En iyi gözlem şartları altında, mutlak en iyi şartlar altında, beynimiz, karşımızdaki tüm deneyimin parçalarını sadece tespit edip, kodlayıp depolar ve bu parçalar beynin farklı kısımlarında depolanır. | TED | حتي في أفضل ظروف المراقبة الأفضل بدون أي شك نحن فقط نلقط ونحلل ونسجل في عقولنا أجزاء صغيرة من مجمل مايحدث أمامنا وهذه الاجزاء تسجل في أجزاء مختلفة من الدماغ |
O parçalar olmadan bu hurda on metre bile gitmez | Open Subtitles | بدون هذه الاجزاء هذا الشئ لن يذهب لاى مكان |
Ellerinde parçaları varsa bir saatine mal olur sadece. | Open Subtitles | إن كانوا بملكون الاجزاء, فلن يستمر لاامر لأكثر من ساعة |
parçaları ayıklayıp büyülttüm ve kemikle karşılaştırdım. | Open Subtitles | و من ثم فصلت الاجزاء الكبيرة و كبرتها لأقارنها مع الأوستيونس |
Kesinlikle bir savaşa girmiş gibi duruyor en azından erişebildiğimiz kısımlar. | Open Subtitles | لا نعرف تبدو خلال معركة ما علي الاقل الاجزاء التي وصلنا اليها |
Polise gerçekten her şeyi anlattın mı, yoksa en iyi kısımları kendine mi sakladın? | Open Subtitles | هل قلت للشرطه كل شئ ام حذفت افضل الاجزاء |
Bu parça ayrıca en ilkel olanıdır, farklı bir parçaya dönüşmeden önce diğer tüm ağız parçalarının bu çiğneyici parça gibi göründüğü düşünülmektedir. | TED | كما أنه الأكثر بدائية. كل الأجزاء الفموية الأخرى يعتقد بأنها في بدايتها كانت تشبه أحد هذه الاجزاء قبل أن تتطور إلى شيء مختلف. |
Bazen, o küçük bedenlerde kayıp parçalar olur,... çünkü hergele zaferinin ödülü olarak bir hatıra... saklamaya karar vermiştir. | Open Subtitles | أحيانا تلك الاجزاء تفقد مثل الطفل الصغير لأن الماضي قرر التمسك بتذكار كغنيمه غزوه |
parçalar birleşmeye başladı. Ne olursa olsun o bombayı bulacağız. | Open Subtitles | وبدأنا في تجميع الاجزاء وسنوقف القنبلة مهما كلفنا الامر |
- Kafatasını bitirdim. hala bazı parçalar kayıp. | Open Subtitles | لقد انتهيت من الجمجمة مازال لدينا بعض الاجزاء مفقودة |
Pardon. parçalar daha gelmemiş. Sanırım size hâlâ kızgın. | Open Subtitles | الاجزاء لم تصل بعد وأعتقد أنه ما زال غاضب منك |
Bilirsiniz işte, hani oyuncular aniden yere yığılırlar ya. Hepsi kafasının içinde. Çalışması gereken tüm parçalar çalışmıyor. | Open Subtitles | كما عندما يسقط الاعب, يكون الامر برأسه جميع الاجزاء التي يجب ان تعمل, تتوقف |
Bu parçalar yeni hapishane kıyafetlerinin olduğu sevkiyatla geldi. | Open Subtitles | هذه الاجزاء جاءت مع شحنة برتقال السجن الجديد |
Kağıdın içindeki yumuşak parçaları buluyorsun. | Open Subtitles | تكون لديك تلك الحاجه ايضا وتبحث عن الاجزاء الدبِقة من بداية الورقة إلى نهايتها |
- Videoya mı çektiniz? - Evet. parçaları bir araya getiriyorduk. | Open Subtitles | تصوير تعنون انكم صورتموه نعم , نعم كنا نحاول جمع الاجزاء معا |
Hala prototipin çıkarılması gereken parçaları var. | Open Subtitles | لا زالت هناك بعض الاجزاء من النموذج الأولي يجب إستخراجها |
Sonu iyi olmayacak biliyorum ama şu devam ettiği kısımlar harika olacak. | Open Subtitles | اعرف ان هذا لن ينتهي بشكل حسن لكن الاجزاء التي في المنتصف ستكون رائعة |
Mutlu kısımlar renkli film, üzücü yerleri siyah beyaz. | Open Subtitles | الاجزاء السعيده بالالوان , والاجزاء الحزينه بالاسود والابيض |
Kitabın bütün son kısımları bu acıyı unutmakla ilgili. | Open Subtitles | كل الاجزاء الاخيرة عن كيفية محاولتي تخطي الالم |
Yani evet, pürüzlü kısımları olduğu doğru ama yazının bir gerçekliği ve ruhu var. | Open Subtitles | أقصد, أجل هناك بعض الاجزاء الصعبة لكن كتاباتك تحوي حقيقة, روح |
her parça vince gerek duyulmadan kolaylıkla kaldırılabilecek | TED | كل واحد من هذه الاجزاء يمكن رفعه بسهولة دون رافعة |
Beraber hareket ettiğimizde ortaya çıkan, parçaların toplamından çok daha fazlasıdır. | TED | عندما نعمل سوية الشيء المجمل افضل من تجميع الاجزاء. |
Bildiğiniz gibi, bir süredir Rambaldi'nin icatlarının toplamının, parçalardan daha büyük olduğu düşüncesine dayanarak çalışıyoruz. | Open Subtitles | كما تعرفون,منذ مدة, كنا نعمل تحت فرضية ان تجميع اخترعات رامبالدى اعظم من الاجزاء. |
Baba annem Londra'ya geri dönecek ve senin parçalarını tekrar toplamayacağım. | Open Subtitles | ابي هي راجعة الى لندن وانا لن اجمع الاجزاء مرة اخرى |