Yani sen çocuklarımızdan biri taciz edilene kadar beklemek mi istiyorsun? | Open Subtitles | إذاً ، تريدين منا الإنتظار حتى يقوم بإذاء واحداًً من أطفالنا |
Tek yapacağımız, birkaç açık verene kadar beklemek. | Open Subtitles | ليس بيدنا شيء إلا الإنتظار حتى تظهر بعض الأوراق |
Yarın çıkıyorum. Çocuklarımı görmek için sabırsızlanıyorum. Çocuğun var mı? | Open Subtitles | سأخرج غدا، لا يمكنني الإنتظار حتى أرى أطفالي، أرزقت بأطفال؟ |
O zaman bu, kesinlikle yarına kadar bekleyebilir. | Open Subtitles | إذاً فحتماً يمكن لهذا الإنتظار حتى الغد. |
Sisteminden geçene kadar beklemeliyiz. Şehirden ne kadar uzaklaşırsak cihazın doğruluğu o kadar azalıyor. | Open Subtitles | يجب علينا الإنتظار حتى تمر في معدتك كلما إبتعدنا عن المدينة، كلما قللنا عدد المتتبعين لنا |
- Yemeğimiz bitirene kadar bekleyemez miydin? | Open Subtitles | يا إلهى يا حبيبتى ألا تستطيع الإنتظار حتى أنتهى من طعامى ؟ |
Veya çaresiz kalana kadar beklemek ve hamleni yapmadan önce ağlayacak bir omuza ihtiyacın vardı. | Open Subtitles | أو.. أنك أردت الإنتظار حتى تخفق وتحتاج لمنكب لإلقاء الهموم عليه قبل أن نتقابل |
Şimdi sabaha kadar beklemek zorundayım ve yaranın açık olarak kaldığı her saat enfeksiyon riskini yükseltecek. | Open Subtitles | الآن علي الإنتظار حتى الصباح و مع كل ساعة يبقى الجرح فيها مفتوح تزداد فرصة تلوث الجرح |
Her neyse, tek yapmamız gereken geceye kadar beklemek ve köye dönmek. | Open Subtitles | على أي حال, أعتقد أن علينا الإنتظار حتى المساء ثم نعود إلى المملكة |
Sidik takımyıldızı hakkında bilmediğim her şeyi duymak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع الإنتظار حتى اسمع كل شيء عن كوكبة البول |
Ve şimdi yüzmeyi çok seviyorum. Yüzmeye gitmek için sabırsızlanıyorum. | TED | والأن أحب السباحة. لا أطيق الإنتظار حتى أسبح ثانياً. |
Yada üniversiteye gerçekten girene kadar bekleyebilir, ve sonra nerede yaşayacağımızı belirleriz. | Open Subtitles | أو بوسعنا الإنتظار حتى ندخل الجامعة فعلياً، ثم نبحث عن مكان لنمكث فيه. |
Konu her neyse, eminim yarına kadar bekleyebilir. | Open Subtitles | حسنًا، أيًا كان، أنا مُتأكدّه بأنّه يُمكنه الإنتظار حتى الغَد. |
Bence ulusal yarışmaya kadar beklemeliyiz. | Open Subtitles | أظن علينا الإنتظار حتى بعد المنافسة الوطنية |
Trene binene kadar bekleyemez misin? | Open Subtitles | ألا تستطيع الإنتظار حتى نركب القطار.. إنه هناك |
Öğlene kadar bekleyemem. Aslında, daha fazla bekleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني الإنتظار حتى الظهيرة في الحقيقة , لا يمكنني الإنتظار أكثر من ذلك |
Kaybolanların tam dökümü yapılana kadar beklememiz gerekecek. | Open Subtitles | سيتعين علينا الإنتظار حتى يقومون بتجريد كامل لمعرفة ما هو مفقود |
Gece yarısını bir dakika geçene kadar bekleyeceğiz sonra da ATM'den daha fazla para alacağız. | Open Subtitles | علينا الإنتظار حتى مرور دقيقة واحدة بعد منتصف الليل ثم سنحصل على المزيد من النقود من جهاز الصرافة الآلي |
Neden herkes maytap almak için en son ana kadar bekler ki? | Open Subtitles | لما على الجميع الإنتظار حتى الدقيقةُ الأخيرة ليشترون الألعاب النارية اللعينة؟ |
Adınız söylenene kadar bekleme odasında oturmanız gerekiyor. | Open Subtitles | إرجع الى غرفة الإنتظار حتى تسمع اسمك |
Sizi öldüreceğim ilk buluşmamızı bekleyemiyorum. | Open Subtitles | لا يستطيع الإنتظار حتى إجتماعنا الأول عندما أقتلك. |
Ama bu ofise güvenebileceğim birisi gelene kadar beklemeyi tercih ederim. | Open Subtitles | لكنني أفضل الإنتظار حتى يأتي شخص أثق به في هذا المكتب |
Ruhum bedenimden çıkana kadar bekleyemedin mi? | Open Subtitles | ألم تستطع الإنتظار حتى ألفظ أنفاسى من جسدى ؟ |
Bebek parmağını ilk kez kavrayana kadar bekle. | Open Subtitles | الإنتظار حتى المرة الأولى يَمْسكُ طفلكَ الرضيعُ إصبعُكَ. |
Dışarı çıkarmanın zor olacağını düşünüyorsan takip etmeleri için telefonunu onlara verene dek beklersin. | Open Subtitles | إن ظننتِ أن الخروج سيكون صعباً الآن، عليكِ الإنتظار حتى يقوموا بتعقب هواتفكم |