Babasını tanıdıklarında, kızı için hiç bir tehlike kalmaz. Benimki, içgüdüsel bir şey, Başçavuşum. | Open Subtitles | الذي يَعْرفُ الأبَّ لا يَخَافُ على البنتِ |
Bir iki kişiye çarparsın ama önemli olan, kızı arabaya... | Open Subtitles | إنّ الشيءَ الرئيسيَ تَحْصلُ على البنتِ. ذلك هو المهم. |
Bu huyunu sevmiyorum, bir kızın odasına girerken kapıyı çalmalısın. | Open Subtitles | لَيْسَ لَديك أساليبُ. يَجِبُ أَنْ تطرق الباب قبل الدخول إلى غرفة البنتِ. |
Dinle, doktoru arayıp bu kızın söz dinlemediğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | انظري، سأتصل بالطبيب و اخبره بان هذه البنتِ لَنْ تستمع الي. |
Hafta sonu için gelmiştim. Buralı bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | جِئتُ هنا لعطلة نهاية الإسبوعِ، و قابلتُ هذه البنتِ المحليّةِ. |
O zavallı, korunmasız kıza parmağını sürecek olursan... sonsuza dek kendinden utanırsın. | Open Subtitles | إذا وضِعُت إصبعَ واحد على تلك البنتِ المسكينة العاجزةِ الحلوّةِ فسوف تَحتقرُ نفسك إلى الأبد |
Ben kendim aldım, girişteki masada oturan kızdan. | Open Subtitles | أناعَمِلتُهو نفسي، مَع البنتِ في المنضدةِ الأماميةِ. |
- Bu kızı tanımıyorum. - Pekala, ilerleyin. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ هذه البنتِ حسناً، أنتما الأثنان، أبتعدا |
Kasalivich ve kızı büronun bizden önce almasını mı istiyorsun? | Open Subtitles | حَسناً، الآن. انت بالاحرى ُ حَصلتْ على البنتِ وسيلفتش؟ |
Çığ gibi düşme riski taşıyan bu kızı davet ederek, kayak tatilimi zehir etmeyeceğim. | Open Subtitles | لَكنِّي ما كُنْتُ ستُخرّبُ عطلة نهاية إسبوع مزلاجتي بدعوة هذه البنتِ الذي يَبْدو مثل خطرِ إنهيار جليدي. |
Bütün her şeyi, Cameron kızı elde edebilsin diye ayarladık. | Open Subtitles | لقد جهزنا كل ذلك حتى يُمْكِنُ لكاميرون أَنْ يَحْصلَ على البنتِ. كاميرون. |
kızı bir temiz patakladım. | Open Subtitles | كان لا بُدَّ أنْ يسيئَ إلى الصفعةِ تلك البنتِ إلى الثّلاثاءِ. |
Ve o kızı buraya getirerek yardımcı olmuyor. | Open Subtitles | وهو لا يُساعدُ بدعوة تلك البنتِ إلى بيتِنا. |
Konuşmasının yarısını duydum ama bu kızın aklı havada. | Open Subtitles | مَسكتُ فقط حول كُلّ كلمة خامسة، لكن تلك البنتِ بشدّة. |
-Kayıp kızın babası kan içindeydi. | Open Subtitles | رجل البنتِ العجوز المفقودةِ حَصلَ على الدمِّ في جميع أنحاء ه. |
Motor için biriktirdiği parayı o kızın ücretini ödemekte kullandı. | Open Subtitles | المال كَانَ عِنْدَهُ للمحرّكِ، ذلك ما هو كَانَ يَدْفعُ تلك البنتِ. |
Bu kızla 6 ay önce tanıştık ve evlenmeyi düşünüyorduk. | Open Subtitles | l قابلَ هذه البنتِ قبل ستّة شهور ونحن إفترضنَا للزَواج. |
O kızla çıktığım için kendimi çok suçlu hissettirdin. | Open Subtitles | جَعلتَني أَبْدو مذنبَ جداً حول الخُرُوج مع تلك البنتِ. |
- Hayır, Mitch! - Bu zavallı kıza ne yapıyorsun? | Open Subtitles | لا يا متش - ماذا تَعْملُ إلى هذه البنتِ الفقيرةِ؟ |
Tabi tabi... Bunu gitte faili hadım etmekle tehdit eden kıza söyle. | Open Subtitles | نعم، نعم، يُخبرُ ذلك إلى هذه البنتِ تُهدّدُ بخِصِية الفاعلِ. |
Bunları tanıdığım bir kızdan öğrendim. | Open Subtitles | تَعلّمتُه مِنْ هذه البنتِ التي كُنْتُ أَعْرفُها |
Şu yaşlı çift, Castevetlerin iyileştirdiği Kız intihar etti. | Open Subtitles | هي كَانتْ تلك البنتِ ألي أخبرتُك عنها مدمنة المخدّرات التي أُوهّلَت بهذا الزوجِ القديمِ كاستافيت |
Buradan da şu sonuç çıkıyor kızını bir yerde güvende tutuyorlar. | Open Subtitles | ونحن يُمْكِنُ أَنْ نَفترضَ وجود البنتِ حَملتْ آمن في مكان ما. |
Muhtemelen içinizden "Tanrım, kızcağız gerçekten kafayı sıyırmış" diyorsunuz ama sıyırmadım, Dr. Hill, yemin ederim. | Open Subtitles | أنت تَعتقدُ من المحتمل اللهي هذه البنتِ المسكينة حقاً متلخبطة لَكنِّي مَاتلخبطش دّكتور هيلل أُقسمُ بذلك |