ويكيبيديا

    "البطيء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yavaş
        
    • yavaşça
        
    • Slow
        
    • Ağır
        
    • yavaşlayan
        
    • hızlı
        
    yavaş ve acı verici eklemeyle, sonra siz ikiniz her ne formülünüz varsa oldukça yanlış olduğundan kesinlikle emin olacaksınız. Open Subtitles بالجمع البطيء و المؤلم و ثم يمكنك أن تكون متأكدا بأن أي معادله قد تحلمون بها أنتما سوف تكون خاطئه
    Hikaye kurgusu, senaryo, drama, final yok . ve bu yavaş TV olarak adlandırıldı. TED ليس هناك حبكة ولا سيناريو ولا دراما ولا ذروة ويدعى هذا باسم التلفزيون البطيء.
    yavaş TV şimdi moda bir sözcük yavaş TV yapabileceğimiz başka şeyleri ve konuları aramaya başladık TED وأصبح التلفزيون البطيء الآن شيئًا نسمع به كثيرًا، وبدأنا بالبحث عن أشياء أخرى يمكننا أن نقدمها فيه.
    Bir milyar yıl boyunca, düzensizlikteki artışı ve dünyamızı yavaşça kaosa sürüklemesini izledik. Open Subtitles لقد شاهدنا التقدم من مليار سنة ' قيمة الإنتروبيا وتغذى من التفكك البطيء
    Slow dans esnasında burnu kanıyan ilk erkek ben değilim ki. Open Subtitles فلست أول شاب ينزف أنفه أثناء الرقص البطيء
    Şişman bir adamın gülleyi midesiyle yakalamasını Ağır çekimde izlemek gibi. Open Subtitles أشبه بمشاهدة رجل بدين يركض وراء كرة معدنية وبطنه بالتصوير البطيء.
    Bu teknolojileri benimserken yavaş ve kararlı hareket etmenin bazı faydalarını görmezden mi geliyoruz? TED في سبيل اعتناق تلك التكنولوجيات، أنقوم بتجاهل بعض منافع العمل البطيء والمستديم؟
    Olanların yavaş ve tedbirli adımlarla ilerleyen bilimdense halk arasındaki söylentilerin gücü ile daha çok alakası olduğunu öğrendim. TED فتوصلت إلى أن ما حدث لا يرجع أساساً للتقدم البطيء والحذر للعلم لكنه يرجع بالأساس للقدرة السحرية المعتمدة لرواية القصص.
    Ancak gerçekten ciddi bir konu olduğunda, mesela kariyerimiz nasıl bir yön alacak veya kimle evlenmeliyiz konusu, niçin içgüdülerimizin yavaş ve düzgün analizlere göre daha iyi olduğu kanısındayız? TED لكن عندما يتعلّق الأمر بالأشياء الهامةّ حقاً، مثل كيف سيكون مسارنا المهني أو من ينبغي علينا تزوّجه، لماذا علينا الافتراض بأنّ حدسنا أفضل تقديراً لتلك الأشياء من التحليل البطيء واللائق؟
    Tüm bunlara yenilik dediler ama bunlar, uzun ve yavaş bir yıkım sürecinin başlangıcıydı. TED و اسموا هذا الحراك بالتحسينات، لقد كانوا بذلك من مهد لـفترة طويلة من الانهيار البطيء.
    yavaş yanan çoklu görev özelliği sarsıcı olan bir adam, bunları size açıklayacak bir grafiğim var. TED ‫الرجل الذي كان تعدد المهام البطيء الخاص به‬ ‫مذهلًا للغاية،‬ ‫لدرجة أنني سأحتاج إلى رسم بياني ‬ ‫لشرحه لكم.‬
    Sınıfın yavaş tarafındaki çocukları düşünün. TED فكّر في الأطفال على الجانب البطيء من الفصل.
    Bu durum ürkütücü gelse de virüsleri zararsız hale getirmek söz konusu olduğunda yavaş mutasyon oranları aslında umut vadeden bir işaret. TED رغم أن هذا قد يبدو مبالغاً به، لكن معدل نشوء الطفرات البطيء هو علامة مبشرة للتمكن من تعطيل هذه الفيروسات.
    Beni öldürüyorsun, Seymour... yavaş yavaş bu aptal casus işleri ile hemde. Open Subtitles تقتلنى بالموت البطيء بأعمال التجسس الحمقاء.
    Bütün o aldatmaca, efsane ve sihirini saymazsak aslında az maaşlı yavaş ölüm diyebiliriz.. Open Subtitles ولكن بعد أن تتخطي كل المرح، والأساطير، والسحر يُصبح الأمر أشبه بالموت البطيء
    Ve hala olanlar sanki yavaş çekimde olmuş gibi geliyor. Open Subtitles ومع ذلك بدا كل شيء وكأنه يحدث بالتصوير البطيء
    Ama önce, şovumu süper yavaş çekimde bir kez daha izleyelim. Open Subtitles ولكن أولاً، لنشاهدها مرة أخرى بالعرض البطيء.
    Bu trafik çok yavaş. Direksiyon arkasında ki Fransızlarda iş yok! Open Subtitles المرور هو البطيء الفرنسيون فاشلون في قيادة السيارات
    "...yavaş filizlenen bir aşktan hoşlanacak bayan arıyor..." Open Subtitles يبحث عن امرأة تستمتع بريعان العاطفة البطيء
    Bu sırada yıldızlar ve evrimleşmiş gezegenimiz bir şekilde insanlık tarihini mümkün kılan elementlerin düzenlenme işini yavaşça yerine getirdi. Open Subtitles بينما نفّذت النجوم وكوكبنا المتكون العمل البطيء في تنظيم المواد بطريقة تمكّن من استهلال التاريخ البشري.
    Slow dans sırasında ilk öpücüğümü alırsam çok romantik olmaz mıydı? Open Subtitles ألن يكون رومانسي جداً إذا حصلت على قبلتي الأولى أثناء الرقص البطيء ؟
    Yaratıcı insanlar arasında Ağır çekimde çoklu görev yaygın bir şey. TED ‫تعدد المهام البطيء‬ ‫أمر شائع بين المبدعين في كل مكان.‬
    Bilirsin şu yavaşlayan kısımdaydık... Open Subtitles لقد كان ذلك الإيقاع البطيء .. أنتتعرفين.
    Çok hızlı nefes alan, kırılgan, belli ki etkin ölümün son aşamasında olan yaşlı bir kadının yatağının kenarına iliştim. TED لقد سرت بقرب سرير لإمرأة عجوز والتي كانت تتنفس بصعوبة بالغة وكانت كما يبدو لي في مرحلة الحياة الاخيرة من الموت البطيء

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد