمر غير متشابه على الإطلاق ،في حقيقة الأمر |
Vericiyi ameliyat etmek pek alışıldık bir şey değil ama işe yaramaması için bir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | الأمر غير تقليدي بعض الشيء أن نقوم بعملية على المتبرع، لكن ليس هناك سبب يجعلها لا تنجح. |
Kefaretini ödeyeceği suçların onun hatası olmayışından dolayı bu durum bize hiç adil gözükmemektedir. | Open Subtitles | يبو لنا الأمر غير عادل لانه يقوم بالتكفير عن تصرفات لم تكن غلطته |
O kadar da ciddi bir şey değil. Değerli değildi. | Open Subtitles | ان الأمر غير هام هكذا انه بلا قيمة |
- Bu nadir bir şey değil, değil mi? | Open Subtitles | هذا الأمر غير شائع , أليس كذلك ؟ |
- Akıl alacak şey değil! | Open Subtitles | الأمر غير قابل للتخيّل تمامًا! |
Ben üzgünüm. Kişisel bir şey değil. | Open Subtitles | أنا أسف , الأمر غير شخصي |
Aynı şey değil, Booth. | Open Subtitles | (لكن الأمر غير متشابه, (بوث |
Karmaşık bir şey değil. | Open Subtitles | الأمر غير معقد |
Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | الأمر غير مهم |
- Önemli bir şey değil çünkü. | Open Subtitles | -لأن الأمر غير مهم . |
Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | الأمر غير مهم |
hiç adil değil fakat çok düşündüm. | Open Subtitles | يبدو الأمر غير منصفاً لكن فكرت في الأمر كثيراً |
Biliyorum hiç adil değil, ve çok üzgünüm. | Open Subtitles | أعلم بأن الأمر غير عادل و أنا آسفه جداً |
Anlıyorum, aileden birini temsil etmem hiç adil değil... | Open Subtitles | أتفهم أن الأمر غير تقليدي ... أن أقوم بتمثيل فرداً من العائلة |