| Hatta Y kuşağı bu ülkedeki en geniş ve en kapsamlı yetişkin popülasyonu. | TED | في الحقيقة، يعد جيل الألفية أكبر السكان البالغين وأكثرهم تنوعًا في هذا البلد. |
| Olaya baksana, iki tane yetişkin adam içki içmek için karılarından kaçmak zorunda. | Open Subtitles | كثير من الرجال البالغين يتسللون من خلف زوجاتهم فقط ليتناولوا قليلاً من المشاريب |
| Umuyorum ki en azından yetişkinler kirli sudan uzak duruyorlardır. | TED | وانا أامل ان البالغين من الاسماك يتفادون هذه المياه الملوثة |
| Sonra savaş başlar başlamaz, sakat olan yetişkinler de kapsama alanına alınmıştı. | Open Subtitles | ثمّ عندما بدأت الحرب ، هذا القتل إمتـّد إلى المُعاقين البالغين أيضا |
| Çalışabilir yaşta olan yetişkinlerin sayısı çarpıcı bir biçimde düşmekte. | TED | نسبة البالغين الذين هم في سن العمل تنازلت بشكل كبير |
| Beni yetişkin hemcinslerimden ayrı tutarak yetişkin olmadığımı ima ediy... | Open Subtitles | نعم, محاولتكِ في إثارة غضبي باستثنائي من جماعة الرجال البالغين.. |
| yetişkin ve doktorası olan bir psikoloğun telefona cevap veriş şekli bu olamaz. | Open Subtitles | تلك ليست طريقة البالغين الحاصلين على دكتوراه في علم النفس للإجابة على الهاتف |
| Eşofman takımlarında yetişkin büyük ve ekstra küçük genç bedenleri kalmış. | Open Subtitles | كانو إما البالغين كبيره أو الفتيان صغيره إضافيه. 97 00: 04: |
| Şimdi iki yetişkin hatun lazım sahneye çıkacak yetişkin erkeklerle baş etmek için. | Open Subtitles | لكنني أبحث عن امرأتين بالغتين ليتعاملا مع هؤلاء الرجال البالغين القادمين إلى المسرح. |
| Çizgi filmlerini sonra izleyebilirsin. Şu anda yetişkin saati, tatlım. | Open Subtitles | تستطيعين مشاهدة أفلام الكارتون لاحقاً هذا وقت البالغين يا عزيزتي |
| en bağımlı ve en fazla ilaç kullanan yetişkin topluluğuz. | TED | إدمان وإحتياج العلاج مجموعة البالغين فى تاريخ الولايات المتحدة . |
| Her hayvanın, sonsuza kadar gençliği arkada bırakıp yetişkinler dünyasına girme vakti gelir. | Open Subtitles | ثمّة وقت يجب أن يخلّف كل حيوان فيه شبابه ويدخل عالم البالغين للأبد |
| Tabii ki. Ama önce yetişkinler biraz konuşmalı tamam mı? | Open Subtitles | بالتأكيد لكن نحن البالغين نحتاج الى القليل من الوقت أولاً؟ |
| Ve bu da bizim yetişkinler olarak onların aktifliğini yönlendirmede etkili olmayı öğrenmemiz anlamına gelir. | TED | وهذا يعني أن البالغين نحتاج أن نتعلم كيف نصبح مشجّعين فعّالين لنشاط طلابنا. |
| Ama diğer yetişkinler inanılmaz acı verici şeyler söylerler. | TED | ولكن البعض الآخر من البالغين يقولون أشياء مؤلمة بشكل لا يصدق. |
| yetişkinlerin tümü, başıboş gezenleri gözlüyorlar, bir yırtıcı tehdidine karşı. | Open Subtitles | يراقب كل البالغين الصغار وهم يتجولون تحسبا لظهور مفترس يقترب |
| Biliyorum yetişkinlerin çoğu hayali arkadaşa inanmazlar ama ben inanıyorum. | Open Subtitles | أعلم بأن معظم البالغين لا يؤمنون بالصديق التخيلي انا أصدق |
| Çünkü sonuçta, yetişkinlere bile istatistik hakkında sorduğunuzda aşırı derecede aptal görünüyorlar. | TED | فكما نعلم، حتى البالغين حين تسألهم عن الإحصاء، يبدون في غاية الغباء. |
| yetişkinlerle ailesi olan ve kaybedecek bir şeyi olan insanlarla iş yapmayı severim. | Open Subtitles | أني أحب البالغين أنني أعمل مع رجال متزوجين وعائليين رجال لديهم شيئا ليخسروه |
| Yakın zamanda yapılan bir deneyde, bir grup yetişkinin, onlar uzmanların konuşmalarını dinlerken, beyinleri MRI ile tarandı. | TED | في تجربة حديثة، مجموعة من البالغين تم فحص أدمغتهم في جهاز الرنين المغناطيسي و هم يستمعون إلى حديث الخبراء. |
| Sizi şaşırtabilirler. Çocuklar değişikliklerle başa çıkmayı bazen yetişkinlerden bile daha iyi becerirler. | Open Subtitles | ربما تتفاجئ, أنه الأطفال لديهم القدره احياناً على مُماشاة التغيير أكثر من البالغين |
| büyükler arasında her zaman işe yaramaz. | Open Subtitles | ليس دائماً تنجح تلك الطريقِه مَع البالغين |
| Böylece yetişkinler yavruları, yavrular da yetişkinleri ayırt edebilir. | TED | فيتميز الصغار عن البالغين و يتميز البالغين عن الصغار |
| Çok havalı bir terim: neoteni -- yetişkinlerde oynama ve çocuksu davranışların sürmesi. | TED | هناك مصطلح لطيف : النيوتينية وهي الاحتفاظ بخصائص اللعب و الصغر لدى البالغين. |
| O gün, ...büyüklerin dünyasını ve kendi geleceğimi iyice ölçüp biçtikten sonra, ...buna bir son vermeye karar verdim büyümeyecek ve, orada, ...3 yaşında; peri masallarındaki bir cüce olarak kalacaktım ilk ve son olarak. | Open Subtitles | بذلك اليوم، بسبب ما تصورته عن عالم البالغين وعن مستقبلي، |
| Bunu olgun yetişkinler gibi halledebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا من معالجة هذا بنظوج مثل البالغين. |
| Onu birçok yetişkinden daha iyi kavradılar. | TED | أعني أنهم فهموا الأمر أكثر من معظم البالغين |
| Seviyesi yüksek bir tartışma yapmaya çalışan yetişkinleriz sonuçta. | Open Subtitles | نحن جميع البالغين يحاول أن يكون مناقشة الذكية. |
| Televizyonun büyük bölümü çocuklara veya Hıristiyanlara veya yaşlılara uygun değil. | Open Subtitles | كثير من برامج التليفزيون لا تناسب الأطفال, أو المسيحيين, أو البالغين. |