ويكيبيديا

    "الاستمتاع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tadını
        
    • zevk
        
    • eğlenmek
        
    • keyfini
        
    • eğlence
        
    • keyif
        
    • eğlenmeye
        
    • eğlenceli
        
    • eğlenme
        
    • eğlenebilirim
        
    • hoşuna
        
    • tadına
        
    • zevkini
        
    • eğlenmen
        
    • eğlenmeyi
        
    Senin için zor bir dönem olduğunu biliyorum ama bugünün tadını çıkartmanı istiyorum. Open Subtitles أعرف أنها كانت أوقاتاً صعبة عليك لكنني أريدك أن تحاول الاستمتاع بهذا اليوم
    Sırada kılıç adam var. O zamana kadar iguana adamın tadını çıkaralım. Open Subtitles صاحب السيف هو التالي، و حتّى ذلك الوقت نستطيع الاستمتاع برجل الإغوانا
    Bu, işinizden zevk almaktan, ofisinizde tilt makinesi olmasından öte bir şey. TED لأن الأمر يتخطى مجرد الاستمتاع بعملكم، أو توفر مكتبكم على لعبة الـفلِبر.
    Kurallar ya da emir komuta istemiyorum. Sadece eğlenmek istiyorum. Open Subtitles لا أودّ قواعد ولا تسلسل قياديّ، إنّما أودّ الاستمتاع فحسب.
    Başımdan defolup gider misin? Burada yarışın keyfini çıkarmaya çalışıyorum. Open Subtitles هلا تبتعد عني من فضلك أحاول الاستمتاع بمشاهدة هذا السباق
    Bu eğlence olsun diye tekerlekli sandalye kullanmaya benziyor. Open Subtitles ذلك أشبه باستعمال كرسي متحرك بغرض الاستمتاع.
    Evet, ve kendini beğenmiş bir ahmak olmasan bile, bakarken keyif duyabiliyorsun. Open Subtitles نعم ، وتستطيع الاستمتاع بها حتى ولو لم تكن متذوقا ً للفن
    Annenin ölümünden dolayı kendini suçluyorsun eğlenmeye falan istemiyorsun, aslında kendini yok etmeye çalışıyorsun. Open Subtitles تلوم نفسك لموت أمك لا تحاول الاستمتاع تحاول تدمير نفسك
    Bu şekilde eve dönerken ki uzun uçuşunuzda en sevdiğiniz TED videosunun tadını çıkarabilirsiniz. TED اذا يمكنك الاستمتاع بفيديو تيد المفضل لديك في رحلتك الطويلة الى المنزل
    Biraz pratikle çarpışma ve darbenin tadını çıkarabilirler ve ayağa kalktıktan sonra daha da çok. TED وبقليل من التدريب، سيتعلمون الاستمتاع بالسقطة وأثرها، والأكثر من ذلك، أنهم سيقفون بعدها.
    İkisi, diğer kızlara içerideki iki kızın çığlık atmak yerine, deneyimin tadını çıkarmaları gerektiğini söylüyordu. TED قالا للفتيات الأخريات أن على الفتاتين الاستمتاع بالتجربة بدلاً من الصراخ.
    Tanrı korusun, tadını alıp da alışırsan halin ne olur sonra? Open Subtitles الرب يحرّم علينا الاستمتاع بأي شئ من اليهوديات
    Hem yarım saat daha büyükannenin eşyalarının tadını çıkarabilirsin. Open Subtitles تستطيع الاستمتاع بمنزل الجدة لنصف ساعة اخرى.
    Çoğunlukla zevk almaya bir fırsat, ama bazen daha zor bir şey. TED وهي بالأساس الفرصة التي يمكن الاستمتاع بها، قد تكون أحيانا أشياء صعبة.
    Eğer oyunun içinde olmazsam ondan gerçekten de zevk alamıyorum. Open Subtitles لا أستطيع حقًّا الاستمتاع باللعبة إلّا إن كُنتُ جزءًا منها.
    yani sizden satın aldığımız şey- diğeri ise aldığımız üründen zevk almamızı sağlayacak ortamla ilgili olan eylem. TED الشيئ الذي ندفع ثمنه الآخر ينشئ السياق الذي من خلاله يمكننا الاستمتاع والتقدير لهذا المنتج
    Ben ve çocuklar da biraz eğlenmek istiyoruz. Open Subtitles نريد أنا و الأطفال الاستمتاع بوقتنا نحن أيضاً
    Çıkıp eğlenmek istedim. Open Subtitles أردت الخروج و الاستمتاع بوقتي ما المانع؟
    İyi kurtulduk arkadaşım. Şimdilik. keyfini çıkaracak kadar ayık kalmak istiyorum. Open Subtitles لقد نجونا بأعجوبة يا صديقي مؤقتاً وأود الاستمتاع بذلك بلا شراب
    eğlence tarzı Tayland'a uçmak ve kickboksing turnuvasında dövüşmekti. Open Subtitles كانت افكارة عن الاستمتاع و التسلية هو الطيران الي تايلاند للقتال في مباريات المصارعة
    Seksten keyif almanda duygusal bağlılık önemli bir rol oynuyor mu? Open Subtitles هل الارتباط العاطفي له دور هام في قدرتك على الاستمتاع بالجنس؟
    Ayrıca eğlenmeye çalışın, çünkü bu notunuzun bir parçası olacak. Open Subtitles , ايضا حاولوا الاستمتاع لانه جزء من درجاتكم
    Ama yine de, ara sıra özüme dönmek çok eğlenceli oluyor. Open Subtitles لكن ما زال بإمكاني الاستمتاع بالعودة إلى جذوري بين الحين والآخر.
    Evren sırrı olan bir adama ve kimliği olmayan bir kıza biraz eğlenme şansı verdi. Open Subtitles حصل رجل لديه سر وامرأة بدون هوية على فرصة الاستمتاع بأمسيتهما علناً
    Bu tür şeylerle eğlenebilirim... çünkü menopozun beni alaşağa etmesine izin veremem. Open Subtitles أستطيع الاستمتاع بهذه الأشياء الأن لأني لن أترك سن اليأس يحبط معنوياتي
    Bu anlaşma iki tarafın ve liderlerinin uzun çalışmaları ve ekonomik uğraşları sonucu buraya gelip dünyanın bu kadarda hoşuna gidecek bir barışa dönüştü. Open Subtitles تهدف هذه المعاهده الي الاستمتاع بسنوات من نضال الزعماء من علي الجانبين كنا نعتقد في هذا الرخاء الاقتصادي
    Dur, tadına varmak istiyorum. Open Subtitles إنتظر، أريد الاستمتاع بها تماماً تعال، تعال أخبرني، أخبرني
    Bak, eğer şu an tepenin zirvesindeysek, artık önümüzdeki inişin zevkini çıkarabiliriz. Open Subtitles أسمعنى,لو كنا على شفا الجحيم نحن يمكننا الاستمتاع بالهبوط الى أسفلها
    Annem, senin biraz eğlenmen gerektiğini söylüyor. Open Subtitles حسناً، لقد قالت أمي أنه يمكنك الاستمتاع قليلاً.
    Akıl sağlığım için, bu gece eğlenmeyi denemeliyim. Open Subtitles حرصاً على سلامتي العقلية سأحاول فقط الاستمتاع بالليلة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد