ويكيبيديا

    "البضاعة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • mal
        
    • malı
        
    • malları
        
    • mallar
        
    • malın
        
    • Paket
        
    • paketi
        
    • malların
        
    • mala
        
    • ürün
        
    • ürünü
        
    • malzeme
        
    • ürünleri
        
    • ürünler
        
    • Mallara
        
    Piliç, bütün o mal ile tek başına ortalıkta dolanmak istemiyordu. Open Subtitles لم تكن تريد التجول بمفردها مع كل تلك الكمية من البضاعة
    Piliç bütün o mal ile tek başına ortalıkta dolanmak istemiyordu. Open Subtitles لم تكن تريد التجول بمفردها مع كل تلك الكمية من البضاعة
    Bak, Amsterdam'a iki üç kere gitmişti, bu sefer malı kaybetti. Open Subtitles لقد سافر لمرتين او ثلاث الى أمستردام وهذه المرة فقدَ البضاعة
    Yani bay matematikçi, beni mutlu etmeliler çünkü malı onlara kuzenim tedarik ediyor. Open Subtitles لذا يا سيّد رياضيات، يحتاجوا أن يُبقوني سعيد، لأن إبن عمّي يزوّد البضاعة.
    Senin elinden bu malları alıp seni dışarı atmayacağımı nereden biliyorsun? Open Subtitles ما الذي يجعلك تظن أنني لن آخذ البضاعة وأطردك من هنا؟
    mallar teslim edildi 8 nolu kompartımanın 9 nolu odasını takip edin. Open Subtitles الهاتف بايون، البضاعة وصلت. كن يقظاً نمرة 9 في سيارة 8.
    Tek başına bütün konvoyumu vurdun. Ama malın tamamını yaktın. Open Subtitles لقد ضربتي قافلتي بأكملها لوحدكِ لكنّكِ تركتِ البضاعة تحترق، لماذا؟
    mal burda. Değiş tokuşu bir saatte yapabiliriz. Open Subtitles البضاعة موجودة، بإمكاننا عمل المبادلة في ساعة
    Duyduğuma göre koliyle mal sokuyormuşsun. Open Subtitles يقال فى الشارع أنك تأتى بالكثير من البضاعة
    Seni California'dan arıyorum ben de... ..ilgini çekebilecek bir mal olabilir. Open Subtitles أنا أتكلم من كاليفورنيا بالصدفة أنا لدي شيء بعض البضاعة ممكن أن تكون بحاجة لها
    Sonra da Lois için biraz mal ayarlayacaktım. Open Subtitles وكان لا بد أن أهتم ببعض البضاعة من بيتسبيرغ
    satıcı malı Paket halinde getirir. Hepsi bir zincir halindedir. Open Subtitles يؤمّن المموّل البضاعة التي تعبّأ لاحقاً في المبنى
    Ben kamyonu getireceğim. malı yükleyip gideceğiz. Open Subtitles صحيح, أعود إلى الشاحنة , أحمل البضاعة إليها, ثم ننتهي ونذهب
    Sen malı teslim ettikten sonra nerede buluşalım dersin. Open Subtitles مكان اللقاء يكون بعد قيامك بتسليم البضاعة.
    Ama önce malları elden çıkarabileceğimizden emin olalım. Open Subtitles ولكن أولاً علينا التأكد من إمكانية تصريف البضاعة
    malları 24 saatliğine bana bırakın ertesi gün ödemeyi yaparım. Open Subtitles إترك لى البضاعة لمدة 24 ساعة وسأدفع لك فى اليوم التالى
    Evet, malları taşıyacak trendeki adamın adı Bavul Matthew trene Bordo' dan binecek ve bizde onunla trene binp... kaldığı kompartıöamı öğrenip Bordo' dan sonraki istasyonda trenden ineceğiz... 1923 sefer sayılı bu tren Fransa demir yollarının... en eski elektrikli trenidir. Open Subtitles البضاعة ستأتمن مع ماثيو الحقيبة لكننا في بوردياكس حاليا . هم متعقلون بما فيه الكفاية.
    'Bacon, sokak köşelerinde çalıntı mallar 'satabileceği günlerin artık sayılı olduğunu görebiliyor. Open Subtitles باكون يعرف أن أيامه فى بيع البضاعة المسروقة فى الشارع أصبحت معدودة لقد حان الوقت ليفعل شيئا آخر وهو يعرف ذلك
    Özel görev ekibinin her üyesi burada özel olarak eğitilmesinin yanısıra malın korunması ve pazarlanması işini de üstleniyorlar. Open Subtitles فهو يحافض على الامن وعلى الشراء وتسليم البضاعة كل عضو في جيشي يتلقى تدريبا مميزا
    Ama Yüzbaşı öncelikli hedefimiz sipariş edilen paketi ele geçirmektir. Open Subtitles لكن أيّها القائد، هدفنا الأساسي هو إسترجاع البضاعة التي طلبوها.
    O barkotları tespit edebilirsek çalınan malların bir dökümünü çıkarabiliriz. Open Subtitles يمكننا إعادة تركيب ملصقات التسعير وربما نستطيع إحصاء جرد البضاعة المسروقة
    Satmak üzere aldığım mala karşılık babamların evinden çok fazla heykel çalmıştım. Open Subtitles لقد سلبت بعض التماثيل من منزل أبي عربون مقدم لأجل البضاعة
    Düzgünce istiflenmiş raflarda yeni bir ürün gördüğünüzde kalbiniz daha hızlı atmaya mı başlar? Open Subtitles هل تتسارع نبضات قلبك عندما ترى البضاعة الجديدة مكدسة بعناية؟
    ürünü olan insanla parası olan insan birbirlerine güvenemedikleri için değiş tokuş yapmayacaklar. TED شخص معه البضاعة وشخص معه المال، ولأنه لا يمكن أن نثق في بعضنا البعض، لن نقوم بالمُبَادلة.
    Bana malzeme almadığını söylüyorsun fakat servis yaptın. Open Subtitles تقول لي أنك لم تحصل على البضاعة و لكنك خدمت بعض الناس بالفعل ؟
    Ona baktım ürünleri kokluyordu ve kendi kendime... Open Subtitles وعندما نظرتُ للأعلى كانت تشم البضاعة فقلت لنفسي
    Kitaplar, videolar, yan ürünler. Open Subtitles الكُتُب، و فيديوات، و هذه البضاعة.
    Eve hiçbir şey götüremeyecek olsa bile, Mallara bakmak bile onu tatmin ediyordu. Open Subtitles حتى عندما كانت لا تستطيع أن تتحمل أخذ أي شيء للمنزل أخذت تشبع رغبتها بالنظر في البضاعة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد