"البنتِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • kızı
        
    • kızın
        
    • kızla
        
    • kıza
        
    • kızdan
        
    • Kız
        
    • kızını
        
    • kızcağız
        
    Babasını tanıdıklarında, kızı için hiç bir tehlike kalmaz. Benimki, içgüdüsel bir şey, Başçavuşum. Open Subtitles الذي يَعْرفُ الأبَّ لا يَخَافُ على البنتِ
    Bir iki kişiye çarparsın ama önemli olan, kızı arabaya... Open Subtitles إنّ الشيءَ الرئيسيَ تَحْصلُ على البنتِ. ذلك هو المهم.
    Bu huyunu sevmiyorum, bir kızın odasına girerken kapıyı çalmalısın. Open Subtitles لَيْسَ لَديك أساليبُ. يَجِبُ أَنْ تطرق الباب قبل الدخول إلى غرفة البنتِ.
    Dinle, doktoru arayıp bu kızın söz dinlemediğini söyleyeceğim. Open Subtitles انظري، سأتصل بالطبيب و اخبره بان هذه البنتِ لَنْ تستمع الي.
    Hafta sonu için gelmiştim. Buralı bir kızla tanıştım. Open Subtitles جِئتُ هنا لعطلة نهاية الإسبوعِ، و قابلتُ هذه البنتِ المحليّةِ.
    O zavallı, korunmasız kıza parmağını sürecek olursan... sonsuza dek kendinden utanırsın. Open Subtitles إذا وضِعُت إصبعَ واحد على تلك البنتِ المسكينة العاجزةِ الحلوّةِ فسوف تَحتقرُ نفسك إلى الأبد
    Ben kendim aldım, girişteki masada oturan kızdan. Open Subtitles أناعَمِلتُهو نفسي، مَع البنتِ في المنضدةِ الأماميةِ.
    - Bu kızı tanımıyorum. - Pekala, ilerleyin. Open Subtitles أنا لا أَعْرفُ هذه البنتِ حسناً، أنتما الأثنان، أبتعدا
    Kasalivich ve kızı büronun bizden önce almasını mı istiyorsun? Open Subtitles حَسناً، الآن. انت بالاحرى ُ حَصلتْ على البنتِ وسيلفتش؟
    Çığ gibi düşme riski taşıyan bu kızı davet ederek, kayak tatilimi zehir etmeyeceğim. Open Subtitles لَكنِّي ما كُنْتُ ستُخرّبُ عطلة نهاية إسبوع مزلاجتي بدعوة هذه البنتِ الذي يَبْدو مثل خطرِ إنهيار جليدي.
    Bütün her şeyi, Cameron kızı elde edebilsin diye ayarladık. Open Subtitles لقد جهزنا كل ذلك حتى يُمْكِنُ لكاميرون أَنْ يَحْصلَ على البنتِ. كاميرون.
    kızı bir temiz patakladım. Open Subtitles كان لا بُدَّ أنْ يسيئَ إلى الصفعةِ تلك البنتِ إلى الثّلاثاءِ.
    Ve o kızı buraya getirerek yardımcı olmuyor. Open Subtitles وهو لا يُساعدُ بدعوة تلك البنتِ إلى بيتِنا.
    Konuşmasının yarısını duydum ama bu kızın aklı havada. Open Subtitles مَسكتُ فقط حول كُلّ كلمة خامسة، لكن تلك البنتِ بشدّة.
    -Kayıp kızın babası kan içindeydi. Open Subtitles رجل البنتِ العجوز المفقودةِ حَصلَ على الدمِّ في جميع أنحاء ه.
    Motor için biriktirdiği parayı o kızın ücretini ödemekte kullandı. Open Subtitles المال كَانَ عِنْدَهُ للمحرّكِ، ذلك ما هو كَانَ يَدْفعُ تلك البنتِ.
    Bu kızla 6 ay önce tanıştık ve evlenmeyi düşünüyorduk. Open Subtitles l قابلَ هذه البنتِ قبل ستّة شهور ونحن إفترضنَا للزَواج.
    O kızla çıktığım için kendimi çok suçlu hissettirdin. Open Subtitles جَعلتَني أَبْدو مذنبَ جداً حول الخُرُوج مع تلك البنتِ.
    - Hayır, Mitch! - Bu zavallı kıza ne yapıyorsun? Open Subtitles لا يا متش - ماذا تَعْملُ إلى هذه البنتِ الفقيرةِ؟
    Tabi tabi... Bunu gitte faili hadım etmekle tehdit eden kıza söyle. Open Subtitles نعم، نعم، يُخبرُ ذلك إلى هذه البنتِ تُهدّدُ بخِصِية الفاعلِ.
    Bunları tanıdığım bir kızdan öğrendim. Open Subtitles تَعلّمتُه مِنْ هذه البنتِ التي كُنْتُ أَعْرفُها
    Şu yaşlı çift, Castevetlerin iyileştirdiği Kız intihar etti. Open Subtitles هي كَانتْ تلك البنتِ ألي أخبرتُك عنها مدمنة المخدّرات التي أُوهّلَت بهذا الزوجِ القديمِ كاستافيت
    Buradan da şu sonuç çıkıyor kızını bir yerde güvende tutuyorlar. Open Subtitles ونحن يُمْكِنُ أَنْ نَفترضَ وجود البنتِ حَملتْ آمن في مكان ما.
    Muhtemelen içinizden "Tanrım, kızcağız gerçekten kafayı sıyırmış" diyorsunuz ama sıyırmadım, Dr. Hill, yemin ederim. Open Subtitles أنت تَعتقدُ من المحتمل اللهي هذه البنتِ المسكينة حقاً متلخبطة لَكنِّي مَاتلخبطش دّكتور هيلل أُقسمُ بذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more