bazıları sadece kuş resimleri yaptığını düşünüyor lakin ilgisi yok. | Open Subtitles | ظن البعض أنه يرسم الطيور فحسب ولكن هذا ليس صحيح |
bazıları onu öldürüldüğü palavrasını atsa da o mutlaka ortaya çıkar beyaz, heybetli ve gizlice. | Open Subtitles | وقد تفاخر البعض أنه قتله لكنه دائما ما يعاود الظهور بضخامته وبياضه وجلاله |
bazıları silah ustasının kendi eseriyle öldüğünü söylüyor. | Open Subtitles | ويقول البعض أنه بمجرد صنعها أنهت حياة صانع الأسلحة |
bazıları kızın kalbinin kırıldığını duyduklarını söyler. | Open Subtitles | ويقول البعض أنه يمكن فعلا الاستماع إلى كسر قلبها |
Bazılarımız onu kaba bulabilir, diğerleri bunun kesinlikle nazik olduğunu düşünebilir. | TED | قد يرى البعض أنه فعل وقح، بينما يرى آخرون أن الفعل مقبول. |
Gerçeklik birbirimize olduğunu söylediğimiz şeydir. | Open Subtitles | الحقيقة هى التى نخبر بعضنا البعض أنه كذلك |
bazıları, büyük dükün kayıp oğlu olduğuna inanmış. | Open Subtitles | اعتقد البعض أنه الابن المفقود للدوق الكبير |
bazıları sebebinin yemek olduğunu söyler ama benim kedim. Yanımda olmaktan hoşlandığına inanıyorum gerçekten. | Open Subtitles | ربما يقول البعض أنه الطعام لكن القط خاصتى يستمتع بصحبتى |
Aslında bazıları hiç koruması olmadığına inanıyor. | Open Subtitles | فى الواقع يقول البعض أنه ليس معه أى حارس أصلاً |
bazıları onun şeytan, ...bir vampirin bedenine girmiş şeytani bir ruh olduğunu düşündü. | Open Subtitles | ظن البعض أنه كان شيطاناً روح شريرة في جسد مصاص دماء |
bazıları öyle düşünebilir ama kendimi savunmayacağım... | Open Subtitles | وليس لتطهير نفسي كما قد يظن البعض أنه علي ذلك |
bazıları lezyondaki askerlerle içerken görülmenizin yakışıksız olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يرى البعض أنه من غير اللائق أن تتناول الشراب مع رجال الفيلق. |
bazıları düello için olduğunu söylese de bu karşılaşmalar gerçek kavga olamayacak kadar nazik. | Open Subtitles | يقول البعض أنه للمبارزة، إلاّ أن هذه الضربات رقيقةٌ جداً لتكون نزاعاتٍ حقيقية |
bazıları harabe gibi olduğunu döylüyor., | Open Subtitles | فارغة، في الحقيقة. يقول البعض أنه كان إنقطاع، |
bazıları gerçek olduğuna inanmak yerine, plasebo etkisini diğer faktörlerle karıştırmakta, tıpkı doktorları memnun etmek için onlara sahte gelişmeleri bildiren hastalar gibi. | TED | يعتقد البعض أنه بدلاً من كونها حقيقية، تأثير الدواء الوهمي هو مجرد خلط بينه وبين عوامل أخرى، كمحاولة المرضى إرضاء الأطباء بإبلاغهم كذبًا أنهم تحسنوا. |
bazıları Vietnam Savaşı hakkında yeterince eleştirel olmadığını ya da onun başkan ve kongre dahil politik kuruluşlar ile iş birliği için hırslı olduğunu düşündü. | TED | اعتقد البعض أنه لم يكن موقفه حاسمًا بما فيه الكفاية من حرب فيتنام، أو أنه كان حريصًا جدًا على التعاون مع المؤسسة السياسية بما في ذلك الرئيس والمؤتمر. |
bazıları Bo'yu bu yüzden yakaladığımı söylüyor. | Open Subtitles | يقول البعض أنه لهذا حبست " بو " لتجارة المخدرات |
bazıları dürtü kontrolünü, muhakemeyi ve risk hesaplamasını azalttığını söylüyor. | Open Subtitles | يقول البعض أنه يقلل الحافز من السيطرة، والحكم ، تقديرات الخطر... |