ويكيبيديا

    "الإمتياز" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ayrıcalığı
        
    • ayrıcalık
        
    • imtiyaz
        
    • ayrıcalığa
        
    • A
        
    • Bayilik
        
    • Mükemmellik
        
    • mükemmeliyeti
        
    Bana çok erken yaşlarımda yemek yemenin getirdiği ayrıcalığı öğretti. TED وقد علمني منذ الصبا عن الإمتياز الذي يمثله الطعام.
    Ve gerçekçi olmak gerekirse... ölümün tek ayrıcalığı bu. Open Subtitles .. و بصراحة. هذا الإمتياز الوحيد الذي تُشاركه مع الموتى.
    Neredeyse bir tür radyo ya da dahili radar gibi, hoşlandıkları fazladan bir ayrıcalık olarak düşünürler bu durumu. Open Subtitles إنهم يفترضون فى كل الحالات تقريباً أنها نوع من الإمتياز الإضافى يتمتعون به مثل استقبال راديو شخصى أو رادار مدمج فيهم
    Siz ve ben, ordumuz için, savaş madalyaları hakkında, araştırma yapma işine büyük bir sorumluluk ve imtiyaz vermişizdir. Open Subtitles الحرب إنتهت, أنا وأنت أعطينا مسؤولية عظيمة وحق الإمتياز للتحقيق على الوسام لجيشنا
    O ayrıcalığa hak kazandığınızda size bildiririm. Open Subtitles عندما أعتقد أنكم حصلتوا على هذا الإمتياز سأعلمكم بذلك
    Yani öğrencilerin, oda arkadaşlarının ani ölümünden dolayı yaşadıkları üzüntü nedeniyle bütün notlarının A olarak verilmesi kuralından. Open Subtitles قانون يمنح الإمتياز في كل الحصص لأي تلميذ يعاني من ضغوط عاطفية
    Bayilik vermezler ve taze malzeme kullanırlar. Open Subtitles فهم لا يمنحون الإمتياز و هم يستعملون مكونات جديدة
    Sen ve ekibin bu yarışa Mükemmellik ve profesyonellik katıyorsunuz. Open Subtitles أنت وفريقك تجلبان الإمتياز والمهنية لهذا العمل
    Hepimizin cephenin en önünde savaşma ayrıcalığı yok. Open Subtitles ليس لدينا جميعا الإمتياز بأن نحارب في الخطوط الأماميه
    Çok az kişinin geri kalanları avlama ayrıcalığı vardır. Open Subtitles لقد كان دائما الإمتياز لدى الأقلية أن تقوم بصيد الأغلبية
    Bunun dünyanın en büyük ayrıcalığı olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles إعتقدت بأنه سيكون الإمتياز الأعظم في العالم.
    Bence siz masanın bu kısmında oturacak ayrıcalığı yitirirdiniz. Open Subtitles وأعتقد بأنكم يارفاق خسرتوا الإمتياز للجُلُوس هنا في الطاولةِ.
    Siz de bilirsiniz ki Bayan Meyers, Birleşik Devletler hukukunda evlilik ayrıcalığı denen bir madde vardır. Open Subtitles كما تعرف، السّيدة Meyers، في القانونِ الأمريكيِ عِنْدَنا شيءُ مسمّى الإمتياز الزوجي،
    Sana bu ayrıcalığı tanımayacağım. Open Subtitles أمّا أنتِ لا يحقّ لكِ ذلك الإمتياز.
    Biriyle beraber, bizi intihara sürüklemeyecek ya da tarifsiz bir şekilde küçük düşürmeyecek biriyle beraber aynı yastıkta kocamanın nasıl bir ayrıcalık olduğunun farkına bile varamıyoruz. Open Subtitles ونحن لا ندرك ماهو الإمتياز لكي تشيخ مع شخصٍ ما شخص لا يقودك لكي ترتكبي جريمه... أو لا يقوم بإذلالك بحيث لا يمكنك إصلاحه
    Bu ayrıcalık, deniz yılanlarına aittir. Open Subtitles ذلك الإمتياز يعود إلى أفاعى البحر
    Bu ayrıcalık yanında sorumluluk gerektirir. Open Subtitles هذا الإمتياز يفرض واجبات معيّنة
    Siz ve ben, ordumuz için, savaş madalyaları hakkında, araştırma yapma işine büyük bir sorumluluk ve imtiyaz vermişizdir. Open Subtitles الحرب إنتهت, أنا وأنت أعطينا مسؤولية عظيمة وحق الإمتياز للتحقيق على الوسام لجيشنا
    Fransız imtiyaz bölgesine karşı gelmeye cesaret edemezler. Open Subtitles لن يجرؤ للسيطرة على منطقة الإمتياز الفرنسية.
    Hepiniz geleceği bilmek gibi bir ayrıcalığa sahipsiniz. Open Subtitles أنتم جميعاً عندكم الإمتياز لمعرفة المستقبل
    Açıkçası o ayrıcalığa henüz sahip değilmişim. Open Subtitles حسنا ، بوضوح أنا لم أكسب الإمتياز بعد
    Anlaşılan birilerinin binası A'yı haketti, değil mi? Open Subtitles يبدو أن شخصاً يبني طريقه نحو درجة الإمتياز
    Bayilik Emlak Şirketi'ni hiç duydun mu? Open Subtitles هل سمعتَ عن شركة الإمتياز العقاري؟
    " Mükemmellik Gerçeğin Ucunda. " Open Subtitles فى الإمتياز فى نقل الحقيقة
    Biz öğrencilerimize mükemmeliyeti sunarız, kafa olmayı değil. Open Subtitles إننا ننطلب الإمتياز و ليس الإنتشاء

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد