Ama yapmak istemediğin şeyleri yapmakta o kadar iyi değilsin zaten. | Open Subtitles | لكنك لست جيداً في فعل الاشياء التي حقاً لا ترغب بها |
Her neyse, büyükannemin bana miras bırakmaya çalıştığı o şeyleri asla unutmayacağım. | Open Subtitles | على أي حال لن أنسى ابداً الاشياء التي حاولت جدتي اطلاعي عليها |
Sonuç olarak görmek istediğimiz şeylerden bir tanesi insanların ne kadar kilo kaybettiği değil robotlarla ne kadar etkileşim içinde olduklarıydı. | TED | اذن احد الاشياء التي اردنا النظر اليها فعلا ليس كم من الوزن خسر الناس لكن لكم من الزمن تفاعلوا مع الروبوت |
benim ailemden öğrendiğim şeylerden biri size küçük bir anekdot vereceğim özelliklede babamdan | TED | وأحد الاشياء التي تعلمتها من والداي, وسوف اخبركم بحكاية صغيرة, خاصة من أبي. |
Sevdiğin şeylere sahip olduğunda onlara şefkat göstermek çok önemlidir. | Open Subtitles | انُ من المهم ان تقدر الاشياء التي تحب عندما تملكهم |
Kaybettiğim insanlar, öğrendiğim şeyler onlar olmasaydı bu hale gelemezdim. | Open Subtitles | الناس الذين فقدتهم الاشياء التي تعلمتها لن أصبح هكذا بدونهم |
Sonuçta değişip yeni biri olmaya çalışmanın en zor yanlarından biri de hangi şeylerin kontrolünüzde, hangilerinin ise gücünüz dışında olduğunu anlamaya çalışmak. | Open Subtitles | اصعب جزء هو أن تكون جديد وتحاول أن تغير و أن تفهم الاشياء التي هي تحت امرتك والاشياء التي لا يد لك عليها |
Ve bu sabah bakmış olduğu şeyleri tekrar oynatabilirim. | TED | وأستطيع تكرار بعض الاشياء التي قمت بها في وقت سابق اليوم. |
Bu tip şeyleri yapmayı bırakmam gerek. | Open Subtitles | هذا بالضبط نوع الاشياء التي يجب ان اتوقف عن فعلها |
Sybil, kentten aldığım şeyleri yerleştirmemiştim, lütfen... | Open Subtitles | سيبل انا لم ارتب الاشياء التي احضرتها من المدينة .. فهلا قمتِ بذلك من فضلك؟ |
Sana göstermem gereken bazı şeyleri göreceksin | Open Subtitles | تعال . سوف اريك الاشياء التي اريدك ان تشاهدها |
Ama benim yapmayacağım şeyleri yaparsan fikrimi değiştiririm | Open Subtitles | ولكني كنت سأغير ذلك ، لن افعل اذا استمريت بفعل الاشياء التي لا اريدها |
Böylesine yolunu şaşırmış hale gelmeden önce... sahip olduğumuz anlamlı şeyleri... güvendiğimiz şeyleri hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر الاشياء التي لها معني؟ اشياء يمكنك ان تحصيها قبل ان نتوه هكذا |
Birinin arasıra yaptigi şeylerden biri o da şudur ki serumdan kan hücrelerini ayirmak Burada bir örnek alırız | TED | الاولى. أحد الاشياء التي نحتاج من حين لآخر القيام بها هو فصل خلايا الدم عن المصل. و كان السؤال, |
Evet, canınızı sıkması muhtemel olan şeylerden bahsedersek, mesela polis--Arayabilirler. | Open Subtitles | نعم ، بالتحدث عن الاشياء التي تغيظك الشرطة ربما تتصل |
Alkol yasağı, devletin mafyalara yaptığı en iyi şeylerden biriydi. | Open Subtitles | الحظر كان واحد من أفضل الاشياء التي فعلتها الحكومة للعصابات |
Alkol yasağı, devletin mafyalara yaptığı en iyi şeylerden biriydi. | Open Subtitles | الحظر كان واحد من أفضل الاشياء التي فعلتها الحكومة للعصابات |
Bugün, burada size göstermekten mutluluk duyduğum şeylerden biri de bizim sanal otopsi masamız. | TED | ومن الاشياء التي انا سعيد لانني سوف اريكم اياها اليوم هي طاولة تشريحنا الافتراضي |
Beraber yaptığımız şu şeylere bak. | Open Subtitles | انظر الى كل هذه الاشياء التي قمنا بها سوياً |
Beraber yaptığımız şu şeylere bak. | Open Subtitles | انظر الى كل هذه الاشياء التي قمنا بها سوياً |
Sen ve hatırlamadığın şeyler arasına "Büyük Sam Seddi" ni koydu. | Open Subtitles | لقد وضع حائط عملاق بينك وبين الاشياء التي لا تستطيع تذكرها |
Ama şimdi, bizim bilmediğimiz şeylerin eski ve yeni fikirleri hakkında konuşacağım. | TED | ولكني سأشرح بعض المفاهيم الجديدة والقديمة.. عن الاشياء التي لا نعرفها حتى الآن. |
Elde edebileceğiniz bir şey Aydınlık Oda gibi bir şey olur. | TED | أحد الاشياء التي قد تحصل عليها هي شئ مثل الغرفة المضيئة. |
Hayır, biz Amerika'da, insanların elinde olmayan şeylerle alay edip espri yapmayız. | Open Subtitles | الامريكان يضحكون على الاشياء التي تحصل مع الناس اجبارياً |