Bana, neden olduğun bu sorunu nasıl durduracağımı söyle yeter. | Open Subtitles | أخبرني عن كيفية حلّ هذا الإضطراب . الذي سببته فحسب |
Kişi içruhsal stresi, sorunu çözmenin bir yolu olarak duygusal olarak baş edebileceği fiziksel semptoma dönüştürür. | Open Subtitles | و عندها تحول ذلك الإضطراب النفسي الى أعراض جسدية كطريقة للتعامل مع المشكلة |
Şizofreni, duygu durum bozukluğu ve depresyonun neden olduğu engelliliği ne harekete geçirir? | TED | ما الذي يدفع إلى الإعاقة بتلك الأمراض مثل إنفصام الشخصية، الإضطراب الثنائي، والإكتئاب؟ |
Siz bu travma sonrası bozukluğu davalı Josiah Rosenthal'ın yaptıklarına mı bağladınız? | Open Subtitles | أنتٍ تنسبى هذا الإضطراب ما بعد الصدمة لأفعال المُتهم جوزيه روزينتال ؟ |
Vali Pilate bu kargaşa karşısında ne yapacağınızı soruyor. | Open Subtitles | الحاكم بيلات يسأل ماذا تفعل حول هذا الإضطراب |
Bu evin içindeki karışıklık canımı sıkıyor. | Open Subtitles | إن ما يزعجنى هو ريح الإضطراب التى تسود البيت |
Geçen günkü kargaşayı gördüm. Ya polissin ya da toplum düşmanı. | Open Subtitles | رأيت الإضطراب ذلك اليوم,أنت إما شرطي أو عدو الشعب رقم 1 |
Ya sorunu bir tür hipnoz falansa? | Open Subtitles | . ماذا لو كان الإضطراب , كنوع من التنويم المغناطيسي ؟ |
Bu sorunu çözmek için yardımıma ihtiyacınız var. | Open Subtitles | أنتم بحاجة لمُساعدتي لـ ـحل . هذا الإضطراب |
Birine bir sorun vermem şu anda insanları öldürmekte olan bir sorunu düzeltmeme nasıl yardımcı olacak? | Open Subtitles | . آني لي أن أُعطي إضطراباً لشخص ما . و الا أُصلح الإضطراب الذي يزهق الأرواح ؟ |
Öldür beni. Bu sorunu mezara götürmek istiyorum. | Open Subtitles | أُقتلني, أريد اخذ هذا الإضطراب . للقبر معي |
Uç durumlarda da bu davranış biçimi, narsist kişilik bozukluğu adında bir psikolojik rahatsızlık olarak sınıflandırılır | TED | وفي أقصى حالاتها يصنف هذا السلوك كاضطراب نفسي يدعى الإضطراب النرجسي النفسي. |
Kamu düzenini bozma şahsa saldırı, alkollü araç kullanma davranış bozukluğu... | Open Subtitles | الإضطراب المحلي، الإعتداءات، السياقة تحت تأثير الكحول. إمتلاك subtances مسيطر عليه. |
travma sonrası stres bozukluğu yaşadım. | Open Subtitles | أعتقد أني عانيت من بعض الإضطراب الناتج عن ضغط العمل |
Hayır, bu kargaşa sadece hesaplarımın bir parçası. | Open Subtitles | لا , هذا الإضطراب ليس إلا جزءاً من الحساب |
Hayır, bu kargaşa sadece hesaplarımın bir parçası. | Open Subtitles | لا , هذا الإضطراب ليس إلا جزءاً من الحساب |
Baksana oğlum, bir kargaşa yaşanıyor burada. | Open Subtitles | شاهدْ، نظرة، رجل. هناك نوع من الإضطراب يَحْدثُ هنا. |
Kaşmir'deki politik karışıklık yüzünden hem Pakistan hem de Hindistan sınırları kapattı. | Open Subtitles | الإضطراب في كشمير سبّب كلتا باكستان والهند لإغلاق حدودهم |
Eğer karışıklık doğal yoldan değil de insan yapımıysa... Muhtemelen bu harabelerden yayılıyor. | Open Subtitles | لو كان الإضطراب من صنع بشرى فمصدره يقع بين هذه الأطلال |
Üzgünüm, ama karışıklık kafanda orada kalmak için gereksinimlerin olmasından kaynaklanıyor. | Open Subtitles | حسنا، أنا آسف لكن الإضطراب الذي يجري داخل رأسك يجب أن يبقى هناك. |
Böyle bir kargaşayı çıkaranı benim getirdiğimin bilinmesini istemem. | Open Subtitles | لا أريد إفضاح أننى أحضرت من صنع ذلك الإضطراب |
Şu adamın sorununu bulalım, zekâ düşüklüğü veya duygusal bozukluk gibi bir şey olabilir mi? | Open Subtitles | وإكتشاف ما عيوب هذا الشخص ..كإنخفاض معدل الذكاء أو الإضطراب النفسي، أو أياً كان؟ |