O sınav için bütün hafta çalıştık. | Open Subtitles | قضينا كل الأسبوع في المراجعة من أجل ذلك الإمتحان. |
SAT sınav kitapçığını 5 dakika önce açtım. | Open Subtitles | لقد فتحت نموذج الإمتحان قبل بداية الإمتحان بخمسة دقائق |
Eğer sınava ikinci kez girer ve geçemezsem ne olur? | Open Subtitles | مالذي سيحدث إن أجريت الإمتحان للمرة الثانية ولم أنجح ؟ |
sınavın sonuçları baya çekişmeliydi, fakat adayımızın seçilmesine gerek kalmadı... kendisi özel yetenekli olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | نتائج الإمتحان كانت تنافسية للغاية ولأن مجرد الطلب لم يتم اختياره ما يدل على عدم وجود الإمكانية |
Ve birden, ulusual sınavı geçtim. ve kendimi Kenya'nın çok güzel bir lisesinde buldum. | TED | وفجأة، نجحت في الإمتحان القومي وجدت نفسي في مدرسة ثانوية غاية في الجمال في كينيا |
Hocam, lütfen sınavda çıkacak soruları bana söyleyin. | Open Subtitles | يا أســتاذ ارجوك أخبرني ماهو الإجابة على السؤال في الإمتحان ؟ |
sınavdan bir önceki gece geç saate kadar çalışmam gerekti. | Open Subtitles | أجل ، كنت مضطراً للعمل في عشية الإمتحان و لم يكن هناك وقت للمذاكرة أحقاً ؟ |
Birinci seviye sınav sorumlusu | Open Subtitles | إذا لم تخنّي ذاكرتي المشرف على الإمتحان الأول |
sınav kağıtlarını Pip çaldı ve odalarına koymak için beni kullandı. | Open Subtitles | سرقت النواة صحف الإمتحان وهو حصل عليني لوضعهم في غرفهم. |
sınav hakkındaysa öğleden sonra büroma gel. | Open Subtitles | لو هذا بخصوص الإمتحان قابلنى بمكتبى فى الصباح |
sınav hakkında değil. Sarışın uzaylılar hakkında. | Open Subtitles | ليس بخصوص الإمتحان بل بخصوص هذه الكائنات |
Bu kişinin adını aynı zamanda kurbanın cebinde bulduğumuz sınav giriş belgelerinde gördük. | Open Subtitles | أيضاً أحد الأسماء التي وجدناها على إيصالات الإمتحان كانت في جيب الضحية |
Senin uzaklaştırılmış olman, sınava geç kalabileceğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | لا يعني إيقافك عن المدرسة أن تأخرني على الإمتحان , صحيح؟ |
sınavdan çekilmekte bir seçenek ve altı ay bekleyip yeniden sınava girebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم الأنسحاب الان وإعادة الإمتحان بعد ستة أشهر |
Profesör; bu sınavın benim için ne kadar önemli olduğunu... bir bilseydin. | Open Subtitles | . . أستاذ، لو عرفت فقط كم هذا الإمتحان مهم لي |
sınavın anlatmak istediğini kendin bulmalısın. | Open Subtitles | من المفترض أن تصلك هذه الرسالة من خلال إجرائك الإمتحان |
Biliyorum, Bruiser, fakat bak, adamım baro sınavı gelecek hafta, tamam mı? | Open Subtitles | أعلم يا بروزر و لكن أنظر الإمتحان النهائي في الاسبوع القادم |
sınavda başarısız olasıya kadar ağabeyimin sözlerine hep güvenmiştim. | Open Subtitles | لقد بقيت في قاعة الإمتحان لأنني وثقت بما قاله |
Çünkü notlara bakıyordum ve bu dersten geçebilmek için sınavdan B alman gerekiyor. | Open Subtitles | لأني كنت أفحص الملفات الليلة الماضية وأنت تحتاج إلى درجة جيدة في هذا الإمتحان حتى تنجح بالمادة |
Diğer adam testi geçerse, üçünüz rahatça gidebilirsiniz. | Open Subtitles | لو نجح الرجل الآخر في الإمتحان يمكننا أن نكون أحرار نحنُ الثلاثة. |
Üniversite giriş sınavına girmeyi düşünüyor mu? | Open Subtitles | هل ينوي دخول الإمتحان التمهيدي للإلتحاق بالجامعه؟ |
Bu belki de gireceğiniz en önemli test olacak. | Open Subtitles | قد يكون هذا الإمتحان الأكثر أهمية الذي ستأخذوه أبداً. |
Yine de SAT sınavını neden bizim konserle aynı haftaya-- | Open Subtitles | لماذا ينظموا جدول الإمتحان في نفس أسبوع إلقاء الإنشاد |
SAT sınavından 1590 aldım. | Open Subtitles | حصلت على درجة 1590 في الإمتحان. و44 في إم سي أي تي. |
Hayattaki gibi, benimle veya kendinizle ya da sınavla değil, - birbirinizle yarışıyorsunuz. | Open Subtitles | كما في الحياة، منافستك ليست معي أو نفسك أو هذا الإمتحان لكن مع بعضكم البعض |
sınavlar sırasında şarkı çalmayı. | Open Subtitles | .. تلك الاغنية الأغنية التي ذيعت أثناء الإمتحان |