Bu evrenin ritim ve harmonisini keşfeden ses temelli bir planetaryum gösterisi | TED | هذا عرض في القبة السماوية يعتمد على الموسيقى يشرح الإيقاع والتناغم للكون. |
Dedikodulara göre caza karşı bir zaafı varmış ritim senin ruhuna işlemiş bebeğim. | Open Subtitles | ثمة شائعة تقول أنه يعشق الجاز، وأنت كذلك، وقع الإيقاع بداخلك يا عزيزتي. |
Hâlâ masum olduğunda ve kendisine tuzak kurulduğunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | لا تزال مصرّة على أنّها بريئة، وأنّه تمّ الإيقاع بها |
Kim bana tuzak kurmak için bu kadar uğraşır ki? | Open Subtitles | من عساه ان يذهب الى هذا المدى لمحاولة الإيقاع بي |
Onu tuzağa düşürmek için. Çünkü Manuel yıllardır bu pisliğin içinde. | Open Subtitles | حتى أتمكن من الإيقاع به لأنه كان شرطياً فاسداً منذ سنوات |
İkimiz de, ciğerlerindeki hırıltıları tespit etmekle ya da kalp yetmezliğinin sebep olduğu hızlı ritmi bulmakla alakası olmayan bu ritüeli es geçemezdik. | TED | لم يستطع أحدنا تخطي هذه الطقوس، الأمر الذي لا علاقة له بكشف الخرخرة في الرئة، أو اكتشاف الإيقاع الشديد لفشل القلب. |
Yani bu iptalden ne sorumluysa tempo nedenselliği ile sıkı bir ilişki içerisinde. | TED | أيا كان المسؤول عن هذا الإلغاء فالأمر مقرون بإحكام مع الإيقاع السببيّ. |
Seni yakalamak isteyen kişiyle romantik bir ilişkiye girme. | Open Subtitles | لا تتورط عاطفياً مع الشخص الذى يحاول الإيقاع بك |
ritim merkezleri, sol frontal korteks sağ beyincik, sol parietal kortekste bulunuyorlar. | Open Subtitles | و الإيقاع بالجانب الأيسر الأمامي, و بيمين المخيخ, و يسار القشرة المخية |
Fakat müziksel ritim için sabit biçimde tekrar eden bir tempo dizisi yeterli değildir. | TED | ولكن في الإيقاع الموسيقي، فإن سلسلة منتظمًة من نغمات مفردة متكررة ليس كافيًا. |
Standart notalarda ritim, bir ölçü çizgisi üzerinde gösterilir fakat başka yollar da vardır. | TED | في الترميز القياسي ، يوضح الإيقاع على سلم موسيقي، إلا أن هناك طرقاً أخرى. |
Şimdi bu karışık ritim ve tepedeki temel iki tempo hariç her şeyi kaldıralım. | TED | الآن، لنقم بإزالة كل شيء عدا هذا الإيقاع المشترك، والنغمتين الأساسيتين في الأعلى. |
Bunu ona gösterdiğimde birisinin ona bir tuzak kurduğuna emin olmuştu. | Open Subtitles | عندما أريتها ذلك، كانت مُقتنعة أنّ هُناك شخص يُحاول الإيقاع بها. |
tuzak olduğunu düşünmüyorum, biliyorum. Tüm o polisler nereden geldi, ha? | Open Subtitles | إذا لم يتم الإيقاع بنا فمن أين أتى كل رجال الشرطة أولئك |
Ya Ramsey'ye tuzak kurulmuşsa? | Open Subtitles | أنتظر دقيقة, كيت محقة ماذا لو تم الإيقاع برامسى ؟ |
Bence Natchios gerçek Kingpin tarafından tuzağa düşürüldü. | Open Subtitles | أعتقد أن ناتشيوس تم الإيقاع به من قِبل ملك الجريمة |
Babamı tuzağa düşürmek isteyen her kimse o kurşunu bulmanızı istemiyor. | Open Subtitles | من يحاول الإيقاع بأبي لايريد إيجاد تلك الرصاصة |
Tüm bu sesler birbirleriyle uyumluydu ve aralarındaki ritmi de duyardım. | TED | كل هذه الأصوات اندمجت مع بعضها البعض و استطعت الاستماع إلى الإيقاع بينهم |
O ritmi duyduğunda içinde, acayip bir duygu oluşur. | Open Subtitles | وعندما تسمع هذا الإيقاع يجتاحك شعور مجنون |
Kendi kız kardeşim beni yakalamak isterse bu önemli. | Open Subtitles | إنه مهم بالنسبة ليّ لأن أختي تحاول الإيقاع بيّ. |
İşin sırrı kendini ritme kaptırmakta... Biraz akıntıya kapılmak gibi. | Open Subtitles | الخدعة هي أن تذهبي مع الإيقاع كنوعاً ما إذهبي مع التدفق |
Akademi'de birisine ne kadar yakın oldukça komplo kurmaları o kadar kolaylaşıyormuş. | Open Subtitles | كلما كنت أتقرب لأحدهم بالأكاديمية كلما كان من السهل لهم الإيقاع بي |
Hayatımın dört yılını bu adamı alaşağı etmek için harcadım. | Open Subtitles | أمضيت أربعة أعوام من عمري محاولاً الإيقاع بهذا الشخص |
Oyuna getirildiğimi anlatmaya çalıştım, ama dinlemediler. | Open Subtitles | حاولت أن أخبر الجميع أنه تم الإيقاع بي, لكن لا أحد أراد الإستماع. |
Tempoyu belirlediğin zaman aynı ritimde devam etmene yardımcı olan bir alet. | Open Subtitles | إنها أداة تساعدك فى الحفاظ على نغمة ثابتة عندما تضبط الإيقاع المناسب |
müzik şu parçalara ayrılır: ritim, melodi ve harmoni, tıpkı yaşamlarımız gibi. | TED | الآن، لدى الموسيقى هذه الأجزاء:- الإيقاع واللحن والانسجام الموسيقي، تمامًا مثل حياتنا. |
İstediğin tempoda dans et. | Open Subtitles | ) أرقصي على الإيقاع الذي تفضلين سأرافقكِ مع الأوركسترا |
Şimdi, odadaki diğer seslerin ritimleri bul. | Open Subtitles | الآن ، ابحث عن الإيقاع في الأصوات الأخرى داخل الغرفة. |
Jacob'u kurtarabilirsem sonunda Sam'i yakalayabiliriz. | Open Subtitles | إذا إستطعت إنقاذ جاكوب عندها يمكننا اخيرا الإيقاع بسام |