| Valero'nun 51 inci cadde deki yerinden, şehrin en iyisi. | Open Subtitles | الذي يُباع في فاليرو في الشارع 51، الافضل في البلدة |
| Ama komiler şehrin en iyisi. | Open Subtitles | لكن العاملين والنادلين هم الافضل في المدينه |
| en iyisi sensin. Müzeliksin. Ne istiyorsun? | Open Subtitles | لقد كنت الافضل في مدينة كوبرس ، ماذا تريد ؟ |
| O ne yapacağını biliyor. Bu işi halleder. İşinde en iyisidir. | Open Subtitles | سيعلم ماذا سيفعل , سيحل هذا الامر انه الافضل في مجاله |
| Dinle! Sen bu ülkenin en iyisisin, bunu anlamıyor musun? | Open Subtitles | اسمعي, انتِ الافضل في هذه البلد, الا تفهمين؟ |
| Birlikte çalıştığım insanlar işlerinde dünyanın en iyileri. | Open Subtitles | الرجال والنساء الذين اعمل معهم هم الافضل في العالم |
| Spencer'in en iyisiyim. İki kez eyalet finalinde idim. | Open Subtitles | الافضل في سبينسر مشترك مرتان بالدور النهائي |
| Dünyanın en iyi kadınları olsa iyi olur yoksa eve gidiyorum. | Open Subtitles | يستحسن ان تكون فروجهم الافضل في العالم و الا عدت الي بلادي |
| Adam yeteneksiz bir sihirbaz, bir de tutup İngiltere'nin en iyisi diyorlar. | Open Subtitles | إنه ساحر غير موهوب و يقولون انه الافضل في انجلترا , لماذا ؟ |
| Okuldayken en iyisi sendin. Yeteneğini kaybetmemişsin. | Open Subtitles | لقد كنت الافضل في الارتجال ولم تفقد لمستك |
| New York City Polis Departmanı ülkenin en iyisi | Open Subtitles | أدارة شرطة مدينة نيويورك الافضل في البلاد |
| "Tıp Dünyası'nın En İyisi" ödülünü aldım; bu sayede tıp dünyasına girmemi, en azından bir adım atabilmemi sağladı. | TED | ومُنحت جائزة " الافضل في عالم الطب"، مما ساعدني لأضع قدمي على أول الطريق في عالم لطب الكبير. |
| O zaman, Jing Wu'nun en iyisi olmalı. | Open Subtitles | لا بد انه الافضل في جينج وو الان |
| O zaman, Jing Wu'nun en iyisi olmalı. | Open Subtitles | لا بد انه الافضل في جينج وو الان |
| Bir numaraydı, dünyanın en iyisi | Open Subtitles | انه كان رقم واحد الافضل في العالم |
| Emrinde çalıştığım, ya da eskiden çalıştığım adam; işinin en iyisidir. | Open Subtitles | الرجل الذي اعمل لديه, او كنت كذلك انه الافضل في المجال |
| - Kasabadaki en iyisidir. | Open Subtitles | رقائق النار المشتعلة، الافضل في القرية |
| Piyasada en iyisidir. | Open Subtitles | الافضل في المجال |
| Sen muhtemelen dünyadaki en iyisisin ve Marty karakteri hakkında da haklısın.O kandırıyor. | Open Subtitles | ربما انت الافضل في العالم وانت على حق عندما قلت مارتي غشاش ، انه يغش ـ لا ادري ـ انه يغش |
| Janet, en kötünün de en iyisisin. | Open Subtitles | جانيت , انتِ الافضل في كونك الاسوء |
| "New York'un su püskürtmede en iyileri" biraz uzun kaçıyor. | Open Subtitles | " نيويورك الافضل في رش الاشياء بالماء " طويله جدااً |
| Spencer'in en iyisiyim. İki kez eyalet finalinde idim. | Open Subtitles | الافضل في سبينسر مشترك مرتان بالدور النهائي |
| Las Vegas'ta muhteşem bir gecede ünlüler ve spor hayranlarından olusan kalabalık MGM Grand'de Dünyanın en iyi iki ağırsıklet boksörünün 8 aydır hazırlandıkları maçı izlemeye geldi. | Open Subtitles | في ليله نقيه و واضحه في لاس فيجاس ومع الحشد المتوقع من المشاهير وانصار الرياضه داخل ام جي ام الكبرى الاثنان الافضل في الوزن الثقيل في العالم |